Sevgili Kalp, Saklamaya gerek yok.

Sevgili Kalp,
Saklamaya gerek yok. Herkesin bildiğini ve senin hissettiğini başkalarından da gizleyecek değilim; şu aralar hiç hoşlanmıyorum senden. Davranışlarını, seçimlerini tasvip etmiyorum. Hayata, insanlara ve olaylara bakış açını anlamıyorum. Senin de anladığını hiç sanmıyorum. Yine herşeyi tepetaklak ettin. Ama hatırla Kalp senin gerçeklerin hep değişti. Bugün sevdiğin birini yarın unutabildin. Beş para etmez o adama, sana yaramaz biri olduğunu, sonradan pişman olacağını bildiğin halde gülümsemeden edemedin. Ne dediysem dinletemedim, bir kulağından girdiği gibi çıktı diğerinden. Sonra bir köşede sessizce ağladığını görüp sana akıl veren tabii ki ben oldum. Ertesi gün, gözyaşların kuruyunca hem bana, hem kendine söz vermene rağmen gittin yine gülümsedin o adama. Hep aynı hikaye, hep bir veda... Hesapsızlığın, dengesizliğin hep başa bela. Belki başka bir zamanda, doğru bir başka kimlikle karşılaşsak herşey çok farklı olurdu... Olur muydu?
Haydi anlaşalım artık. Gel bu yoldan dön bu sefer. Hem sen kurtul pişmanlıklarından, acılarından, hem beni kurtar bu antidepresanlardan. Her seferinde senin yüzünden bir oraya bir buraya savrulduk. Bak gurur da benden yana bu sefer. Bana kulak vermiyorsan onu da bir denle istersen. Bu sarhoşluğun bir geçsin önce. Sonra da düşün taşın.
Mutlu olunca kelebekler gibisin ama bir kırıldın mı, bir hüzün çöktü mü sana çekilmez oluyorsun. Ne yaptığını bilmiyorsun. Sen düşündükçe, bu iç karartan şarkıları dinledikçe uzuyor geceler, uzadıkça da benim sinirlerim bozuluyor. Sinirlerim bozulunca antidepresanlara mağruz kalıyor ve düşünemez hale geliyorum. Düşünmeyen bir beyin senin eserin. Sen hissetmeyen bir kalp olduğunu düşünebilir misin?
Benim kurallarım senin canını acıtır bilirim. Ama senin bu kural tanımazlığın hem beni hem seni mahveder, bunu göremiyorsun. Bir heyecanın peşinden koşuyorsun. Canını acıtacağını bildiğin halde arkanı dönüp gidemiyorsun. “Git” dediğinde bile gidemiyor, orada yığılıp öylece kalıyor, gidişini izliyorsun. Seni toparlamak da bana düşüyor. Benim o adama bir çift sözüm var, sen aradan bir çekil ben diyeceklerimi, yapacaklarımı çok iyi biliyorum. Sil şu gözyaşlarını, sümüklerini artık Kalp. Bir tatile ihtiyacın var senin. Bunu benden daha iyi biliyorsun. Şimdi topla bütün valizlerini çöpe atalım. Bütün o fotoğrafları yırtalım. Yaralarını saralım. Cezasını çeksin çekecek olanlar kendi yollarında, biz onları teker teker affedelim ve geçmişte bırakıp gidelim. Bu dikenli sonu olmayan yoldan geri dönelim. Seni vuracak bir kriz ikimizin de sonu olur Kalp, bunu unutma. Bir aşkın aramıza girmesine, bizi yok etmesine izin vermeyelim. Ne dersin?