Abhazya’nın ilk Devlet Başkanı Vladislav Ardzinba, uzun süren hastalığının ardından, 4 Mart 2010’da Moskova’da

Abhazya’nın ilk Devlet Başkanı Vladislav Ardzinba, uzun süren hastalığının ardından, 4 Mart 2010’da Moskova’da ölmüştü. 2005’te onun yerine gelen ve 2009’da görevine yeniden seçilen ikinci Devlet Başkanı Sergey Bagapş da 29 Mayıs 2011’de akciğer kanserinden kurtulmaya çalışırken, Moskova’da bir hastanede öldü.

Zengin ve zorlu bir tarihe sahip olan Abhazya, 1990’ların başında yaşanan savaşta üstün gelerek fiilen Gürcistan’dan ayrılmıştı. 1999’da düzenlenen referandum sonrasında bir kez daha teyit edilen bağımsızlık, asıl olarak Ağustos 2008’de derin bir uluslararası anlam kazanmıştı.

Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili’nin “ülkesinin toprak bütünlüğünü sağlama” gerekçesiyle Güney Osetya’ya başlattığı askeri atak yenilgiyle sonuçlanmış, hem bu cumhuriyeti, hem de Abhazya’yı Rusya’nın resmen tanımasıyla (26 Ağustos 2008) Kafkasya’da dengeler değişmişti. (3 Eylül 2008’de Venezüella, 10 Eylül 2010’da Nikaragua ve 15 Aralık 2010’da da Nauru bu iki cumhuriyeti tanıdığını açıkladı; başka tanıyan yok.)

Ardzinba “savaş kazanan lider” olarak tarihe geçmişti. Bagapş için ise temel başarı “bağımsızlık ilanı” oldu. Bakalım üçüncü Başkan’ın misyonu ne olacak… Ve bakalım, üç ay içinde, yani 29 Ağustosa kadar düzenlenmesi gereken başkanlık seçimlerini kim kazanacak…

*      *      *

Ocak 2005’teki Abhazya devlet başkanlığı öncesinde, adaylar arasında büyük bir gerginlik vardı. Seçim kampanyası sırasında bazen çatışmalar bile çıkıyordu.

Adaylardan biri Kremlin’in açıktan destek verdiği, kampanya sırasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le birlikte çektirdiği fotoğrafı kullanan, KGB kökenli Raul Hacimba idi.

Moskova’nın soğuk baktığı öteki aday ise Sergey Bagapş’tı. Eşinin Gürcü olması, kendisinin bir zamanlar Gürcistan Ulusal Basketbol Takımı’nda oynaması, Tiflis’le ilişkilerde daha ılımlı bir lider olarak görünmesi ve Saakaşvili’nin onun hakkında birkaç olumlu kelime kullanması, Bagapş’ın neredeyse “vatan haini” ilan edilmesi sonucunu doğurmuştu.

Ancak seçimi Bagapş kazandı.

Sonraki dönemde yeni lider Rusya ile iyi ilişkiler kurdu ve 2009’da Kremlin’in de desteğini alarak ikinci kez Devlet Başkanı seçildi.

Onun zamanında Abhazya’da siyasi özgürlükler, medyanın saygınlığı ve toplumsal hoşgörü düzeyi yükseldi. Her ne kadar muhalif örgüt ve liderler aktif faaliyette olsalar da, Abhaz halkının büyük bölümü için Bagapş tartışmasız ulusal lider oldu.

Belki biraz da bu yüzden, bugün Abhazya onun ölümüne hazırlıksız yakalanmışa benziyor. Yerine kimin geleceği, iç ve dış politikada nelerin değişeceği bilinmiyor. Ama pek çok görüş ve öngörü dile getiriliyor. Bu kervana biz de katılalım.

*      *      *

Muhalafetin ve bu arada iki kez seçime girmesine rağmen başarılı olamayan Hacimba’nın gücünün fazla olmadığı, bir sürpriz olmazsa seçimlerin Abhazya devletinin iki üst düzey yöneticisi arasında geçeceği kanısı yaygın.

Bunlardan biri Devlet Başkanı Yardımcısı Aleksandr Ankvab. Ardzinba tarafından İçişleri Bakanı görevinden alındıktan sonra Moskova’ya gitmek zorunda kalan ve seçimlerde Bagapş’ı destekleyen Ankvab’ın uzun süredir liderlik hayali kurduğu iddiaları dile getiriliyor. Kimilerine göre “sert ve içine kapalı tabiatlı” biri olan Ankvab, gazetecilerden uzak durmasıyla dikkat çekiyor.

İkinci aday ise Başbakan Sergey Şamba. O da eski Dışişleri Bakanı ve başta Rusya olmak üzere, dünya ülkeleriyle kurduğu olumlu ilişkileri ile tanınıyor. Şamba’nın, başa gelirse, Ankvab’a kıyasla daha yumuşak bir siyasi çizgi izleme eğiliminde olacağını tahmin edenler ağırlıkta.

