Sivas Katliamı’nda öldürülen Behçet Aysan’ın şiirleri müzikle buluşturuldu. 16 müzisyenin dahil olduğu albüm, katliamın 30’uncu yılında çıktı. Sivas Katliamı’nı “utanç tablosu” olarak tanımlayan müzisyenler BirGün Pazar’a konuştu.

Aysan’ın şiirleri notalarda… Eksiğiz, hem de çok
Behçet Aysan. (Fotoğraf: Depo Photos)

Söyleşi: Işıl ÇALIŞKAN

Bundan tam 30 yıl önce düştü göğsümüze bir ateş ve bir daha hiç sönmedi. 2 Temmuz 1993, Sivas Katliamı. 33 aydınımızı yitirdik, Behçet Aysan da o isimlerden biriydi… O gitti ama şiirleri hep bizimle yaşadı. 

“Söylenmemiş sahipsiz bir şarkıyım”, “Aşk bitti, şarkılar yarım…” Şarkılara olan tutkusunu dizelerine de aktaran şairin şiirleri şimdi müzikle buluştu. Behçet Aysan’ın şiirlerinden bestelenen şarkılardan oluşturulan “Yanık Ağıt” albümü, katliamın 30’uncu yılında “Ada Müzik etiketiyle dinleyiciyle buluşturuldu. Müzik direktörlüğünü Çiğdem Erken’in üstlendiği, “Yanık Ağıt”ta Behçet Aysan şiirlerinden bestelenen 16 şarkı yer alıyor. Albüme adını veren “Yanık Ağıt” şiirinin bestesi de yine Çiğdem Erken’e ait. Albümde, dünyaca ünlü piyano virtüözü Fazıl Say’ın Behçet Aysan şiirinden bestelediği “Rüzgâr Rüzgârla Konuşur” da yer alıyor. Ayrıca Say’ın oda operası “Ses”ten “Bir Bahar Dalıyla” da dinleyicisiyle buluşuyor.

Albümde farklı tarzlarda sanatçılar, Behçet Aysan şiirlerini yorumlamak için bir araya geldi. Kimler yok ki? Zuhal Olcay, Güvenç Dağüstün-Ece Dağıstan, Tuna Kiremitçi-Burcu Tatlıses, Doğan Duru, Vedat Sakman, Umut Özensoy, Dilek Türkan, Deniz Çakır, Selva Erdener, Selçuk Sami Cingi, Mirady, Zeynep Karababa-Erdal Erzincan, Mazlum Çimen ve Bajar. Mazlum Çimen, Çiğdem Erken ve Doğan Duru ile Behçet Aysan’ı ve şarkılarını konuştuk.

BULUŞTUĞUMUZ İZLERİ ÜZMEDİM

Behçet Aysan’ın “Dışarda Kar” isimli şiirini yorumlayan Mazlum Çimen, “Behçet Aysan hiç yaşamamış olsaydı edebiyat, bir diş eksik kalırdı. Bunu iyi ki yaşamış ve tanımış olmamızdan anlıyorum ki, büyük eksiklik olurdu” dedi.

Behçet Aysan şiirini yorumlarken hassasiyetinin öncelikle kendisiyle ilgili olduğunu ifade eden Çimen, “Çünkü şiiri okuduğumda neler hissettiğimi sezmeye çalışıyorum, ‘bendeki izi ne!’ diye soruyorum kendime. Sonra şairin ne ya da neler hissedip ne anlatmak istediğini anlamlandırmaya çalışıyorum. Aynı izleri buluşturduğumuzda melodi olmaya oluşmaya başlıyor bende. Behçet de öyle ve buluştuğumuz izleri üzmemeye çalışıyorum” diye konuştu. 

