Batı Şeria’da kuşatma altındayız: Batı ikiyüzlü, bugün bunu görüyoruz
Fotoğraf: AA

middleeasteye.net'ten çeviren: Kıvanç ELİAÇIK

Filistinli çiftçi ve gazeteci Fareed Taamallah, Batı Şeria’daki durumu yazdı: Yerleşimcilerin ve askerlerin Filistinlilere yönelik suçları cezasız kalıyor. Fiziksel ve toplumsal baskı yoğunlaşıyor.

Dünya İsrail'in Gazze'ye karşı yürüttüğü şiddetli savaşla meşgulken, işgal altındaki Batı Şeria'da olup bitenlere daha az ilgi gösteriliyor. Gazze Şeridi'nde yaşanan büyük çaplı yıkım ve ölümler göz önüne alındığında bu anlaşılabilir ve doğal bir durum. İşgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan Filistinliler olarak Gazze'de yaşananları acı ve öfkeyle takip ediyoruz. Kuşatma altındaki bölgede yaşayan Filistinlilerin çektiği acılara duyduğumuz saygıdan dolayı, 7 Ekim sonrasında, öncesinde olduğu gibi, işgal altındaki Batı Şeria'da İsrail'in baskıcı uygulamaları hakkında fazla konuşmaktan çekindik.

ÇÖZÜM OLACAKTI

Ancak bu sessizlik, üç milyondan fazla Filistinlinin İsrail askeri işgali altında yaşadığı bu bölgede işlerin yolunda olduğu anlamına gelmiyor. Batı Şeria ve Gazze 1967 yılında İsrail tarafından işgal edildi. Birleşmiş Milletler ve uluslararası topluma göre, her iki bölgenin de tek bir siyasi kimlik oluşturması gerekiyordu. Sözde iki devletli çözümün bir parçası olacak bu adım bir Filistin devletinin temelini oluşturacaktı.

Ancak gelişmeler bu yönde olmadı. 2005'ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria'dan tamamen ayrılan Gazze, geniş bir İsrail kuşatmasına ve binlerce Filistinlinin öldürüldüğü beş savaşa maruz kaldı.

Bütün bunlar yaşanırken ailem ile beraber yaşadığımız işgal altındaki Batı Şeria’da tapulu arazilerimizi yutan yasadışı yerleşimlerin genişlemesinden mustaribiz. Yaklaşık 150 yerleşim yeri ve 128 ileri karakolda 700 bin civarında yerleşimci yaşıyor ve bu sayılar sürekli artıyor.

İsrail parlamentosu Knesset'te geniş bir temsil gücüne sahip olan ve yakın zamanda hükümet tarafından ellerine silah verilen bu yerleşimciler aslında sivil kıyafetli askerlerden oluşuyor. Bazıları güvenliği sağlama bahanesiyle Filistinlileri öldürmek için silahlı milis grupları kurdu.

İşgal altındaki Batı Şeria'da, 7 Ekim'den önce İsrail işgalinden büyük acılar çektik ve o tarihten bu yana acılarımız daha da arttı.

SALDIRILAR ARTTI

Qusra köyünde, İsrail ordusunun koruması altındaki yerleşimciler geçen ay dört Filistinliyi öldürdü. Yerleşimciler ayrıca el-Saviye köyünde bir çiftçiyi arazisinde zeytin toplarken eşi ve çocuklarının gözleri önünde katletti.

YDeir Istiya'da yerleşimciler Filistinli zeytincilere saldırdı. Yerleşimciler her yıl zeytin hasadı mevsiminde Filistinli çiftçilere saldırıyor. Bu mevsim Filistinliler için en önemli tarım mevsimidir; geçimimiz büyük ölçüde buna bağlıdır. Yerleşimciler sık sık ağaçları yakıyor, mahsulleri çalıyor, çiftçilere saldırıyor ve hiçbir sorumluluk ya da ceza almadan topraklara el koyuyor. Aksine, işgalci ordunun desteğinden ve korumasından yararlanıyorlar.

MAHALLEYE DEMİR KAPI

İsrail ayrıca işgal altındaki Batı Şeria'da 700 kontrol noktası ile Filistinlilerin seyahat özgürlüğüne ciddi kısıtlamalar getirmeye devam ediyor. İsrail güçleri mahalleleri demir kapılarla kapatırken, yerleşimcilere bölge genelinde tam bir hareket özgürlüğü sağlanıyor.

Filistinlilerin, çalınan topraklarımız üzerinde kurulan yerleşimlere girmesine izin verilmiyor, çünkü bu yerleşimlerin etrafı çitlerle, dikenli tellerle ve sıkı güvenlik önlemleriyle çevrili. Aynı coğrafi bölgede yaşıyor olsak da, Filistinliler ve yerleşimciler için yasalar ve yasal prosedürler farklı. Yerleşimciler için İsrail medeni hukuku ve ceza hukuku uygulanırken, Filistinliler askeri mahkeme sistemiyle karşı karşıya kalıyor.

7 Ekim'den önce, aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 5 binden fazla Filistinli İsrail hapishanelerinde tutuluyordu ve bunların yüzlercesi herhangi bir suçlama veya yargılama olmaksızın "idari tutuklama" adı altında tutuluyordu. 7 Ekim'den bu yana işgal altındaki Batı Şeria'da 2 binden fazla kişi tutuklandı. Tutuklamalar genellikle baskınların ardından yapılıyor ve birçok mahkum işkence ve kötü muameleye maruz kaldığnı söylüyor.

İsrail ayrıca, Filistin'i destekleyen içerikleri kısıtlayan ve engelleyen sosyal medya şirketlerinin de yardımıyla, Filistin yanlısı çevrimiçi paylaşımlara da baskı uyguluyor.

BATI’NIN İŞBİRLİĞİ

Aynı zamanda, batılı hükümetlerin bize karşı işlediği suçlarda İsrail ile işbirliği yapmasını hayretle izliyoruz. Ukrayna ve Filistin direnişine verdikleri tepkiler arasındaki bariz farkın da gösterdiği gibi, insani değerler ve özgürlük konusunda batının çifte standardı karşısında hayal kırıklığına uğradık.

Batılıların siviller ve insan hakları konusundaki ikiyüzlü söylemlerinden iğreniyoruz. Batılı yetkililer İsraillilerin öldürülmesini yüksek sesle kınarken, İsrail'in "kendini savunma" hakkını göklere çıkarıyor; ancak Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria'da İsrail güçleri tarafından öldürülen binlerce masum Filistinliye karşı büyük ölçüde kayıtsız görünüyorlar.

Filistinlilerin öldürülmeye ve yerlerinden edilmeye devam etmesi bölgeye barış getirmeyecektir. Tam tersine çatışmayı daha da şiddetlendirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Adalet olmadan barışın sağlanabileceğine inanmak bir yanılsamadır.

Çatışmayı çözmenin tek yolu, işgali sona erdirecek ve savaş suçlularından hesap soracak siyasi bir çözümdür.