Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı. Emperyalizme ve monarşiye karşı verilen mücadelenin en anlamlı günlerinden. Akademisyen Taşkıran, “30 Ağustos, emperyalistlerin Anadolu’yu paylaşım planlarını ortadan kaldıran çok önemli ve büyük bir zaferdir” diyor.

Bir halkın zafer günü
Fotoğraf: BirGün

Aycan KARADAĞ 

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 101’inci yıldönümü tüm Türkiye’de olduğu gibi Ege’de de coşkuyla kutlanacak. AKP iktidarının son yıllarda Cumhuriyet’in temel değerlerine olan saldırgan politikalarına hız vermesi, 30 Ağustos’un tarihsel bakımdan hangi zemine oturduğu yönündeki tartışmaları yeniden kritik hale getirdi.  

Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü Öğretim Görevlisi Bilgi Taşkıran, “30 Ağustos, emperyalist devletlerin Anadolu’yu paylaşım planlarını tamamıyla ortadan kaldıran çok önemli ve büyük bir zaferdir” dedi. 

Taşkıran, “1914-1918 yılları arasında gerçekleşen Birinci Paylaşım Savaşının sonrasında Ekim 1918’den itibaren Anadolu ve İstanbul toprakları büyük bir işgale uğramıştır. Kasım 1918’i takip eden günlerde Milli Mücadele’nin öncelikle fikri hazırlığı tamamlanmıştır. Ocak 1921’de başlayan bu mücadelenin askerî safhası Birinci İnönü’den Sakarya Meydan Muharebesi’ne kadar çok önemli bir noktaya gelmiştir. Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasından sonra işgal kuvvetlerini bu topraklardan tamamıyla atacak Büyük Taarruzun hazırlıkları başlamıştır. Gizli ve son derece detaylı bir şekilde yapılan hazırlıkların sonrasında 26 Ağustos 1922 sabahı Afyon Kocatepe’den Büyük Taarruz başlamıştır. 29 Ağustos 1922 gecesi, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa son durumu beraberce inceleyip tartıştıktan sonra taarruza tüm hızıyla devam edilmesi kararını vermişlerdir. Bu kararlık ve ordunun gücü ile tarihe ‘Başkomutan Meydan Muharebesi’ olarak geçen büyük zafer, kesin zafer ile neticelenmiştir” dedi. 

ANADOLU TOPRAKLARI İŞGALDEN KURTARILDI 

Taşkıran,“30 Ağustos 1922’de kazanılan bu büyük zaferin ardından ölüm ve esaretten kurtulabilen Yunan kuvvetleri büyük bir panikle İzmir ve Bandırma yönünde geri çekilmeye başlamıştır” dedi ve ekledi: Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın ‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri’ emriyle ileri harekata başlayan ordu, işgal altındaki tüm topraklarımızı kurtarana kadar mücadelesine devam etmiş ve hedefine ulaşmıştır. Mustafa Kemal Paşa önderliğinde kazanılan Başkomutan Meydan Muharebesi Milli mücadelenin askerî safhasının bitimi noktasında en büyük ve kesin başarıdır. Zira takip eden günlerde işgale uğramış Anadolu toprakları teker teker işgalden kurtarılmıştır.” 

Taşkıran şunları dile getirdi: “30 Ağustos, emperyalist devletlerin Anadolu’yu paylaşım planlarını tamamıyla ortadan kaldıran çok önemli ve büyük bir zaferdir. Artık Mondros ve Sevr projeleri suya düşmüştür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 30 Ağustos 1922 zaferinin ikinci yıl dönümünde yaptığı bir konuşmada, Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Muharebesi’nin Türk tarihinin en önemli dönüm noktasını oluşturduğunu belirterek, Türk milletinin burada kazandığı zaferin yalnız bizim tarihimize değil dünya tarihine yeni bir yön vermekte son derece etkili bir meydan savaşı olduğunu ve yeni devletin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin burada sağlamlaştırıldığını söylemiştir. 30 Ağustos Zaferinin 101. yıl dönümünde, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve o dönem bu mücadelenin kazanımına büyük etki yapan askeri, siyasi kadrolar ve her türlü imkânsızlıklara karşı bağımsız yaşama isteği, yurt sevgisiyle birleşen Anadolu halkını saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz. 30 Ağustos sadece bir zafer bayramı değil, halkın işgalden ve emperyalizmin bu topraklar üzerindeki niyetlerinden kurtulduğu günü ifade etmektedir.”

