Kanada, Rusya’nın varlıklarının Ukrayna’nın yeniden inşası için kullanılmasının öncüsü durumunda. Gelecekte diğer devletler de bu stratejinin hedefi olabilir.

Batı’nın yeni cezalandırma planı
Batı'nın planları arasında Rusya Merkez Bankası rezervlerine de el koymak bulunuyor. (Fotoğraf: Depo Photos)

Jon UNRUH - Geoffrey GOODELL

Rus varlıklarına el konulması için küresel görüş birliği oluşmuş durumda. El konulacak varlıklara Rusya’nın merkez bankası rezervleri de dahil. El konulacak kaynakların Ukrayna’nın savaş sonrası yeniden inşa edilmesi için kullanılması planlıyor. Böylelikle, yükü Batılı “vergi mükelleflerinin” sırtlanmasının engelleneceği hesap ediliyor.

Kanada yaptırımların ötesine geçti ve bireylere ait özel varlıklara el koymaya başladı. Bir sonraki adım, devlet varlıklarına el koymak olacak. Diğer ülkelerin de bu kervana katılması bekleniyor.

Rus devletinin varlıklarına el koymak, ters etki yapıp Rusya’yı savaşı sürdürmeye teşvik edebilir mi? Ya da dünyada barışı sağlayabilecek yeni bir “araç” mı keşfettik?

Kanada, Özel Ekonomik Önlemler Kararnamesi (SEMA) denen yasa değişikliğini onayladı ve Ukrayna’nın yeniden inşası için Rus devlet varlıklarına el konulması hareketinin küresel öncüsü konumunda. Fakat varlıklara el konulmasının Rusya karşısında sahip olunan “kaldıracı” zayıflatabileceğinden endişe ediliyor.

YAPTIRIMLAR VE KALDIRAÇ

Savaşmaya istekli devletleri caydırmak için kullanılan yaptırım, ambargo ve uluslararası dışlanma gibi araçlar, devletler nezdinde “kaldıraç” ya da “avantaj” elde etmek için kullanılır. Verilen mesaj açıktır: Savaşı durdur, tekrar ticarete katıl, varlıklarını ve erişim imtiyazını geri al.

Yaptırımların çoğu zaman etkisiz kaldığını görsek de (ki Rusya’nın savaşı sürdürmesi de buna işaret ediyor) uluslararası topluluğun stratejisinin özeti budur. Ukrayna savaşında yaşananlar, uluslararası düzeyde ezberin bozulmasına sebep oluyor. Yaptırımların işe yaramadığı açık ve savaşın sürmesi, Ukrayna’nın yeniden inşası için ihtiyaç duyulacak kaynakların katmerlenerek artması anlamına geliyor.

Batı’nın vergi mükellefleri, faturayı ilelebet sırtlanmaya istekli değiller. Ukrayna’yı yeniden inşa etmek için Batılıların vergilerini kullanmak yerine, Rus parasını kullanmak “bariz çözüm” gibi görünüyor. Mantık cezbedici, fakat “geri dönüşü olmayan” bir yol olduğu için eleştiriliyor. Geri dönüşü olmadığı için de “Rusya’ya baskı yapma aracı” olarak tek atımlık kurşuna benziyor.

Batılı devletlerin bazıları bu endişeyi dillendirse de, Kanada bu endişeleri paylaşmıyor.

Uluslararası ilişkilerde “kaldıraç” kavramı ilginç bir olgudur. Örneğin, “ödül kaldıracı” vardır ve uluslararası kurallara uyan ülkeleri bu şekilde mükafatlandırırsınız. Dondurulan varlıkları yeniden serbest bırakmak bu tür bir kaldıraçtır.

Bir diğeri “tehdit kaldıracıdır.” Uluslararası düzene uymayan devletleri, giderek daha fazla “karşı önlem” ile baskı altına alırsınız. Bir de “geri alınabilen ödüller” vardır; bunlar ödül ve tehdit mekanizmalarını birleştirirler.

Rus varlıklarına kalıcı olarak el konulduğu bir senaryoda, savaşın gidişatının nasıl etkileneceğini kesin olarak bilemiyoruz. Fakat SEMA yönetmeliğine dair yapılan son açıklamalar, Ukrayna savaşının yalnızca hedef alınacak “ilk kriz” olduğunu, gelecekte diğer “kötü niyetli” devletlerin de hedefe konması gerektiğini vurguluyor.

Dolayısıyla bu stratejiyi, yaptırımların etkisiz kaldığı durumlarda; örneğin Sudan, Suriye, Myanmar gibi krizlerde baskı aracı olarak kullanılacak yeni bir “barış sağlama stratejisi” olarak görmemiz gerek.

Görüşülen bu yeni yaklaşımın en önemli yönü, Ukrayna savaşının dünyaya “yeni dersler” öğretiyor olması. Geleneksel yaptırımların bir işe yaramadığını öğrenmiş bulunuyoruz. Fakat yalnızca süregelen savaşlar için değil, gelecek askeri çatışmaların önlenmesi için de yeni araçlara ihtiyacımız var.

Çeviren: Fatih KIYMAN

Kaynak: The Conversation