Mazlum Çimen

Behçet Aysan şiirinin müzikle buluşmasını ise şu ifadelerle aktarıyor Çimen: “Her şiirin içinde gizlenmiş bir melodisi, ritmi vardır aslında. Mesele onu hissedebilmekte. Hissedebildiğiniz şiiri bestelersiniz, o şiir sizin peşinizi bırakmaz. Buradan bakınca her şairin şiirini ya da her şiiri besteleyebilirsiniz özgürlüğü yeteneği çıkmadığını görürsünüz. Benim hissedemediğimi bir başkası hissedebilir ve müthiş de hissedebilir. Behçet Aysan şiiri müzikle buluşması gizli bir sevincin hüznün içindeki direncin enerjisi ile buluşmasıdır benim içimde.”

Sivas Katliamı’nın 30. yıldönümüne ilişkin konuşan Çimen, bugün koskoca bir utanç tablosu gördüğünü ifade ediyor ve ekliyor: “Sivas Madımak Katliamı aydın katledilmesinden çok bir çocuk katliamıdır da.”

ACISI HÂLÂ YÜREĞİMDE

Albümle aynı ismi taşıyan “Yanık Ağıt” isimli şiiri yorumlayan Çiğdem Erken, bu şiirini yorumlarkenki hassasiyetlerini sorduğumuzda, “Sivas’ta kaybettiğimiz sanatçıların eserlerini yorumlarken onların vahim bir şekilde aramızdan ayrıldıklarını unutmak imkânsız” diyerek başladı söze. Bir şairin dizelerini bestelemek için onun iç dünyasına dalma ihtiyacı duyduğunu ifade eden Erken, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sanki onu tanıyormuşum, eski zamanlarda bana ağabeylik öğretmenlik yapmış bir büyüğüm gibi hissediyorum. Behçet Aysan özenli bir şair. Olayları ve duyguları yorumlarken hoyrat davranmamış. Yönü yurdu hep sevgiden yana. Dolayısı ile ben de Aysan’ın şiirine onun şair tavrını yansıtmaya çalıştım.”

Behçet Aysan’ın ilk bakışta bestelemesi zor bir şair olarak gördüğünü ifade eden Çiğdem Erken, hangi şiirlerinin şarkı olmaya daha müsait olduğu konusunda Eren Aysan ile bir seçki yaptıklarını söyledi. Erken, şairin şiirlerinin notalarla buluşmasını şu ifadelerle aktardı: “Şairin dünyasına girdikçe Behçet Aysan’ın her şiirinde gizli bir değer olduğunu fark ettim. Hem toplumsal konuları hem de insan ilişkilerini son derece incelikli bir beyinden süzülmüş asil cümlelerle tarif etmiş eşsiz bir şair o. Her şiirin kendine has bir melodisi vardır. Şairin kelimeleri cümleleri dizme tarzından, noktasından, virgülünden, paragrafından, tekrarlarından bunu yakalamak mümkün olabilir. Bu albümde Behçet Aysan’ın şiirlerinin kendi melodilerine kavuştuğuna inanıyorum.”

Çiğdem Erken

Madımak’ın dünya tarihindeki en büyük kara lekelerden biri olduğunu belirten Erken, “Büyük bir insanlık ayıbı. Acısı herkes gibi benim de hâlâ yüreğimde. Sivas’ta yitirdiğimiz o çok değerli kalpleri aradan geçen 30 yıl sonrasında onurlandırmak ve biz geride kalanlar ve sevdikleri için anılarını taze tutmak bugün bu ülkede yaşayan bir piyanist ve şarkı yazarı olarak benim için şerefli bir ödev” dedi.

