Irak "bataklığı" Bush yönetimine pahalıya patladı. Aklı selim

Irak "bataklığı" Bush yönetimine pahalıya patladı. Aklı selim, yazdıklarını, bölgeyle ilgili bilgi ve tecrübelerine dayandıran, en önemlisi konuya vicdanlarıyla yaklaşan gazetecilerin en başından beri karşı çıktığı işgal sonunda ABD yönetimini yemeye başladı. İktidarı kaybetmek üzere olmaları kendi halledecekleri bir sorun. Önümüzdeki yıl muhtemelen, Demokrat bir başkanın seçilmesi, bugünkü Irak politikasının bıçakla kesileceği anlamına gelmiyor. Bizi ilgilendiren ise bu politikaların Ortadoğu ve dünyanın genelinde insanlık adına nelere mal olduğu. Çünkü, artık Ortadoğu'nun zor kullanarak "demokratikleşmesi", "uygarlıktan nasibini almamış" ülkelerin silah zoruyla hizaya çekilmesi politikası, arkasında bir enkaz bırakarak iflas etti. Can çekişen ABD işgali son nefesini vermeden yine ayaklara yere basmayan yeni, nafile arayışlar içinde. Irak Çalışma Grubu adı altında bir araya gelerek alternatifler sunan James Baker (Baba Bush döneminin eski Dışişleri Bakanı) ve eski Demokrat Temsilciler Meclisi Üyesi, Demokrat Lee Hamilton'ın çantasındaki planın işlemesi de zor görünüyor. Plana göre ABD'nin 20 bin ek asker daha göndermesi, Şii ve Sünniler arasındaki mezhep savaşının bir an önce engellenip yakınlaşma sağlanması için mekanizma ve yolların bulunması. Irak ordusunun güçlendirilmesi öngörülüyor.

BAKER-HAMİLTON PLANI
Irak'taki durum göz önüne alındığında bu planın hayata geçirilmesi için geç kalındığı biliniyor. Birincisi, ABD'nin ülkeden çıkış için asker sayısının arttırması değil azaltması gerekiyor. Çünkü asker sayısını arttırmak, askeri tabirle, daha fazla alanda kontrolü amaçlamak demektir. Bu da ABD askerleri için daha fazla ölüm ve kayıp anlamına gelir. İkincisi, hali hazırda mezhep savaşının yaşandığı Irak'ta hangi mekanizmanın işletilip Şii-Sünni düşmanlığının sona ereceği belli değil. Hatta, bazı aklı evveller bu plandan vazgeçip güçlü olan Şiileri destekleyip Siinni-lerin tamamen temizlenmesinden de söz etmekteler. Daha geçen hafta Irak İçişleri Bakanı Sünnilerin önde gelen kurumlarından Müslüman Ulema Birliği'nin Başkanı Harit El Dari için tutuklama kararı çıkarması üzerine Sünni siyasetçiler parlamento ve hükümetten ayrılma çağrısında bulundu. Ayrıca, mezhep savaşında durum cinnet halini aşmış durumda. Irak ordusunun güçlendirilmesi ise laf-ı güzaf. Irak ordusu diye bir oluşum başından beri var olmadı. Irak ordusunun üniformasını giyen farklı etnik köken ve mezheplerden gelen askerler hali hazırda sadece kendi bölgeleri ve çıkarları ile meşguller.

Dolayısıyla bu birlikler Şii ve Kürtler arasında bölüşülmüş durumda. Plan bununla da sınırlı değil.

'ŞER EKSENİ' İLE UZLAŞMA
Tarih uzun bir süre ve kimilerimizi haklı çı-karıyor.Yıllardır "şer ekseni" diyerek, ABD stratejisini savunanlar ve bu çizgideki ideologların ağzından konuşanların şimdi ne diyecekler belli değil. Çünkü Baker-Hamilton Planı içinde Irak'ı kurtarmak adına "şer ekseni" diye aforoz edilen ülkelerle masaya oturmak da var. Plana göre Irak'taki durumu kontrol altına almak için Suriye ve İran'la görüş alışverişinde bulunup yardım istenecek. Baker ve arkadaşları bu iki ülkenin ve hatta Türkiye'nin desteği almadan Irak'la başa çıkamayacaklarının farkına varmış durumdalar. Türkiye ise hâlâ fotoğrafın sadece PKK yanıyla ilgileniyor. Geçen hafta Ankara'yı ziyaret eden Irak Başbakan'ı PKK etkisiz hale getirmek için önlemler aldığını söylüyor. Bağdat'ta kendi hükümet binasından dışarıya çıkamayan, sokakları kontrol edemeyen, yanı başındaki Milli Eğitim binasından bir atımda 150 kişinin kaçırıldığı Irak'ta, hükümetin, Kuzey Irak'ta ne yapacağı tartışılır. Bu yüzden Maliki'nin sözlerine kendisini bile inanmadığı ortada. Herhalde Ankara'da ciddiye almamıştır. Çünkü Irak'ta hükümet yok, ordu yok, hemen hiçbir şey yok. Bu yüzden ABD'nin, Baker-Hamilton planı da dahil olmak üzere çekilme dışında hazırlayacağı her plan çökmeye mahkûm. Üstelik "çekilirsek daha kötü" olur propagandası bile inandırıcılığını yitirmiş durumda. ABD çekilirse bundan daha kötü bir durum ortaya çıkmayacaktır.

TEZKEREDEN TEZKEREYE GERÇEKLER
Irak'ın işgali herkes gibi gazetecileri de yorduğu, vicdanlarını sızlattığı ve zaman zaman umutsuzluğa ittiği bir gerçek. Ancak tüm bu yorgunluk ve umutsuzluk içinde savaşın başından bu yana usanmadan işgale karşı çıkarak yeni işgalleri önlemek için uğraşan Umur Talu, Nuray Mert, Doğan Tılıç, Hüsnü Mahalli, Sefer Turan, İbrahim Karagül gibi isimleri ve Küresel BAK'ın çalışmalarını zikretmek da lazım. Yazdığımız birçok şeyin doğru çıkmasına karşın "keşke olmasaydı ve yanılsaydık" demek daha doğru sanırım. Yanılmayanlar arasında bulunan Hüsnü Mahalli de 2003 yılının başında itibaren Ortadoğu, Türkiye, işgal ve savaşla ilgili makalelerini "Tezkereden Tezkereye Gerçekler" (İskele Yayınları) adlı kitapta topladı. Bölgeye, o bölgeden bakan, tüm fotoğrafı içerinden okuyabilenlerden biri olarak Mahalli, Irak'ta ve bölgede işlerin bu noktaya geleceğini başından beri söylüyordu. Mahalli tabii ki kehanette bulunmuyordu; bölge tarihini, politik refleksleri, insanları ve hepsinden öte dezenformasyonları biliyordu. Bölgeyi tanımak isteyenler için önemli bir kaynak niteliğindeki kitapta güncel makaleler, stratejik analizler ve söylenen "yalanlar" ele alınıyor. Mahalli kitabının gelirini de Filistinli çocuklara bağışlıyor. Zaten hep söylediğimiz gibi Ortadoğu'da gazetecilik sadece kamera, mikrofon ve kalemle değil biraz da vicdanla yapılır.