Ayrılanlar, kopanlar olsa da, mücadele sürüyor, sürecek

Oğuz TÜRKYILMAZ

Sol, Yeşil, İlerici Avrupa Forumlarının 7’incisi “Barış, Sosyal ve İklim Adaleti İçin” temasıyla 10-12 Kasım tarihlerinde İspanya’da Madrid yakınlarında Rivas Vaciamadrid’de yapıldı. Foruma, Türkiye’den SOL Parti adına üç kişilik bir heyet olarak katıldık. Belediye yönetimini Sol Güçbirliği’nin kazandığı kentin yönetimi, kültür merkezi ve sosyal tesislerini katılımcılara tahsis etti.

10 Kasım’da öğleden sonra yapılan açılış oturumunda, ev sahibi olarak kentin genç kadın belediye başkanı Aida Castillejo da bulundu ve söz aldı. Bu oturumda, Avrupa Parlamentosu (ASP) Sol Grup Eş Başkanı Manon Aubry ve Transform Europe’in eş başkanı Conny Hildbrand’ın insanlık dışı davranan İsrail’i destekleyen AB yönetimine yönelttiği ağır eleştirilere katılımcılar yoğun alkışlarla destek verdiler.

İki gün boyunca yapılan eş zamanlı oturumlarda çalışma yaşamından toplumsal mücadelelere, sosyalistlerin durumundan savaş ve barış politikalarına kadar hemen ker konu masaya yatırıldı.

NE KADAR VERİMLİYDİ?

Foruma katılımcı sayısı bir kaç yüz kişiyi geçmedi. Yerel katılım da birçoğu organizasyonda görevli olanlarla sınırlı kaldı. İyi hazırlanmış az sayıda konunun üzerinde durmak ve tartışmaları derinliğine sürdürmek yerine, eş zamanlı düzenlenen, bir bölümü kesişen ve zaten çok fazla olmayan katılımcıların üçe bölündüğü, bazı konuşmacıların ayrıntılı çözümlemeler yerine genel söylemler ve değinmelerle yetindiği çok sayıda oturum düzenlemenin ne denli verimli olduğu tartışmalı bir konu.

DIE LINKE VE SYRIZA ETKİSİZDİ

Önceki ASP toplantılarına kalabalık heyetlerle katılan Almanya’dan De Linke ve sesini duyurmada mahir olan Yunanistan’dan Syriza, bugünlerde kendi iç sorunlarıyla uğraşmaktan olsa gerek, bu forumda kayda değer bir varlık göstermediler. Sayıca kalabalık olan İtalyan Refondazione Comunista temsilcilerinin sesleri ise oturumlardan daha çok “Bella Çiao” vb. marşları söylerken duyuldu. İtalyanlar tartışmalarda pek etkin olmadılar. Sesleri duyulanlar ise ev sahibi İspanyollar ve salondan yönelttikleri sorular ve yaptıkları katkılar ile yoksul güney ülkelerinden gelen katılımcılardı.

ORTADOĞU’DA ADİL BİR BARIŞ

“Orta Doğuda Adil Bir Barış İçin" başlıklı oturumda konuşan ve görüşleri gazetemizde Ezgi Güneytepe’nin röportajı ile yer alan Adil Bir Barış İçin  Musevilerin Sesi kuruluşunun Başkanı Wieland Hoban’ın Almanya ve AB’ye yönelttiği  ağır eleştiriler dikkat çekti. Filistin Büyükelçisi Husni Abdel Wahed, İsrail saldırılarının neden olduğu ağır yıkımı anlattı ve bu büyük yıkımı görmezden gelenleri eleştirdi. Bu oturumda ben de söz alarak emperyalizmin bölgeye müdahalelerinin geçmişinin 19. yüzyıla kadar gittiğini, İsrail’in emperyalist ülkelerin Filistin topraklarını işgal ederek kurdukları bir devlet olduğunu dile getirdim. Devamla Irak ve Libya’da yönetimlerin ABD ve NATO tarafından devrildiğini, Suriye’de başarılı olamadıklarını ancak çok sayıda insanın ölümüne neden olduklarını, Kıbrıs’ın ise bir NATO üssüne ve silah deposuna dönüştürüldüğünü belirttim. Toplantı bitiminde ayaküstü yaptığımız konuşmada, Filistin Büyükelçisi’nin SOL Parti’nin ve Türkiye solunun destek ve dayanışmasından ötürü teşekkür etmesi, anlamlı ve değerliydi.

MODEL NE OLMALI?

Çok iddialı bir konusu olan bu oturumun üç konuşmacısından biri olan İspanya Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) temsilcisi gelmedi. İlk söz alan Avrupa Genç Yeşiller Federasyonu Eş Sözcüsü Sean Currie, kapitalizmin körüklediği sürekli üretim-tüketim sarmalını eleştirdi. Çözüm önerisi “Büyümeyi durdurma, azaltma, küçülme” söylemiydi. Diğer konuşmacı ilerici, kamucu bir kuruluş olan Transform Europe’dan Ronald Kulke, henüz çağdaş yaşam koşullarına bile ulaşamamış yüz milyonlarca insana, iktisadi gelişmeye ihtiyaç yok artık büyüme hızını düşüreceğiz, sıfırlayacağız denilemeyeceğini söyledi. Yurttaşların ve toplumun ihtiyaçları karşılanmasını öngören planlı, demokratik bir kalkınma söyleminin doğru olacağını savundu.

DUYDUĞUM EN GÜZEL SÖZLER

Tartışmalar bölümünde, ben Türkiye’de dillendirdiğimiz; SOL Parti’nin son kongresinde parti programında da yer bulan “özelleştirmelerin son bulması, kamudan alınanların kamuya iadesi, kamu hizmetlerinin kamu eliyle verilmesi, toplum çıkarı doğrultusunda kamucu, katılımcı, demokratik planlamanın uygulanması” söylemimizden söz ettim. Konuşmacı, Ronald Kulke heyecanla yerinden kalkarak yüksek sesle “Bugün duyduğum en güzel sözler” diye konuştu.

Katılımcılar Budapeşte’de yapılacak bir sonraki forumdan önce, Avrupa’nın ve dünyanın başka bir köşesinde, sol, sosyalist mücadelenin kıyasıya verildiği yerlerde yan yana, omuz omuza olma düşüncesiyle ülkelerine döndüler.

*Avrupa Sol Parti Yönetim Kurulu Üyesi