Avrupa Sol Partisi’nin AP seçim kampanyası, Levica’nın hükümet ortağı olduğu Slovenya’nın başkenti Ljubjana’da start aldı. ASP, Seçim Bildirgesi ve Grup Başkanı’nı belirledi. Seçim Bildirgesi, yaşam ve barınma maliyeti, iklim krizi, medeni haklar ve çeşitlilik, barış ve demokrasi ile kamu hizmetleri ve sosyal haklar konularına ağırlık vermeyi öngörüyor.

Avrupa Sol Partisi AP seçim kampanyasını başlattı: Tüm ilerici güçleri eylem birliğine çağırıyoruz
Fotoğraf: ASP

Oğuz TÜRKYILMAZ - ASP Yönetim Kurulu Üyesi

oguzturkyilmaz@birgun.net

Avrupa Sol Partisi (ASP) Başkanlar Kurulu ve Yönetim Kurulu toplantıları 23-24 Şubat’ta Slovenya’nın başkenti Ljubljana’da yapıldı. Toplantıların ana gündemi, 6-9 Haziran 2024 tarihlerinde yapılacak olan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde izlenecek politikaların ve yurttaşlara sunulacak olan seçim bildirgesinin görüşülmesi, kesinleştirilmesi, AP Grup Başkanı adayının belirlenmesi ve başlatılacak bir kampanya ile seçmenlere ve kamuoyuna duyurulmasıydı.

BİLİNÇLİ BİR ÜLKE SEÇİMİ

Toplantının yapıldığı ve nüfusu 300 bini geçmeyen Ljubljana, 20 bin kilometrekare yüzölçümü ve 2,3 milyon toplam nüfusu olan küçük bir ülkenin, Slovenya’nın başkenti. Eski Yugoslavya topraklarında kurulan devletlerden biri olan Slovenya, NATO ve Avrupa Birliği (AB) üyesi. 90 üyeli Slovenya Parlamentosu’nda çoğunluğu merkez ve sol partilerin (Özgürlük Hareketi (40 milletvekili), Sosyal Demokratlar (7 milletvekili) ve Sol Parti’nin (Levica – 5 milletvekili)) oluşturduğu koalisyon tarafından yönetiliyor. ASP üyesi partilerden çok azının iktidar ortağı olduğu dikkate alındığında, üç bakanla iktidar ortağı olan Levica’nın ev sahibi olmasının bakanların katılacağı toplantıların yapılacağı kent ve ülke seçiminde etken olduğunu düşünmek mümkün.

Hâlâ AP’nin en küçük gruplarından biri olan ASP açısından da, Slovenya’dan seçilecek dokuz AP üyeliğinden bir ikisini Levica’nın kazanma olasılığı da önemli. AB Komisyonu’nun dayattığı; ekonomik eşitsizlikleri gidermeyi değil derinleştirerek sürdürmeyi öngören kemer sıkma politikalarına karşı, sesini yeterince duyuramayan çevre ülkelerin yurttaşları adına; bu yıl on yaşına girecek yeni demokratik ve ekososyalist bir parti olarak Levica’nın ASP’nin seçim kampanyasını resmi olarak Slovenya'da başlatmayı seçmesinden gurur duyması da anlaşılır bir durum.

Benim gibi yaşı uygun olanlar hatırlayacaklardır; Slovenya, sosyalist sistem dağılana kadar güçlü bir uluslararası siyasal hareket olan Bağlantısızların kilit bir üyesi olan siyasi bir birliğin (Yugoslavya) parçasıydı. Bağımsız, açık fikirli ve barış odaklı politikalar, Soğuk Savaş'ın ve nükleer savaş gerilimlerinin ortasında sürdürülebilmişti. Levica, “Bugün de, böyle bir konuma sahip olmak mümkün” diyor: “Avrupa'dan beklenen ve yapması gereken de budur. Etrafımızdaki birçok savaşı ve uluslararası krizi etkisiz hale getirme şansımız olacaksa adım atalım.”

TOPLANTIDA KONUŞULANLAR

ASP üyesi partilerin başkanlar ve yönetim kurullarındaki temsilcilerinin katılımıyla bir karar organı niteliğini alan toplantının ana gündem maddesi, üzerinde aylardır çalışılan birçok toplantıda tartışılan AP Seçim Bildirgesi’nde son düzeltmelerin yapılması, kabulü ve ASP’nin AP Grup Başkan adayı olarak belirlenecek isimle birlikte canlı bir şekilde duyurulmasıydı.

