Kamu işletmelerini ve pek çok belediyeyi yöneten AKP, bu işyerlerinde çalışanları ilgilendiren konularda çıkardığı bazı yasalarla,....

Kamu işletmelerini ve pek çok belediyeyi yöneten AKP, bu işyerlerinde çalışanları ilgilendiren konularda çıkardığı bazı yasalarla, işçilik haklarını sistemli olarak ihlal ediyor. Geçtiğimiz yıl, kamuya ait işyerlerinde çalıştırılan taşeron işçilerinin, asıl işyerindeki ücretlerden ve diğer haklardan yararlanamayacaklarına dair bir kanun çıkarıldı. İş Kanu-nu'nun ikinci maddesine, "Kamu kurum ve kuruluşları ile bunların ortaklıklarında, hizmet alımı amacıyla yapılmış sözleşmeler gereğince, yüklenici aracılığıyla çalıştırılanlar, bu şekilde çalışmış olmalarına dayanarak, bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait işyerlerinin kadro veya pozisyonlarında çalışanlar için toplu iş sözleşmesi, personel kanunları veya ilgili mevzuat hükümlerine göre belirlenen her türlü mali haklar ve sosyal yardımlardan yararlanmaya hak kazanamazlar" hükmü eklendi. Bu düzenlemenin İş Kanunu'nun temel ilkelerine ve T.C. Devletince onaylanan 94 sayılı İLO sözleşmesine aykırı olduğunu söyleyenler olduysa da kulak asan olmadı.

Benzer bir kanun da, büyükşehir belediyelerine geçişi yapılan ilçe ve belde belediyeleri işçileri için yapıldı. Büyükşehir belediyelerinin sınırları genişletilip bu sınırlar içinde kalan belediyeler tarafında yapılmakta olan su, kanalizasyon, ulaşım gibi işler ve bu işleri yapan işçiler büyükşehir belediyelerine devredilmeye başlandı. Naklen gelen işçilerin, büyükşehir belediyelerindeki ücret ve diğer haklardan yararlanmak istemeleri bu belediyelere ek bir mali yükümlülük getirecekti. Bu yükümlülükten kurtulmak için 6.3.2007 tarihinde 5594 Sayılı Kanun çıkarıldı.

Geçişi yapılan işçilerin gelecekteki hak taleplerini önlemek için getirilen hüküm aynen şöyle. "Yapılacak bu devir işlemi, ücret ile diğer mali ve sosyal haklarda değişiklik yapılmasına hak kazandırmaz ve başka bir toplu iş sözleşmesinin uygulanmasını isteme hakkı vermez. Devir işleminden sonra yapılacak toplu iş sözleşmelerine ise bu işçilerin mevcut ücret ile diğer mali haklarında diğer işçiler için kararlaştırılacak artış oranı veya miktarını geçecek şekilde artış öngören ya da diğer işçilerden farklı yeni mali ve sosyal haklar verilmesini sağlayacak hükümler konulamaz." Bu yasanın, yürürlükteki iş kanununa, toplu iş sözleşmesi kanununa ve anayasanın eşit işe eşit ücret ilkesine, işçiler arasında ayrımcılık yasağına ve toplu iş sözleşmesi hakkına aykırı olduğunu söylemeye bile gerek yok 21.4.2007 tarihinde yayımlanan geçici işçilere kadro verilmesi hakkındaki 5620 sayılı kanunla ilgili uygulamalar da pek çok geçici işçiyi mağdur etmiş durumda. Çıkarılan kanunla, yıllardır geçici işçi çalıştırılması adı altında sürdürülen hukuk dışı uygulamaya artık son verileceği umuluyordu. Ancak, pek çok belediye sürekli işçi kadrosuna geçirmemek için bu işçilerin bir kısmını kanunun öncesinde veya sonrasında işten çıkarttı. Uygulama aşamasında çıkarılan bir tebliğle, sürekli işçi kadrosuna geçebilmek için kanunun yayımı tarihinde çalışıyor olma şartı getirilerek bir grup işçi de bu yolla kanunun kapsamı dışına çıkarıldı. Sürekli işçi kadrosuna geçirilmeyen işçiler, ilk yıl için 5 ay 29 günlük geçici sözleşmelerle çalışmak zorunda bırakıldı. Bu işçilerin gelecekleri ileride verilecek keyfi kararlara bırakılmış durumda. Kanunun bir diğer sonucu da bazı görevlerde geçici işçi statüsünde çalıştırılanların sözleşmeli personel statüsüne geçmek zorunda bırakılmaları. Bu işçilerin ücretleri bundan böyle hükümet tarafından belirlenecek. İş güvencesiz, sendika ve toplu sözleşme hakları olmadan çalıştırılacaklar. Bütün bunlar göz önüne alındığında, çıkarılan yasanın, pek çok işçinin işini ve mevcut haklarını kaybetmesine de yol açtığını söylemek gerekiyor. Gerçek ayrıntılarda saklıdır diye bir söz vardır. AKP'nin çalışanlar söz konusu olduğunda hukuktan ne anladığı da, mevcut kanunlara istisnalar getiren bu yasal düzenlemelerde saklı.