Yer: ‘Kaffe Burger’ Torstraße 60, 10119, Berlin Sıcaklık: Sıfırın altında çok soğuk dereceAhne (soldan üçüncü)

Yer: ‘Kaffe Burger’ Torstraße 60, 10119, Berlin Sıcaklık: Sıfırın altında çok soğuk derece
Ahne (soldan üçüncü) ve arkadaşları on beş yıldır her pazar yazdıkları denemeleri, şiirleri paylaşıyorlar seyircilerle. Bu kabare her hafta farklı konularla ve konuklarla karşımıza çıkıyor ama hep aynı şarkıyla bitiyor. Berlinli arkadaş grubu maceralarına “Schokoladen” adlı bir kafede başlamışlar. 1998’den beri “Kaffee Burger”da sahne alıyorlar. Yenilenen binanin yenilenmeyen giriş katinda beş avro giriş ücreti ödeyerek onları izleyebiliyorsunuz.
Grubun her üyesi farklı sosyal sınıflardan, farklı iş ortamlarından geliyor. Bir anarşist, bir doktor, bir taksi şoförü, bir edebiyatçı, her hafta yeni bir konukla sahne önündeki yuvarlak masada yerlerini alıyorlar. Konukları da kendileri gibi her kesimden olabiliyor. Bazen bir şair, bazen bir işsiz, bazen bir şarapçı. Her biri sırayla ellerinde bir sayfa ya da bir tutam kağıtla sahneye çıkıyor ve yazdıklarını seyircilerle paylaşıyorlar. Grup sayesinde farklı kitleler de bir salonda toplanmış oluyor. İşsizler, edebiyatçılar, şairler, anarşistler, öğrenciler, burjuvalar… Belki de hiçbir zaman bir konu üzerinde aynı şeyleri düşünmeyecek, aynı çatı altında toplanmayacak bu insanlar haftanın son günü aynı şeylere gülüyor ve aynı şeyleri alkışlıyorlar.
Bu projeye bir kasa bira karşılığında başlamışlar ve aynı mütevazılıkla yollarına devam ediyorlar. Ahne, para karşılığında çalışma fikrine karşı. İnsanları bir robota dönüştüren sistemin bir parçası olmayı reddediyor. Tanrıyla Dialoglar adlı kitabından bölümler okuyor her seferinde. Jakob Hein (sağ alt) ise bir hastanede doktor olarak çalışıyor. Kitaplar yazıyor. Avusturya’da, Boston’da ve Stokholm’de yaşamış. Yarışsız, burssuz bir dünya düzeni hayal ediyor... Bazen işyerinde geçen komik anlarından bahsediyor bizlere. Onları izledikten sonra, aynı konseptle farklı kafelerde sahneye çıkmaya başlayan birçok grup oluşmuş şehirde.
Kabare boyunca bir defter dolaşıyor seyircilerin ellerinde. İsteyen istediğini yazıyor. Bazen sadece eski sayfalarda yazılanlara bir göz atıp yanındakilere uzatıyorlar defteri. Gösterinin sonunda grubun bütün üyeleri sahneye çıkıyor ve hep bir ağızdan Udo Jürgens’in bir şarkısını söylüyorlar çirkin sesleriyle bağıra çağıra. Seyirciler de onlara eşlik ediyor. On beş yıldır her pazar bu şarkıyla bitiyor kabare. İçimiz ısınıyor. Dönüş yolunda sanki soğuktan ayak parmaklarımızın hissizleştiğini bile hissetmez oluyoruz. Ve yol boyunca dilimize dolanıyor söyledikleri şarkı;
“... Sana acısız bir aşk diliyorum
Ve elini tutan bir el
Umarım umut hep seninle olur,
Hayallerin hep yaşar...”