ASP Genel Kurulu tarafından onaylanan Seçim Bildirgesi metni şu bölümleri kapsıyor:

• ASP’nin İlkeleri ve Önerileri, Zaferimiz Barıştır

• Bütünlüklü Ekoloji İçin Toplumsal Dönüşüm

• Yoksullarla Değil Yoksullukla Mücadele

• Para ve Kaynaklar İnsanlar ve Gezegen için

• Emeğin Dönüşümü

• Yapay Zekâ ve İnnovasyonda Demokrasiyi Güçlendirme

• Feminist Perspektif: Kadın Hakları İnsan Hakkıdır

• Sömürgeci Tahakküm Yerine Birlikte Gelişme

• Demokrasi için Cesur Bir Adım Atalım

• Neofaşizmle Mücadele

Her bölümde yer alan bir durum değerlendirmesini öneriler izliyor. Çeşitli platformlarda üye partilerin aylardır katkıda bulunduğu ve geliştirdiği belge, seçim kampanyasında yaşam ve barınma maliyeti, iklim krizi, medeni haklar ve çeşitlilik, barış ve demokrasi ile kamu hizmetleri ve sosyal haklar konularına ağırlık vermeyi öngörüyor.

GRUP BAŞKAN ADAYI BAIER

Genel Kurul, hâlâ ASP’nin Grup Başkanlığı görevini sürdüren ve yoğun programları nedeniyle ASP toplantılarına katılmayan mevcut medyatik isimlerin görevlerine devam etmesi yolundaki ısrarlı dayatmalarına itibar etmedi. Siyasi Sekreterlik’in AB Komisyonu Başkan adaylığına, halen ASP Başkanlığı görevini de sürdüren, çalışkan, alçakgönüllü bir parti emekçisi olan Avusturya Komünist Partisi’nden Walter Baier’in seçilmesinin önerilmesi de kabul edildi.

1954’te Viyana’da doğan Baier, antifaşist bir aileden gelen bir siyasetçi. Viyana Üniversitesi'nden ekonomi doktorasına sahip ve “Aldatma İlkesi: Büyük Anlatılardan Yeni Siyaset Diline (2007)”, “Kısa Yüzyıl – Avusturya'da Komünizm (2009)” ve “Marksizm: Pratik Bir Teorinin Tarihi ve Konuları (2023)” gibi yayınları bulunuyor. Üniversite yıllarında siyasi olarak aktif olan Baier, 1977'de Komünist Öğrenci Birliği'nin başkanlığına seçildi. 1981'de “Nükleer savaşı önleyin – silahsızlandırın” adlı büyük barış gösterisinin organizatörlerinden biri oldu ve 1983'te 100 bin kişilik Barış Yürüyüşü'nde konuşmacı olarak yer aldı. Baier, 1994'ten 2006'ya kadar Avusturya Komünist Partisi'nin (KPÖ) genel başkanıydı ve siyasi dergi Volksstimme'nin (Halkın Sesi) editörlüğünü yaptı. 2000 yılından bu yana, DIALOP projesi aracılığıyla ateistler ve Katolikler arasındaki diyalog üzerinde çalıştı ve son yıllarda Papa Benedict ve Papa Francis ile toplantılara öncülük etti. 2007'den 2022'ye kadar Transform Europe (Avrupa’nın Dönüşümü) hareketinin yöneticiliğini yaptı. Aralık 2022'de Avrupa Sol Partisi Başkanı seçildi. O zamandan beri, ilerici ve demokratik güçler arasında birlik ve ittifaklar için çalıştı. Toplumsal ve ekolojik zorlukları toplumun çoğunluğun ihtiyaçları doğrultusunda çözebilmek için Avrupa siyasetini dönüştürme gereğini

ZOR BOZULAN EZBERLER

Son on dört ayı Yönetim Kurulu üyesi olmak üzere yaklaşık üç buçuk yıldır ASP çalışmalarına katılıyorum. Bu süreçte, ASP bileşenlerinin birçoğuna çarpık bir Türkiye algısının egemen olduğu, ülkemizde tüm muhalif kesimlerin hedef olduğu yoğun baskı ve zulüm uygulamaların görmezden gelindiği, sorunu yalnızca Kürtlerle sınırlayan bir bakış açısının varlığını gözlemledim. Katıldığım toplantılarda, bu çarpık anlayışı kıyasıya eleştirdim. Uluslararası İlişkiler ve Ortadoğu Çalışma Gruplarında, bu hatalı yaklaşımın büyük ölçüde işlevsiz olması sağlandı. Buna karşın, Siyasi Büro ve YK metinlerine aynı hatalı bakış açısı yansımaya devam etti.

