Bodrum’da yanan orman alanları enerji şirketlerinin iştahını kabarttı. Bu alanların doğal zenginliğinin korunması yerine şirketler rüzgâr enerji santralı (RES) projelerini hayata geçirmek için çalışıyor.

Bölge Halkı RES’lere tepkili: Orman yanıyor talan başlıyor
Fotoğraf: İHA

Aycan KARADAĞ

Muğla’da yanan orman alanlarına göz dikilmiş durumda. Ülke genelinde ise son yıllarda en çok yangın çıkan illerin başında Muğla geliyor. Geçen yıl ülke genelinde en çok orman yangını 189 adet ile Muğla’da çıktı ve 5 bin 593 hektar alan zarar gördü. 2021 yılında ise kentte 52 bin 219 hektar ormanlık alan yok oldu. AKP iktidarı ise yanan ormanları korumak ve yeşertmek yerine talana açıyor. Bodrum’da yanan ormanlık alanlar enerji şirketlerinin kıskacı altında. Yanan ormanlık alanlarda farkı şirketler tarafından rüzgâr enerji santralı (RES) projeleri yapılmak isteniyor. Bölgede üç farklı enerji şirketi, RES projeleri yapmaya çalışıyor. Bölge halkı ise projelere karşı mücadele ediyor. 

Son olarak G Enerji Yatırımları şirketi tarafından Mazı köyünde yanan ormanlık alanda RES yapılmak için harekete geçildi. Proje kapsamında 10 adet türbin kurulması planlanıyor. Santral sahasının yaklaşık yüzde 3’ü tarla, yüzde 97’si ise orman alanı içerisinde kalıyor. Santralın yapılmak istenildiği ormanlık alanda ise geçen yıl orman yangını yaşandı. Proje alanına en yakın konut 330 metre mesafede yer alıyor. Söz konusu projenin işletme ömrü ise 49 yıl olarak planlanıyor. Proje bedeli 205 milyon 128 bin lira olarak belirlendi.  

Projeyle ilgili Yeniköy Mahallesi’nde halkın katılım toplantısı düzenlendi. Bölgedeki yurttaşlar projeye tepki gösterdi. Yurttaşlar, yanan alanlara RES yapılması yerine ağaçlandırma çalışmalarının yapılarak gelecek nesillere bırakılmasını istediklerini dile getirdi.  

Yurttaşlara, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras destek verdi. Aras, belediye olarak konunun yakın takipçisi olduklarını belirterek her türlü hukuksal girişimde bulunduklarını söyledi. 

Aras, “Biz şuna karşıyız, buna karşıyız diye oturup aktivistlik yapmıyoruz. Bizim derdimiz doğal yaşamın korunmasıdır, turizm potansiyelinin korunmasıdır, insanların yaşam alanlarının korunmasıdır. Orman deyip geçmeyiniz, ormanlar yanmış olabilir ama o bölgeler bizim köylümüzün geçim kaynağıdır. Arıcısıyla, ormandan topladığı kekiğiyle, mantarıyla, nanesiyle, acı otuyla, insanlar ormanı bu şekilde kullanıyor” dedi. 

İNSANLAR MÜLKSÜZLEŞİYOR

Aras şunları dile getirdi: “En kötüsü, bu alanların artık halk tarafından kullanılması, bir daha girip çıkacağı alanlar niteliğinin kaybolması. Burada orman köylülerimizin zamanla kazanımlarını ya da yaşam alanlarını kaybedeceklerini çok net bir şekilde görebiliyoruz. Bizim çekincelerimizi hem kamu tarafı hem de şirket tarafı görmek zorunda. Biz bunu bu şekilde bırakmayacağız ve sonuna kadar hukuk mücadelemize devam edeceğiz.” 

Mazıköy Mahallesi Muhtarı Sedat Furma ise bölgenin turizm merkezi olduğunu belirterek, “Halkımız arıcılık yapıyor. Dağlarımızın kekik çalısı gibi birçok ürününden faydalanıyoruz. Biz yapılmasını istemiyoruz Mazı halkı olarak” diye konuştu.  

Mazı köylü yurttaşların avukatı Arzu Alper ise, yapılan katılım toplantısının geçersiz olduğunu belirterek, “Biz devamlı hayır dedik, siz devamlı yapacağız diye başka yerlerde aynı ve benzer projeleri bölerek ÇED gerekli değildir kararı almak için çabalıyorsunuz. Burada halk istemiyor. Bütün halkın katılım toplantısından haberinin olması gerekiyor. Mazı Köy’ün haberi yok. Muhtarımız bir şekilde öğrendiği için geldi” ifadelerine yer verdi.

Öte yandan 2021 yılında yaşanan orman yangınlarından kısa süre sonra Bodrum’da zeytinlik arazilerinin tapularına, bölgeye kurulacak RES için yapılacak kamulaştırma amacıyla şerh konulduğu açığı çıkmıştı.