Kaçak Saray’ın sahibi! Bu güne kadar oyununuza gelmedik, birlik ve sükunet içinde bu oyununuzu da bozacağız

Bi huzur ver!

ALİ HAYDAR HAKVERDİ - Milletvekili

7 Haziran seçimleri sonrasında, bir kısım cumhurun başkanı olan Erdoğan iki hafta boyunca sustu. Bu suskunluğu döneminde ülkede bir huzur, bir sükunet ortamı hakimdi. Evde sokakta ve ülkede barış dili konuşulur oldu. Ancak ne zaman koalisyon görüşmeleri ve tartışmaları bir boyut kazandı, işte o zaman saraydakinin sesi yeniden duyulmaya başlandı.

Recep Tayyip Erdoğan’ın 7 Haziran genel seçimlerinden önce, Gaziantep’te sözde açılış töreninde yaptığı konuşma, aklımızın bir köşesinde hep kaldı.

“400 vekil verin, bu iş huzur içerisinde çözülsün”

Bu sözler, o günün bazı gazeteleri tarafından, “Erdoğan’dan tehdit gibi açıklama” başlığı ile manşetlere taşınmıştı. 7 haziran seçimleri sonrası ortaya çıkan siyasi tablo ve bu bağlamda ülkede yaratılan kaos ortamı düşünüldüğünde bu açıklamanın bu gün tehdit olmaktan çıkıp bir fiil hayata geçirildiğini görüyoruz. Erdoğan 7 Haziran sonrası hem AKP iktidarını hem de 400 vekil ile kurduğu başkanlık hayallerini kaybetmesinin ardından yaşanan kaos eksenli siyasi amaçlara hizmet eden olayları hep birlikte yaşadık. Suruç katliamı, Gazi Cemevi provokasyonu, asker ve polislerimizden gelen şehit haberleri ve kamuoyuna İŞİD operasyonları diye lanse edilen ama ne hikmetse çoğunlukta İŞİD karşıtı insanlara yapılan gözaltı operasyonları… adeta hepsi ortak bir ajandadan çıkmış gibidir. 400 vekili alamayan bir kısım cumhurun başkanı, huzurumuzu bozmaya başladı…

Silah dolu MİT tırları akıllarımızda tazeliğini korurken Suriye’ye yönelik sınır ötesi hava harekâtı gerçekleştirilmiştir. Suriye’de bulunan İŞİD komutanı Türkiye’nin vurduğu yerlerin terk ettikleri eski karargâhlardan ibaret olduğunu ve herhangi bir kayıp vermediklerini beyan etmiştir. Bu sınır ötesi harekâtın asıl hedefi İŞİD ile savaşan PYD’nin bölgede sağladığı etkinliği kırmak ve sekteye uğrayan mühimmat ve militan akışını yeniden sağlamaktır. Ve yapılan bu sözde İŞİD operasyonunda, Suruç’ ta yaşanan katliam background olarak kullanılmıştır. İŞİD ise sınırımızın birkaç metre ilerisinde hendek kazmaya devam etmektedir.

Her gün ülkemizin dört bir yanından gelen ölüm haberleri ile sarsıldığımız ve toplumsal barışımızın dinamitlendiği bugünlerde meclisimizi olağanüstü toplantıya çağırıp artan terör olaylarını nedenleri ile araştırmak ve gerekli tedbirleri almak için komisyon kurmaya davet ettik. Bu gündem ekseninde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni olağan üstü toplantıya çağırmamızı bile yersiz bulanların yaşadıkları akıl tutulmasını tarif etmek gerçekten çok güç. Parti olarak meclis gündemine taşıdığımız araştırma komisyonu önerisi ne yazık ki yine bu kaos ortamından oy devşirme gayreti içerisinde olanlar tarafından reddedildi. “Koltuk değneği”, “yedek tekerlekler” de meclisteki tavrı ile bizi hiç şaşırtmadı.

Suruç’ta 31 evladımızın canına kıyanlar, IŞİD ve onu besleyen hükümet yetkilileridir. IŞID üyesi olarak bilinen ve arama kaydı olan canlı bombanın, göz göre göre evlatlarımızı katletmesi seyredilmiştir. Oysa İstanbul’da canlı bomba olduğu iddia edilerek evinde öldürülen Günay Özarslan, hiçbir delil bulunmamışken, herhangi bir çatışma dahi yaşanmamışken infaz edilmiştir. Bir tarafta hiçbir arama kaydı olmayan, delil bulunmayan, evinde çatılma dahi olmadan öldürdüğünüz bir canlı bomba!, diğer tarafta 31 evladımızı katleden IŞİD canlı bombası…

Gazi Cemevi’nde yaşanan olaylar, üç gün devam eden polis ablukası, cenazeyi kaçırma girişimleri, hepsi boşa çıkarıldı. Sizin provokasyon çabalarınızın tamamını bu süreçte Türkiye halkı boşa çıkaracaktır.

Kaçak Saray’ın sahibi!! Bu güne kadar oyununuza gelmedik, birlik ve sükunet içinde bu oyununu da bozacağız.

Siz kimi kandırıyorsunuz? Ya da kandırdığınızı sanıyorsunuz! İşinize gelen eylemi destekleyin, göz yumun, şiddeti körükleyip ülkede barışı bozun. Gerginliği tırmandırıp savaş hükümeti kurmaya çalışın. Sonra da gerginlik ve karşıtlık üzerinden oy devşirip yeniden seçimde tek başınıza iktidar olma hayalleri kurun…

Bu ülkenin gerçek sahipleri ve yoksul halkımız artık gerçekleri görmeye başladı. Siz kendi bireysel hırslarınız ve çıkarlarınız için savaş ve kan ile beslenenlersiniz. Yoksul halkın evlatlarının kanı ile beslenmenize izin vermeyeceğiz. Bu güne kadar savaşın karşısında her zaman barışı savunduk. Savunmaya da devam edeceğiz.

Artık bu ülkenin yakasından düşün! Bi huzur verin!