Türk Dil Kurumu Sözlüğü (TDKS) 'travesti' kelimesinin anlamını yanlış veriyor. İngilizce "travesty" kelimesinden gelen bir isim olduğu doğru ama bu kelimenin...

Türk Dil Kurumu Sözlüğü (TDKS) 'travesti' kelimesinin anlamını yanlış veriyor. İngilizce "travesty" kelimesinden gelen bir isim olduğu doğru ama bu kelimenin Türkçe anlamının "Kadın kılığına girip para karşılığı seks yapan erkek" olduğu doğru olamaz. Tabii ki Türk Dil Kurumu'nun sözlüğü, travestileri aşağılamak için yazılmış ideolojik bir propaganda aracı ise onu bilemem! Ama İngiliz "travesty" kelimesi 17. yüzyılda ortaya çıkmış. Latince kelimeler olan, "trans-" ve "vestre" , yani "öteki taraf ve giyinmek" den üretilmiş ve en başlarda "tebdili kıyafet etmiş" anlamında kullanılmış, sonraları "maskaraca giyinmiş" anlamını kazanmış daha sonraları ise "Hiciv Tiyatrosunda Parodi - Bur-lesk Parod'nin" adı olmuş. Günümüzde ise daha çok "rezilce taklit" anlamında kullanılıyor. Gördüğünüz gibi İngiliz dilinin en önemli kaynaklarından biri olan "Oxford English Dictionary" den yaptığım tercümede 'seks yapan kadın kılığına giren erkek' gibi bir tanım falan yok! Seks yok! Demek ki bu kelime İngilizceden dilimize kazandırırken başına bir şeyler gelmiş! Yakışıklı Türk delikanlılarını görünce canı seks çekmiş olsa gerek! Benim baktığım TDKS 2005 baskısı 5 profesör, 1 doçent, 2 uzman "tarafından hazırlanmış" ve bir başka profesör tarafından da "denetlenmiş". Ne bilim adamları ama!

Yukarıdaki ideolojik çarpıklık bir yana, bu tipik homofobi örneği TDKS 2005 baskısının, yine başka bir profesör tarafından yazılmış sunumunda anlatılan bu çalışmanın dayandırıldığı söylenen prensiplerle de çelişiyor. Türkiye'nin en iyi bilinen travestisi "Huysuz Virjin" diye şöhret olmuş Seyfi Dursunoğlu'dur. Kabare Yeşil'in, İstanbul'u salladığı gecelerden birinde tanışmıştık kendisiyle. Her ikisinden de etkilenmiştim. 'Huysuz' bana hemen ' Dame Edna Average ' adıyla şöhret olmuş John Barry Humphries'i hatırlatmıştı. Hiç karşılaştılar mı bilmiyorum ama karşılaştılarsa, orada olmayı çok isterdim.

Birinci paragrafta anlattığım entelektüel(!) ortamdan çekinmiş olsa gerek, Huysuz 2 Mayıs 2000 tarihinde Hürriyet gazetesine verdiği söyleşide, "Hayır efendim, kesinlikle öyle değil. Benim çorabımın içinden bacağımın kılı görünür, peruğumun kenarından saçım da. Bunun travestilikle hiç alakası yok. Böyle bir duygum da yok, olmasını da istemezdim. Benim sahnem normal hayatıma hiç uymaz. Ben kendimi renkli bulmuyorum, benim sahnem renkli"* diyerek travesti olduğunu reddetmişti. Bir gün önce de yine soruları soran muhatabının kışkırtmalarından gaza gelip "...size açıkça söyleyeyim, ben eşcinselleri sevmem. Çünkü çoğu yalan söyler, vefalı değillerdir, sadık değillerdir, dost değillerdir" demişti.

Kırkından sonra SSK memuru Seyfi Dursunoğlu, "Huysuz Virjin" diye bir travesti karakter yaratmış ve "10 Milyon YTL civarında" bir servet yapmıştı. Milyonları güldürerek, yüz binlere ayna tutarak. O bilinsin istememişti ama Boğaziçi Lisesi'nden iki sınıf büyüğü abisi Zeki Müren mirasını Mehmetçik Vakfına bağışlamıştı ya, o da mirasını Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakıfı'na (TEGV) bağışlayacaktı.

Artık o markalaşmıştı, Türkiye'nin starı olmuştu. Nereden bilecekti ki 76 yaşına geldiğinde, AKP'nin bağnaz bulutları, RTÜK'ü de ele geçirecek ve onun TRTı'de başlayan, ona ekran başarıları, şan, şöhret getiren; fukara bir SSK memurluğundan servet sahibi bir sanatçı statüsüne yükselten Huysuz Virjin'in ekranlara çıkmasını yasaklayacaktı? RTÜK, ekranlarda "kadın kılığında erkek görmek" istemiyordu! Çok kırılmıştı "Bir ideoloji uğruna böyle kararlar alıyorlar bu beni çok rahatsız ediyor"* diyor. Zeki Müren de "Bu ülkede bazı insanlara bazı ayrıcalıklar tanınır" demişti! İnsanlar özel olmanın getirdiği ayrıcalıkların özgür olmak olduğunu sanınca böyle oluyor.

Bizlere gelince; senin yakından uzaktan bir ilginin olmadığı travestiler, yalancı, vefasız, sadık ve dost olmayan eşcinseller dahil milyonlarca izleyici seni hâlâ seviyoruz çünkü bizleri güldüre-biliyorsun. Yıllarca da güldürdün. Sivri dilin, en korktuğumuz bazı tabularımızı zaman zaman kurcaladı ve bizleri güldürürken düşündürdü. Huysuz Virjin'in travesti olup olmadığı, Seyfi Dursunoğlu'un cinselliğini deklare edip etmemek senin bileceğin iş. RTÜK bağnaz ve sansürcü bir AKP kolu oluyor. Bak senin önüne o paraları atan TV şirketleri abayı görünce kaçacak delik arıyorlar. "40 sene evvel herkes ne kadar Avrupai bir şov yaptım diye tebrik ederken, 40 sene sonra erkek kadın kılığında çıkmasın"* diyorlar diye sen şikâyet ediyorsun. Hem "kafamda peruk var yok hiç fark etmez"* demişsin. Bu ülkede peruğun bir protesto ve hak kullanma aracı olduğunu sen bilmiyor musun? İstersen YÖK'e bir sor. Seyfi Dursunoğlu'nun hiçbir zaman Huysuz Virjin kadar başarılı olamayacağını, ona yakın bile para kazanamayacağını bizim kadar sen de biliyorsun. Huysuz'u önce kurtarabilsek sonra da kazanabilseydik ne hoş olurdu!

Sadakat ve dostluktan nasibini alamamış, yalancı, vefasız biri. * Seyfi Dursunoğlu'nun Cafe Milliyet'te Ali Eyüpoğlu ile 29 Kasım 2007 tarihinde yaptığı sohbetten alınmıştır.