AYM’den anneye soybağının reddi hakkı
Av. Filiz KESKİN
Türk Medeni Kanunu’nda evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak 300 gün içinde doğan çocuğun babasının koca olarak kabul edilmesi kuralına babalık karinesi adı verilmektedir. Babalık karinesi, soybağının reddi davası ile çürütülebilir. Soybağının reddi davasını düzenleyen 286. maddeye göre bu davayı ya koca ya da çocuk açabilmektedir. Başka bir maddede de kocanın bu davayı açamadan önce ölmesi ya da gaipliği halinde kocanın altsoyuna, anne-babasına ve biyolojik baba olduğunu öne süren kişiye dava hakkı tanınmıştır. Ne var ki bu davayı açma hakkı, yalnızca anneye tanınmamıştır.
Bu durumun uygulamadaki yansımasına şu şekilde örnek verilebilir: Maddedeki “evliliğin sona ermesiyle başlayan 300 gün” boşanma durumunda kararın kesinleşmesinden başlamaktadır. Boşanma davası açılmasıyla taraflar çoğunlukla fiilen ayrılmakta ve özellikle çekişmeli boşanmalarda kararın kesinleşmesi uzun yıllar alabilmektedir. Bu süreçte annenin başka birinden hamile kalması durumunda, çocuk en geç boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 300 gün içinde doğduğu müddetçe eski kocanın nüfusuna kaydedilecektir. Bu noktada anne; biyolojik babayla evlense dahi, çocuğun eski eşinin nüfusundan silinmesi için dava açamamaktadır. Uygulamada anne adına tek yol, çocuğa bir kayyum atanmasını talep ederek atanan kayyumun çocuk adına soybağının reddi davası açmasıdır.
∗∗∗
Geçtiğimiz ay Resmi Gazete’de yayımlanan bir Anayasa Mahkemesi kararı ile soybağının reddi davasını açma hakkını anneye tanımayan 286. madde iptal edilmiştir. Karara konu itiraz yoluna başvuran Ankara 18. Aile Mahkemesi, bu maddenin hukuk devleti ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmadığını ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
Anayasa Mahkemesi iptal gerekçesinde, kişinin ferdî ve aile hayatını kendi anladığı gibi düzenleyebilmesinin özel hayata saygı hakkının gereği olduğunu belirtmiştir. Kararın devamında soybağı ilişkisinin koca ve çocuğun özel hayatıyla doğrudan ilişkili olmakla birlikte; dava hakkının kocanın anne babası gibi diğer kişilere de verildiğine dikkat çekmiştir. Ayrıca kanunun anneye, baba ile çocuk arasında soybağı kurulmasını isteme hakkı tanıyarak, soybağının anneyle de bağlantılı olduğunu kabul ettiğini belirtmiştir.
∗∗∗
Bu bağlamda koca ile çocuk arasında biyolojik duruma aykırı bir soybağı ilişkisi kurulmasının kadının da özel hayatıyla ilgili sonuç doğurduğu, bu nedenle soybağının reddi davası açmada menfaati olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca uygulamada süregelen kayyım yolunun anneye etkili başvuru hakkı bakımından güvence sunmadığının da altını çizerek; maddenin özel hayata saygı ve etkili başvuru hakkını ihlal ettiği kanaatine varılmıştır. Türk Medeni Kanunu’nun 286. maddesinin iptaline ilişkin bu kararın, Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten 9 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
İptal edilen maddenin yerine getirilecek düzenlemenin nasıl olacağı da merak konusu olmaktadır. Karşılaştırmalı hukuk açısından bakıldığında bu konu çeşitli şekillerde düzenlenmiştir. 1926 yılında çeviri yoluyla Türk Kanun-u Medenisi’ni meydana getiren İsviçre Medeni Kanunu’nda; babalık karinesinin yalnızca kocanın ölümü durumunda uygulandığı, evliliğin boşanmayla sona ermesi durumunda ise karinenin de sona ereceği kabul edilmiştir. Fransa’da ise çocuğun evlilik devam ederken doğması dahi babalık karinesi için tek başına yeterli olmayıp aynı zamanda doğum belgesinde kocanın baba olarak beyan edilmesi şartı aranmaktadır. Dolayısıyla Fransız hukukunda soybağı ilişkisinin kimle kurulacağı öncelikle annenin elindedir.