Rusya’nın seçimlerde tarafsız kalması veya seçeceği adayı “çok ince yöntemlerle desteklemesi” bekleniyor. Bunun bir nedeni Kremlin’in 2005 seçimlerindeki yanılgısı ise, diğer nedeni de “zaten Rusya’nın askeri ve ekonomik olarak Abhazya’nın tek dayanağı haline gelmiş olması, dolayısıyla kim seçilirse seçilsin pek bir şeyin değişmeyeceği” olarak ifade ediliyor.

Bugün Abhazya’nın yıllık bütçesi 2.5 milyar ruble (90 milyon dolar civarında). Rusya, bu yıl 3 milyar ruble yardım yaptı; 3 yıl içinde de bu yardım miktarını toplam 11milyar rubleye çıkarmak amacında.

Yakında komşu Soçi’de uluslararası olimpiyatlar düzenlenecek. Bölgeye yatırımlar artıyor.

Yeni liderin en temel misyonlarından birinin Abhazya’nın ekonomik kalkınması ile ilişkili olacağını öngörmek yanlış sayılmayacaktır. Burada Rusya ile ilişkiler, muhtemelen yine en önde gelen unsur olacaktır.

*      *      *

Yarın Abhazya’da Bagapş’ın cenazesi düzenlenecek.

Onun yerine gelecek liderle Rusya-Abhazya, Gürcistan-Abhazya ve Türkiye-Abhazya ilişkilerinde yeni bir dönem başlayacak.

Gürcistan yönetimi, Abhazya’da istikrarsızlığın artmasını umut ederek müdahale için fırsat kolluyor. Ancak yeni bir askeri saldırı denemesi, Saakaşvili’nin ABD ve AB tarafından dışlanması sonucunu doğuracağı için güçlü bir ihtimal değil.

Tiflis’in Washington’a koşulsuz yanlı tutumundan ve bunun Karadeniz’deki sonuçlarından rahatsız olan, ayrıca topraklarında pek çok Abhazı barındıran Ankara yönetimi ise Gürcistan’ı mümkün olduğunca ürkütmeden Abhazya ile ilişkilerini (en başta ekonomi alanında) geliştirme çizgisi izleyecektir.

 
***

Güzel kelimeler bunlar...
 
Barış, demokrasi, uygarlık... Güzel kelimeler. Anlamlarının derinliğini her zaman yansıtamayacak kadar güzel...

Evinizde bunlardan ne kadar var? Yani barıştan, demokrasiden, uygarlıktan?..

Eşinizle, çocuğunuzla, akrabalarınızla ilişkilerinizde bunları ne kadar kullanıyorsunuz? Yani barışı, demokrasiyi, uygarlığı?..

Ya işyerinizde? Okulunuzda? Ya arkadaşlarınızla?..

Hayatınızda ve kafanızda, yüreğinizde ne kadar yer var  barışa, demokrasiye, uygarlığa?..

*      *      *

2007 yılından beri Küresel Barış Endeksi yayımlanıyor. Merkezi Avustralya'nın Sydney kentinde bulunan Ekonomi ve Barış Enstitüsü (IEP), ülkeleri iç ve dış çatışmalar, toplumda güvenlik, komşularla ilişkiler, şiddet, silah harcamaları ve çeşitli alanlarda özgürlükler gibi 23 kritere göre inceliyor. Sonunda “dünyanın en huzurlu ülkelerini” sıralıyor.

2011 yılı sonuçlarına göre, dünyanın en huzurlu üç ülkesi İzlanda, Yeni Zelanda ve Japonya olarak sıralanmış. Daha sonra Danimarka, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Finlandiya, Kanada, Norveç ve Slovenya geliyormuş.

Acaba bütün bu huzurlu ülkelerdeki insanların hayatında, kafalarında ve yüreklerinizde ne kadar barış, demokrasi ve uygarlık var?..

Peki, ya “huzursuzlar”da?

*      *      *

2011 Küresel Barış Endeksi araştırmasındaki 153 ülke arasında Almanya 15., İngiltere 26., Fransa 36., Yunanistan 65., Çin 80., ABD 82., İsrail 145. ve Rusya 147. sırada yer almış.

Türkiye 2011’de 127. sıradaymış (2010’da 149 ülke arasında 126., 2009’da ise 141 ülke arasında 121. olmuştu).

Alın size huzur! Alın size barış, demokrasi, uygarlık!..

*      *      *

Barış, demokrasi, uygarlık... Güzel kelimeler bunlar.

Seçim konuşmalarının yapıldığı meydanlarda yankılanarak ortalığı cıvıl cıvıl yapacak kadar güzel kavramlar.

Güzel ve uzak…