Doğu Yücel “Uzak Dünyalar” adlı kitabında “uzak”ın tüm anlamlarına tek tek değinmiş. Kalemini gençliğe yaslamış, o duygu dolu, hayat dolu enerjiden beslenmiş ve gizemli, heyecanlı, eğlenceli bir macera çıkmış ortaya.

Bu hikâye, mucizelere, hayata, umuda inananlara
Fotoğraf: Ferhat Zupçevic

Çiğdem Yalman KOPAN

En ufak bir umudun olmadığı, buz gibi, karanlık bir yer şimdi içim. Kara delik formunda bir yalnızlığa sürükleniyorum. Elimde bir kitap, bir cümle okuyorum: “Önce hayat, her zaman!”

Elim istemsizce kalbime gidiyor. Atıyor. Yaşıyorum işte, diyorum. Artık içinde yaşam olmayan yalnız bir gezegen olduğum düşüncesi kayboluyor birden, kalbim var işte, atıyor bak.

Günışığı Kitaplığı’nın Köprü Kitaplar koleksiyonunun ayrı bir büyüsü var. İşte Doğu Yücel’in Uzak Dünyalar hikâyesi de beni o büyüyle alıp havalandırdı, zamanda ayrı mekânda ayrı yolculuklara çıkardı, epey gülümsetti ve meraklandırdı, en sonunda da bana yaşadığımı hatırlatıp beni yeni bir başlangıç noktasına bıraktı.

Aynı anda birçok anlama gelen kelimeleri seviyorum. Uzaklık da onlardan biri. Hem gözle görülebilen, ölçülebilen bir mesafeyi hem de kişilerarası bazen anlamlandıramadığımız o iletişim yoksunluğunu anlatıyor. Uzak Dünyalar, kimine göre oturduğu güvenlikli sitenin hemen dışı, kimine göre Türkiye’nin ta öbür ucunda yabancısı olduğu bir kültürde yaşayan insanlar, kimine göre seni görmezden gelen bir otorite, kimine göreyse de öte gezegenler…

Doğu Yücel “uzak”ın tüm anlamlarına tek tek değinmiş bu kitapta. Kalemini gençliğe yaslamış, o duygu dolu, hayat dolu enerjiden beslenmiş ve gizemli, heyecanlı, eğlenceli bir macera çıkmış ortaya.

Hangi anlamda olursa olsun, size uzak bir dünyadan bir yabancı ile karşılaşsanız ne yapardınız? Aklınıza ilk gelen şey ne? Kaçmak? Savaşmak? Donup kalmak? Durup anlamaya çalışmak seçenekler arasında mı? Belki de bunu düşünmek lazım. Yabancının size anlatacakları var mı? Belki de dinlemek lazım. Ha, baktık ki yaşam belirtisi yok, sinyal yok, öylece bırakıp gitmek lazım. Hayat belirtisi olan başka dünyalara…

Güneşlik Koyu’nun gençlerine hayran kaldım. Gri bulutlardan önümüzü göremediğimiz yetişkin dünyasından sıyrılıp berrak gökyüzünde kayan yıldızları izlemek, gecenin karanlığını dileklerle aydınlatmak, hem de yüksek sesle, başınıza ne gelirse gelsin üstünü kapatmadan, kaçmadan, saldırmadan, sadece anlamaya çalışmak. Yaşama dair unuttuğumuz ne varsa tekrar hatırlamak, hatta baştan öğrenmek ister misiniz? O halde size bu kitabı gönül rahatlığıyla önerebilirim.

Gamer’lığın meslek olduğu bir dünyaya doğan, günlük hayatta cringe kelimesini doğru şekilde cümle içinde kullanabilen, kendileri birer “Uzak Dünya” mensubu olan gençler ise zahmetsizce keyif alacaktır Doğu Yücel’in Uzak Dünyalar’ından.

Bu hikâye, mucizelere, hayata, umuda inananlara. İyi okumalar herkese.

Önce umut, önce yaşam, her zaman.

Yaşasın çocuk kitapları.