Benzer bir algı ve kurgu, Kıbrıs’la ilgili değerlendirmelerde de var. Türkiye’nin Kıbrıs’taki askeri varlığı eleştiriliyor ve sona ermesi isteniyor. Ama biz dile getirmesek, bölge ülkelerini bombalayan ABD ve İngiliz uçaklarının kalkış yaptığı İngiltere’nin Agratur ve Dikelya üsleri göz ardı ediliyor. Güney Kıbrıs’ın yine NATO üyesi Yunanistan’la olan derin askeri işbirliği ve NATO üyesi olmamasına karşın NATO silahları ile dolu olması gerçeği yok sayılabilir mi?

ASP’nin Genel Kurulu öncesinde ve esnasında bu çelişkili duruma bir kez daha değindim. Bu algıyı kırmak güç olsa da, bu uğraşım sürecek.

KAMPANYA START ALDI

Walter Baier, Genel Kurul’dan sonra Slovenya Cumhuriyeti Kültür Bakanı ve Levica Koordinatörü Asta Vrečko ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, tüm yoldaşlara ve özellikle etkinliğe ev sahipliği yaptığı için Levica'ya teşekkür etti. Baier, seçim bildirgesinin önerilerini sunmadan önce, “Avrupa siyasetini egemenlerden geri almalıyız. Bu, bizim halkın hizmetinde bir Avrupa’yı kurma anımız” dedi. Erişilebilir maliyetle temin edilecek konutlarla, insana yakışır barınma hakkının Avrupa birincil hukukunda bir hak haline getirilmesi, yasal bir kira üst sınırı getirilmesi için bir Avrupa direktifinin kabul edilmesi, Avrupa GSYİH'sinin yüzde 7'sinin eğitim, araştırma ve inovasyona ve yüzde 2'sinin kültüre ayrılması, Avrupa mevzuatında kadına karşı şiddetin önlenmesi, Baier’in vurguladığı konulardı.

Avrupa'nın dünyanın en hızlı ısınan kıtası haline geldiğini hatırlatan Baier, iklim değişikliğine karşı mücadelenin işçi sınıfına saygılı bir içerikte sürdürülmesi ve adil bir dönüşüm için Avrupa Sendikalar Konfederasyonu'nun (ETUC) desteklemesi gerektiğini söyledi. “Ekolojik rehabilitasyona sahip olmak istiyorsanız, neoliberal politikaları önlemelisiniz, yeni kemer sıkma programlarına karşı çıkmalısınız” diyen Baier “Dayanışma, eşitlik ve umut dolu bir Avrupa için ilerlemek isteyen bizleriz. Şimdi bizim zamanımız” ifadelerini kullandı.

Levica’dan Valentina Škafar'ın sunuculuğunu yaptığı etkinlik, İngiltere İşçi Partisi’nin eski lideri Jeremy Corbyn'in uzaktan katılımlı destek mesajını sunması ve yuvarlak masa toplantıları ile devam etti. Sivil haklar, çeşitlilik ve uluslararası düzen ile ilgili ilk oturuma, Ekvador eski Başkanı Rafael Correa ve Levica Ulusal Meclis Başkan Yardımcısı Nataša Sukič katıldı. İklim aktivisti Carola Rackete ve Slovenya Dayanışma Temelli Gelecek Bakanı Simon Maljevac'ın katıldığı ikinci yuvarlak masa toplantısında kamu hizmetleri ve çevre konuları ele alındı. Son olarak, ETUC Genel Sekreter Yardımcısı Isabel Schömann ile yapılan görüşmede, toplu pazarlık ve işçi sendikalarının yaşam maliyeti krizine karşı mücadeledeki rolü vurgulandı.

Eski AP Milletvekili ve şu anda İspanya'da Gençlik ve Çocuk Bakanı olan Sira Rego ve Walter Baier, geceyi gelecekle ilgili bir konuşma ile sonlandırdı.

Sonlara doğru söz alan genç bir kadın yoldaşın konuşmasındaki sınıf mücadelesi vurgusu ve “Bizler sosyalizm için mücadele eden ve edecek olan sosyalistleriz, komünistleriz, devrimcileriz. Mücadeleden vazgeçmiyor ve amaçlarımıza ulaşmak için yola devam ediyoruz” cümleleri yüreğimi ısıttı. Yanına gittim, kendimi tanıttım, konuşmasından dolayı kutladım. Ülkemizde de devrimci mücadelenin sürdüğünü belirttim. Son cümle, masadaki gençlerle paylaştığım ve birlikte tekrarladığımız “Devrim, bir gün mutlaka” oldu.