Yıllar önce seyrettiğim, Dostlar Tiyatrosu’nun sahneye koyduğu Bertolt Brecht’in Galilei Galileo oyununun birinci perdesi şöyle bitiyordu: Galilei engizisyon mahkemesi tarafından....

Yıllar önce seyrettiğim, Dostlar Tiyatrosu’nun sahneye koyduğu Bertolt Brecht’in Galilei Galileo oyununun birinci perdesi şöyle bitiyordu: Galilei engizisyon mahkemesi tarafından yakılmaktan yalnızca bir şekilde kurtulacaktır. O da dünyanın güneş etrafında döndüğünü inkâr ederek. Ve inandıklarını inkâr ederek yakılmaktan kurtulur. Yıllarca birlikte çalıştığı yamağı şu sözlerle Galilei’yi kınar:

“Kahramanları olmayan ülkelere yazıklar olsun.”

Perde kapanır. Seyircilerden bir alkış kıyamet. Ancak birinci perdenin bittiğini sanan seyirci yanılmıştır. Alkışlar devam ederken perde bir anda yeniden açılır. Seyirci alkışı sürdürürken Galilei (Genco Erkal) yüzünü yerden yavaşça kaldırır ve seyirci bir şeyler söyleyeceğini hissedip alkışı azaltır. Perde bu sefer gerçekten kapanmadan Galilei’nin son bir sözü vardır:

“Asıl kahramanlara ihtiyacı olan ülkelere yazıklar olsun.”

Perde kapandığında seyirci alkışlamakla biraz önceki tavrı arasında şaşakalmıştır.

Bu oyunu anımsamama, Santralistanbul’daki Che sergisi sebep oldu. Alberto Korda’nın üzerinden yıllar geçtikten sonra ikonlaşmış/ikonlaştırılmış fotoğrafı üzerinden yola çıkarak Küratörlüğünü Trisha Ziff’in üstlendiği “Korda’nın Objektifinden Che” sergisi, Korda’nın 1960 yılına ait ‘Guerrillero Heroico’ (Kahraman Gerilla) başlıklı Che Guevara portresinin popüler kültürde kullanıldığı yerleri gösteriyor.

Guevara’yı meydan okuyan bakışı ve yıldızlı beresiyle bugün hâlâ canlı tutan bu fotoğraf dünyanın dört bir yanında tişortlerin üzerinde, posterlerde, kahve kupalarında ve buzdolabı mıknatıslarında, kadın iç çamaşırlarında, çantalarında ve rujlarında ticari bir imge olarak görmek mümkün.

Sergi, devrimsel içeriğinden çıkıp bir tüketim aracı haline gelen Korda’nın Che’sinin, her tür değişime açık bir simgeye dönüşmesini; ancak bunun yanında en ince yorumlara bile direnmesini anlatıyor.

Çünkü o zamandan beri popüler bir ikon haline gelen Guevara ölümünden 40 yıl sonra bile hâlâ başkaldırının sembolü olarak görülüyor. Sergide bir de ‘Che’ filmi var: ‘Chevolution’. Filmde de Che’nin hayatından çok Korda’nın ölümsüz fotoğrafını anlattığını söyleyen Ziff’e göre, kumandan yaşasaydı kendi devrimci fikirlerine tamamen ters olan tüm bu kapitalist hareketlere karşı çıkardı.

Yine de onun figürünün tüm dünyada dolaşması, farklı milletlerden, farklı görüşlerden kişilerin üstünde olması Ziff’i heyecanlandırıyor. Ona göre, Filistinli eylemcinin de Amerikalı punk’çının da kendine yakın gördüğü bir isim olan Che, aslında bir çeşit ‘Karşı Duruş’un bayrağı.

Bu fotoğraf 5 Mart 1960 yılında sabotaja uğrayan La Coubra gemisinde hayatını kaybedenler için cenaze töreni sırasında çekildi. Fidel Castro kürsüden, sabotajın detaylarını anlatırken yanında Jean Paul Sartre ve Simone de Beauvoir da bulunmaktadır. Korda platformun 8-10 metre uzağındadır. Fidel’in ve ünlü misafirlerinin düzinelerce fotoğrafını çeker. O ana kadar kalabalıkların arasında duran Che bir an için öne çıkar ve yalnızca iki poz çekebilir Korda. Çünkü yaklaşık 30 saniye sonra Che tekrar kalabalığın arasına karışmıştır.

Che, zamanında, ABD’nin baş belasıydı. Bugün ise Amerika için ‘iki çikolata arasına sıkıştırılmış vişnelerinin devrimci mücadelesi! (‘Cherry’ Guevara çikolatası).

Che, dünya barışı önünde baş tehlikenin ABD olduğu görüşündeydi. Bu nedenle, 1967’de basılan son kitabında, “iki, üç daha fazla Vietnam” sloganıyla ABD’nin militarist kolunun her yerde kırılması gerektiğini ileri sürüyordu.

Bu sergi, kendi rejimi için tehlikeli olan ve o yüzden de kendilerine karşı toplumun örnek alacağını bildikleri Che’yi sıradanlaştırma çalışmalarının dünyadaki görüntüsünün bir derlemesi.

Onların kahramanı Rambo ya da Süpermen. Galilei’nin son sözünü onlar için biraz değiştireyim. Asıl bu ve bunun gibi kahramanlara ihtiyaç duyan ülkelere yazıklar olsun.

İmgelerin hüküm sürdüğü bir dünyada, yaratılan kahramanlara bizim ihtiyacımız yok.

Che’nin bizim için değeri ölmeyecek:

Kahramanlığı ile ölümsüzleşen değil, ölümlülüğü ile ebedileşen Che, insan gibi insan, bir devrimci olarak kalacak. Boşuna uğraşmayın.