Amerikan bombaları, El Kaide’nin metamorfozu

VIJAY PRASHAD - @vijayprashad

İşte yine başladık. ABD’nin Irak ve Suriye’deki planları gevşemişken, jetler ve İHA’larla işlenen cinayetler ortaya çıkıyor. ABD, Libya’da Cezayir El Kaidesi lideri Muhtar Belmuhtar’ı öldürdüğünü ileri sürdü. Afganistan’da kaybettiği gözü nedeniyle ‘tek göz’ olarak bilinen pörsük bir savaşçı o. Saldırının gerçekleştiği Libya’daki yoldaşları, öldüğünü yalanlıyor. ABD’nin üçüncü seferdir öldürdüğünü ileri sürdüğü Belmuhtar’ın şansı bu sefer de yaver gider mi? Arap dünyasının öteki tarafında; Yemen’de, ABD, 10 yıldan fazla süredir El Kaide’nin Yemen kolunu güçlendiren Nasır El Vuhayşi’yi öldürdü. Yani iki El Kaide lideri, birkaç gün içinde ABD tarafından öldürüldü.

Hem Belmuhtar hem El Vuhayşi Afgan Arapları neslinden geliyor. Her ikisi de 1970’lerde doğdu, ikisi de 10 yıl sonra mücahitlerin dünyasına girdi ve El Kaide’deki gelecek kariyerleri için Afganistan’daki mücahitlerle birlikte eğitildiler. ABD, Suudi Arabistan ve Pakistan tarafından sonuna kadar desteklenen Afgan savaşı olmasaydı, bu adamlar birer hiçti. Hindukuş’ta ateşlenen silahlar kendilerini Süpermen gibi hissetmelerini sağladı. Herkes onların Sovyetleri yendiğini söyledi. Sovyetler Birliği’nin –kendi ordusunun kurbanı olarak- endüstriyel harcamalar ve ekonomik gerilemeyle belli bir süre içinde çökmesi kafalarında netleşmedi. Mücahitler SSCB’yi mağlup etmediler. Sovyet askerlerine verdikleri zarar, bu mücahitlerin Batı’dan ve Arap Körfezi’nden aldıkları para ve silah yardımıyla oluyordu. Eve dönüldüğünde tüm olan biten tartışmalıydı, ABD’nin Sovyetler’e yaptıkları ise bir heyecan yarattı. Bu da Afgan Arapları’nın çevrelerinde sağladıkları güvenin kaynağıydı.

Belmuhtar ve El Vuhayşi’ye olan güven onlara kendi anavatanlarında yeni takipçiler kazandırdı. Bu takipçiler mücahitlerin yenilmezliğine inandılar. Bu adamların Kuzey Afrika ve Yemen’deki itibarlarını artıran bu oldu. Yanlarına çektikleri takipçilerin çok daha dar bir ufukları vardı. Belmuhtar ve El Vuhayşi’nin küresel amaçlarını paylaşmıyorlardı. Ancak bunlardan biri Kasım El Raymi, 10 yaş küçük olduğu El Vuhayşi’nin yerine geçecek, Yemen’i komuta edecekti. El Raymi ustasından çok daha acımasızdı, sadece propaganda yapmak için pek çok masum insanı öldürmeyi arzu ediyordu. 2007’de İspanyol turistlere yönelik saldırı El Raymi’nin yaklaşımıyla ilgili çok şey söylüyor. El Raymi’nin hocasının öldürülmesine verdiği karşılık El Vuhayşi’yi ele verdiğinden şüphelenilen iki casusu sokak ortasında idam etmekti. İki casus El Kaide’nin elindeki Mukalla şehrinde öldürüldü. Görülüyor ki El Kaide’nin kafasını kesmek doğru bir yöntem değil; zira bir hidra gibi yeni kafalar büyütüyor.

Şaşırtıcı bir şekilde El Vuhayşi’ye ve El Kaide’nin Mukalla şehri gibi kalelerine 13 haftadır operasyon düzenleyen, Suudi uçakları değil. Yemen El Kaidesi El Vuhayşi’nin ölümünden büyük ölçüde etkilenmeyecek. Kuzey Afrika’da Belmuhtar’ın öldürülmesinin ise etkisi olacak. Zira El Kaide’nin karizmatik lideriydi. Liderliğinin boşluğunda birçok yetenekli El Kaide militanı IŞİD’e kayacağa benziyor. Halihazırda Libya’daki trend böyle. Ortalıkta Belmuhtar’ın kendisinin IŞİD’le bir işbirliği sözü vermeye hazır olduğuna dair yeni bir spekülasyon dolanıyor. (Bazıları Belmuhtar’ın üst düzey bir El Kaide-IŞİD toplantısı sırasında öldürüldüğünü söylüyor) Bu deneyimli militanların ölümü, onları yalnızca daha hırslı ve acımasız çömezlerinin alanından çekti. ‘Terörizmle Savaş’ yeni teröristlerin üretilmesinde belki de en yararlı katalizörün kendisi olduğunu gösterdi.

Çeviri: Ömür Şahin Keyif