Aylardır emek dünyasına yönelik yazılar yazıyorum. Oysa bahar

Aylardır emek dünyasına yönelik yazılar yazıyorum.
Oysa bahar kendini kaç kez duyumsattı.
Kaç doğa şöleni sundu…
En güzeli de 1 Mayıs Taksim şöleni oldu.
Yoğun sendikal koşuşturmalardan doğa şölenine yoğunlaşamadım. Sen misin doğaya yoğunlaşmayan al sana bir çağrı:
Mersin - Mezitli Alevi Kültür Derneği Kadın Başkanı Özgür Nazlı, ‘Demokratikleşme İçin Bilgi Şöleni’ adlı etkinlikte kadın hakları konulu bir konuşma yapmamı istediklerini iletti.
Özgür Nazlı’nın panel kolaylaştırıcısı olduğu etkinlikte: Turan Eser, İlhan Cem Erseven, Hasan Kılavuz ve ben konuşmacıyız...
Ev sahibi Aleviler olunca mutlaka semah ve dinleti de olur diye düşlüyorum.
Alevileri nedense hep kadın sesleriyle yazdım. Lizbon’da dinlediğim “Bayan Akdeniz” ya da “Fado’nun Divası” AMALİA RODRİGUES’in sesiyle ‘2 Temmuz’ yazılarımı ne çok nakışladım.  O buğulu, o ölümsüz sesle, o karanlık yazgıyı aydınlatmaya özen gösterenlerden oldum. Alevilerin güçlü, özgün, sevdiğim kadın seslerinden deyişler, nefesler dinleyerek; isteklerini haykırdım, çözümleri yıllardır onlarla bekledim.

ALEVİLER ADINA KONUŞMAKTAN VAZGEÇİN!
Aleviler kimdir? Aleviler neler istiyorlar? Kendilerini nasıl konumlandırıyorlar? Alevi öğretisi nedir? Aleviler için cem evlerinin önemini biliyor muyuz? Alevilerden çok bu sorulara Başbakan, Bakanlar, Diyanet İşleri Başkanı, o da yetmiyor, bilim insanları, köşe yazarları yanıtlar veriyor. Kısacası Alevilik ve Aleviler adına herkes özgürce konuşuyor. Alevilerden biri konuşacaksa; ona da onlar karar veriyor. Böylece Aleviler adına konuşma hakkını kendinde görenler için, Türkiye artık susan bir ülke olmaktan çıkmış oluyor.
‘İNCİNSEN DE İNCİTME’ Mİ?
Anadolu, Aleviliği ve Bektaşiliği dünyaya bakış açısı, hoşgörü kültürü ve Yunus Emre'nin güzel sözüyle, 72 milleti eşit gören bir felsefedir. O nedenle Alevi öğretisini öğrenmek ve paylaşmak için Alevi olmak gerekli değil, insan olmak yeterlidir.
"Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde
Hakkın yarattığı her şey, yerli yerinde
Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok.
Noksanlık da eksiklik de, senin görüşlerinde."
HACI BEKTAŞ VELİ
Alevi toplumunda kadının önde olması Alevi ve Bektaşi öğretisinin yansımasıdır. Hacı Bektaş Veli'nin yetiştirdiği Kadıncık Ana’dan günümüze gelen kadınların yaşamlarında hep mücadele egemendir. Alevi ve Bektaşi kadınlarının yollarını açan Alevi öğretisidir. Çünkü Alevi öğretisinde kadın dünyadır. Doğurandır. Onu yaratan, doğurgan yaratmıştır. O nedenledir ki; Alevi inancında kadın erkek yaşamın her alanında yan yanadır. Ceme birlikte katılırlar, semahta yan yana dururlar. Kadınlar da erkeklerle kanat çırparlar. Cemde demi kadınlar sunmaz, onlar lokmacıdır. Semah sonunda erkek kadının ayağına değil omzuna niyaz eyler. Yine de günümüzde öğretide var olan kadın, Alevi örgütlerinde özlenen konumda değildir…
Pir Sultan Abdal, Aleviler’deki kadın sevgisini öyle güzel anlatır ki:
“Gel benim ey güzel servi çınarım / Yüreğime ateş düştü yanarım Kıblem sensin, yüzüm sana dönerim/Mihrabımdır kaşlarının arası... „
Büyük düşünür Hacı Bektaş Veli, “ İncinsen de incitme” diyor. Oysa Madımak Müze yapılmayarak, ‘Cem Evleri İnanç Merkezi’  tanınmayarak, ‘Zorunlu Din Dersleri’ kaldırılmayarak ve de Kültür Bakanlığı’na bağlı  “Müze”  statüsündeki Hacı Bektaş Veli dergâhına para ödeyerek giren Aleviler incitilmiyor mu?
16 Mayıs Pazar günü yine- yeniden bir kez daha Mersin’de ‘Demokratikleşme İçin Bilgi Şöleni’nde Alevilerin isteklerini dillendireceğiz…
Türkümüzün adını Büyük Pir söylüyor:
‘GELİN CANLAR BİR OLALIM!’