***

BELEDİYE BAŞKANLARINDAN ZAFER BAYRAMI MESAJLARI

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer: 101 yıl önce bugün Büyük Zafer’le taçlanan kurtuluş mücadelesi, bir ulusun inançla, azimle, kararlılıkla neleri başarabileceğinin tüm dünyaya ilanıdır. Tarih sahnesinden silinmeye çalışılan Türk Ulusu’nun yeniden ayağa kalktığı gündür bugün. 9 Eylül’e açılan kapı, İzmir’in ve tüm yurdun kurtuluş müjdesidir. Bugün önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha minnet ve şükran duygularıyla anıyoruz. Ve elbette onunla birlikte bu zorlu mücadeleye canını adayan silah arkadaşlarını, onları kucaklayan cefakâr Anadolu insanını…

Savaşlar kaybetsek de, ağır yenilgiler yaşasak da asla esareti kabullenmeyen bir milletiz. Bağımsızlığa olan tutkumuz bir tohumdu önce… Tüm yurt yangın yeriyken işgalin ortasında serpildi bu topraklara. 19 Mayıs’ta Samsun’da, 23 Temmuz’da Erzurum’da, 4 Eylül’de Sivas’ta, 23 Nisan’da Ankara’da bir daha, bir daha saçıldı bağımsızlık tohumları dört bir yana… İnanç, kararlılık, azim ve yurtseverlikle sulandı, Kuvayı Milliye’nin güneşiyle yeşerdi, büyüdü. Bugün gölgesinde gururla yaşadığımız asırlık çınar işte o tohumlarla kuruldu, bugünlere geldi. Yenilmez sanılan Batı emperyalizmi ilk kez burada hüsrana uğradı. Yerli ve yabancı işbirlikçilerle ilk yenilgiyi bu coğrafyada tattı. Adına Büyük Zafer denen kurtuluş destanının o son sayfası bütün dünyada dengeleri değiştirdi. Sömürülen, ezilen uluslara ilham oldu. Mustafa Kemal’in askerlerinin 101 yıl önce kazandığı zafer aynı zamanda bir uyanışın müjdesiydi insanlık için. Ve bugün kurtuluşumuzun 101’inci yıldönümünde büyük önderimize bir sözümüz var: Ey Atam! Tarihe altın harflerle yazılmış o emsalsiz zaferi kazanan bir ulus olmanın onurunu her zaman taşıdık, taşıyacağız. Şanlı tarihimizle ve onu yazanlarla gurur duyacağız. Artık sadece savaş meydanlarında değil sosyal, kültürel ve ekonomik zaferlerin de peşinde koşacağız. Hamasetle değil bilinçle, hakikate olan sadakatle, tarihimizi okuyarak ve anlayarak yolumuza devam edeceğiz. Barışı daim kılıp, demokrasimizi geliştireceğiz. Refahı, adaleti büyüteceğiz. Sanatın estetiğini, bilimin gücünü bu topraklara yayacağız. Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kudretini ve itibarını tüm dünyaya kabul ettireceğiz. Zaferin, barışın ve Cumhuriyet'in ikinci yüzyılı senin ideallerine yakışan bir Türkiye’de yaşanacak. Yılmak, yorulmak, pes etmek yok. Barış ve huzur içinde nice bayramlarımız olsun!

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu: Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin en parlak zaferlerinden biri olan 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 101. yıldönümünü yaşıyoruz. Türk milletinin en yüce kahramanlık destanlarından birinin yazıldığı bugün, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları önderliğinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı bu büyük kahramanlık destanının zaferle taçlandığı gündür.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün üstün askeri dehası ile 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz, 30 Ağustos’ta zafere ve “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emrinden alınan güç ile 7 Eylül’de de Aydın’ımızın kurtuluşuna dönüşmüştür. Bağımsızlık aşkıyla düşmanı topraklarımızdan atan bu büyük irade, Milli Mücadelemizin Başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde tüm yurttaşlara cesaret aşılamıştır. Bizler de Türk milleti olarak; çağdaş, demokratik ve laik bir Cumhuriyet inşa ederek yolumuzu aydınlatmaya devam eden Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde ilerlemeye devam edeceğiz. 30 Ağustos Zaferi’nin 101. yıldönümü vesilesiyle başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşlarını ve şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi ise minnet ve şükranla anıyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 101. yıldönümü kutlu olsun.

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün: 30 Ağustos zaferi, yüce milletimizin en zor zamanlarda bile önündeki engelleri aşarak bağımsızlığa olan sevdasına koşmasının bir timsalidir. Zafere giden yolda Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki milletimiz, yokluklar içerisinde tarihe altın harflerle yazılan bir hürriyet mücadelesi vermiş ve topraklarımız düşman ordularının işgalinden kurtarılmıştır.

Yokluklar içerisinde kazanılan bu zafer, candan ve serden geçenlerin fedakârlıkları ile ortaya konan kutlu bir mücadelenin sonucudur. Bizler için zaferimiz, tarihten geleceğimize tutulan bir ayna, gençlerimize yol gösterecek ve asla sönmeyecek bir meşaledir. 30 Ağustos 1922’deki aynı inanç ve azimle Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin değerlerini hep birlikte korumalıyız. Bu duygu ve düşüncelerle, 30 Ağustos Büyük Meydan Muharebesi’nin 101. yılında zaferimizi bir kere daha kutlarken, başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile Kurtuluş Savaşımızda, öncesinde ve bugüne kadar bu ülke için canını vermiş tüm şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.