O, ŞİİRLERİYLE YAŞIYOR

“Ay Düşünce” şiirini yorumlayan Doğan Duru, Behçet Aysan’ın ve şiirinin önemini şu sözlerle anlattı: “Aysan, Rusya’da doğup tüm dünyaya yayılan toplumcu gerçekçilik akımının en önemli isimlerinden birisi. Biçimden taviz vermeden toplum içindeki karşıtlıkların da altını çizmiş. Evrensel olgularla bireyler duygular ve olgular üzerinden eserler geride bırakmış. Aysan’ın edebiyat dünyasına katkılarının yanında, bugüne kadar müzikle buluşmuş olan eserleriyle de sanat dünyasında belirgin bir yer edinmiş ve şiirleriyle şarkılarıyla yaşamaya devam etmiş ve edecek.” Duru, şiiri bestelerken gerçekçilik üzerinde eğilmeye çalıştığını ve şarkının atmosferini şiire uygun hale getirmeyi denediğini söyledi. Behçet Aysan şiirlerinin müzikle güzel bir birliktelik sağlayan şiirler olduğunu ifade eden Duru, “Ay Düşünce” şiirinin kendisi için anlamını şu sözlerle aktardı: “Eskiden İstanbul’a trenle geldiğinde denizle karşılardı şehir insanı ve denizle uğurlardı gideni. Ben de İzmit’te büyümüştüm, İstanbul’a trenle gelir, Haydarpaşa garında iner vapuru bekler ve karşıya geçerdim. İstanbul, Haydarpaşa’ydı özetle. Ben de şarkıyı düzenlerken şiirle ve geçmişteki anılarımla bir düzenleme yapmak istedim.”

Doğan Duru

 Madımak Katliamı’nı “korkunç bir olay” diye tanımlayan Duru, “Dönemin yetkilileri; aydınını, sanatçısını korumak bir yana ölüme terk etmiş, sonrasında da bu katliamın öne çıkan figürleri paçayı kurtarmış, onları savunanlar siyasete atılmış, olaylara göz yuman zihniyet de güç kazanmıştır. Birtakım güçlerin, bazı sözde değerleri elinde tutup zaman zaman ne pahasına olursa olsun toplumu şekillendirerek istediklerini elde etme çabaları sonucu Madımak Katliamı ilk yaşadığımız olay olmakla birlikte son da olmayacak” sözlerini kaydetti.

EKSİĞİZ, HEM DE ÇOK

Dilek Türkan ise Behçet Aysan’ın “Ayna” isimli şiiri yorumladı. Türkan, “Aysan hiç yaşamamış olsaydı edebiyat dünyasında ne eksik olurdu?” Sorumuzu şöyle cevapladı: “Dünyada her bir şairin, yazarın yarattıklarıyla kapladığı alan çok büyük ve değer dolu. Onlar ki yüzölçümü sayılabilen dünyayı derinleştirirken olduğundan daha büyük hale getiren varlıklar. Buna bağlı olarak muhakkak ki bugünden daha eksik olacağımız kesindi ama ben Behçet Aysan’ın bu dünyadan erken gitmesi sebebi ile katacağı daha nice değerlerden mahrum kalışımızda hissediyorum en büyük eksikliği. Değerler el üstünde tutulur, onun en ufak bir zarara uğramasını bile istemezken bir katliama kurban gitmesi silinemeyecek kapkara bir lekedir. O şimdi yaşıyor olabilirdi ve biz ona şiirlerini şarkı olarak söylüyor olabilirdik. Sadece edebiyat dünyasında değil. Eksiğiz hem de çok. Neyin eksik olacağını bilemeyecek kadar eksiğiz hem de.”

Dilek Türkan

Türkan, şiiri yorumlarkenki hassasiyetleri, “Şiiri Derya Türkan besteledi, Cenk Erdoğan aranje etti. Derya her bir kelimenin anlamına dair melodiler yazdı. Melodiyi seslendirdiğimde şiiri duyabiliyordum. Bence burada en hassas şey şiire hizmette kusur etmemekti. Ne melodi ne aranje ne de yorum bu yoldan şaşmamalıydı. Bunu yapmaya çalıştık umarım başarabilmişizdir. Artık bunun takdiri dinleyicide” sözleriyle aktardı. Behçet Aysan şiirinin müzikle buluşmasının tanımlamasını ise şöyle yaptı Türkan, “Bir şairin ölümsüzlüğünün başka bir sırrı olarak enstrümanların şiir okuması olarak tanımlarım. O yalnız bir şiir değildir, o şarkıdır da artık, o hayatın edebiyatla tanımıdır. O sadece şairin yaşadıkları hissettikleri değildir, herkesin kendinde de bulduğu türlü türlü anlardır.”