Bu bedeli kim ödeyecek?
Fotoğraf: AA

Serdar KARCILIOĞLU

“Turizmde sektörde beklentiler tutmadı…”

“Antalya başta olmak üzere tüm kıyı destinasyonlarında temmuz ayı dolulukları yüzde 45/50 bandında gidiyor…”

“Ağustos ayı meçhul…”

“Sektörde personel çıkarmalar başladı…”

Bunlar temmuz ayı başı itibariyle görsel ve yazılı basına yansıyan manşetler… Bir atasözü vardır; perşembenin gelişi çarşambadan bellidir diye… Bunun böyle olacağını 2023’ün başında ocak ayında söylemişiz. İsteyen Google amcaya sorabilir. Niye? Turizm Matematiği böyle söylüyordu… Turizm ileriyi görme sanatıdır demiştik… Yani pozitif ilim…

Döviz almış başını gitmiş… Enflasyon rekor üzerine rekor kırıyor… Sektörde işçilik, enerji, yiyecek içecek neredeyse otelcinin aldığı havaya gelen zamlar, bunlar çok kazanıyorlar zihniyetinde olan Ankara’nın işsiz hangi meslek grubu varsa otelcilik üzerine yönlendirdiği bindirme üstüne bindirme operasyonları ile artan maliyetlerin doğal olarak yatak fiyatlarına yansıması, Türkiye’nin Avrupalı turist için dahi ülkelerindeki eşdeğer harcama noktalarına ulaşması ile daha uygun ülkeye yönlenmeleri, Rusya’da rublenin aşırı değer kaybı nedeniyle ülkemizin orta direk Rus turist için cazibe merkezi olmasından çıkıp Mısır ve Dubai’ye yönelmesi, ülkemizdeki siyasi gelişmelere bağlı olarak en fazla turist ithal ettiğimiz Avrupa ülkesi yönetimlerinin el altından insanlarını uyarmaları vs. 

İşte tüm bu matematiği görüp de her beyaz camı, mikrofonu önünde gören sözde turizmcilerin hamaset dolu abartılı açıklamaları ile bakın nereye geldik… Evvelsi gün bir turizm profesyoneli kardeşim aradı. İşte açıklamaları;

“Başkanım biliyorsunuz ben turizm eğitimi almış, konaklama sektöründe uzun yıllar tecrübe kazanmış bir insanım. Pandemide uzun yıllar çalıştığım tesisim benim ve arkadaşlarımın işlerine son vermişlerdi. Bir süre sonra aç kalmamak üzere yiyecek içecek sektöründe pozisyonumuzun altında işlerde çalışmak zorunda kaldık. Olsun dedik! Bulduğumuz işler kariyerimizin altında da olsa alın terimizle emek verip ailemizi geçindirmeye başladık.”

“Bu sene başında ne oldu biliyor musunuz? Eski çalıştığımız tesis aradı; bu yıl turizm çok iyi olacakmış, şaha kalkıyormuşuz, turizmde patlama olacakmış, diyerek bizi geri çağırdılar… Mevcut işlerimizde neredeyse sadece aldığımız bahşiş rakamlarına eşdeğer maaşlarla gerçek mesleğimizde aldığımız eğitimin gereği bu diyerek ben ve ekibim sektörümüze geri döndük… Şimdi ne oldu biliyor musunuz? Bize patlayacak çatlayacak diye işimizden koparıp geri getirten o yönetim ‘Beklentilerimiz tutmadı batıyoruz’ diyerek işimize son verdi. Ben ve işlerinden bu söylentilere inanarak kopardığım arkadaşlarım ile yollardayız. Söyler misiniz şimdi ne yapmalıyız?” diyordu!

Ben de size soruyorum! Bu turizm emekçilerinin sezonun ortasında ne yapmalarını bekliyorsunuz? Bir yerlere şirin gözükmek adına hava atanlar, sürekli turist sayı ve turizm gelirlerinde yukarı doğru hedef güncelleyenler! Yanlış değerlendirmeleriniz, pardon! Değerlendirememeleriniz için, ben kralım yaparım diyenler, kralın çıplak olduğunu görmezden gelerek, kralım çok yaşa diyenler, biliyor musunuz? Sakın kaybolmayın ortalardan bu bedeli sizler ödeyeceksiniz! Sevgilerimle…

“Burada bir dip not vermek istiyorum; Aslında geldiğimiz bu noktada ülkemiz kendiliğinden ucuz ülke imajından çıkmış gözüküyor. Krizi fırsata çevirme zamanı”. Bilmem anlatabildim mi birilerine acaba?