Bayramımız olsun!
Müthiş oyuncu Hümeyra’nın repliğiydi. Çağan Irmak’ın unutulmaz filmi Babam ve Oğlum’da babaanne Nuran, o şirin Ege kasabasında, oğlu ve torununu yıllar sonra evinde ağırlarken böyle demişti mutlulukla: Bayramım olsun bugün, bayramım… Nuran babaanne, o an bilemezdi tabii oğlunun yıllar sonra neden döndüğünü ve sonrasında başlarına gelecekleri. Bilseydi de sevinirdi herhalde yine de. Çünkü mis kokulu […]
Müthiş oyuncu Hümeyra’nın repliğiydi. Çağan Irmak’ın unutulmaz filmi Babam ve Oğlum’da babaanne Nuran, o şirin Ege kasabasında, oğlu ve torununu yıllar sonra evinde ağırlarken böyle demişti mutlulukla: Bayramım olsun bugün, bayramım…
Nuran babaanne, o an bilemezdi tabii oğlunun yıllar sonra neden döndüğünü ve sonrasında başlarına gelecekleri. Bilseydi de sevinirdi herhalde yine de. Çünkü mis kokulu çarşafları serip, canının parçasını ve canının canı torununu bir kerecik evinde uyutabilecekti ya, bayramıydı elbet o gün. Evde bir eşik aşılmıştı. “Geri dönmez” denilen oğul Sadık, dönmüş; doğduktan sonra sadece bir kez yüzü görülen torun Ege koşup sarılıp “babaanne” demişti işte!
Bayram sonrası sadece 2 haftamız var. 23 Haziran’da 16 milyon İstanbullu, ülkenin geri kalanını kurtaracak…
Kurtaracak kurtaracak. Her şey çok güzel olacak. Sandıkla gelenin sandıkla gideceği tescillenecek. “Bunlar sandıkla bırakmaz” safsatası bitecek. 17 yıllık iktidarın son uğraşları boşa düşecek, metal yorgunluğundan mustarip partiler ve tükenmişlik sendromundaki kişilere belki muhalefete düşmek iyi gelecek. Taze bir enerji hepimizi canlandıracak. O gün hepimizin bayramı olacak.
Sonrası mı? Sonra ne mi olacak? Mevcut iktidarın yerine ne mi konacak? Bu soru elbette önemli ancak; 23 Haziran’ın bayramımız olmasına engel değil. Küskünler barışacak, geçmişte yaşanmış ve üzeri örtülmüş ne varsa ortaya saçılacak, yüzleşilecek, helalleşilecek, herkes kendi payına düşen öz eleştiriyi yapacak, yapamayan silinecek. Adil bir yargılama olacak, geleceğe yürünecek. İlk günler daha kolay olmayacak hatta daha da zor olabilir ama eninde sonunda edinilmiş tecrübeler, egemenliğin bir daha asla tek kişinin ya da tek zümrenin elinde toplanmamasını sağlayacak. Uzaklarda bir yerlerde çizilmiş yol haritaları çöpe atılacak. Dine iktidarı, gücü ve parayı kontrol etme aracı gözüyle bakanlar, dünyanın başka coğrafyalarına da örnek olacak şekilde kaybedecek.
23 Haziran gecesi ne mi olacak? O gece bizim bayramımız olacak. Nuran babaannenin oğlu ve torununa hazırladığı huzur dolu oda gibi yeni bir hayatımız olacak. Yılların tahribatının üzerine incecik bir barış pikesi örtülecek. Demokrasinin lavanta kokulu evlerinde, sakız gibi beyaz pusulalar eliyle, namus gibi korunan sandıklardan çıkacak umut ışığı gözlerimizi kamaştıracak ama gözümüzü bir an bile kırpmayacağız. Mutluluktan ve heyecandan kalkıp kalkıp mutfağa koşacağız. Bir dilim bayram baklavası atıp ağzımıza, üstüne bol köpüklü bir Türk kahvesi içeceğiz birlikte. Bu bizi diri tutacak. Sabaha karşı gözlerimiz kapanır gibi olduğunda, uyumadan hemen önce, ibretlik masallar anlatacağız. Bu masallar şöyle bitecek hep: Ülkelerden birinde, güçsüz bırakılan iyi kalpliler öyle bir silkinip kendine gelmiş ki ortada çok güçlü olduğu düşünülen kötülüğün esamesi kalmamış…