Geçen beş yıllık zaman diliminde pandemiye koşut olarak yaşanan ekonomik kriz, eşitsizliklerin gün yüzüne çıkarak derinleşmesi, yüksek enflasyonist ortam, kira ve konut fiyatlarının spekülatif olarak yükselmesi ve maaş ortalamalarının asgari ücret düzeyine yaklaşmasıyla orta katmanların yaşadığı yoksullaşma halinin en derinden etkilediği ve yakın gelecekte de etkileyeceği kesim gençler.

Büyü bozuldu, vaziyet net

Esra Kaya Erdoğan - Sosyolog

Tuğba Tekerek’in (Tekerek, 2023) geçtiğimiz günlerde DW Türkçe için hazırladığı haber, gençlerin, artan düzeyde, üniversite mezuniyet diplomalarını iptal ettirmek üzere YÖK’e ve mezun oldukları üniversitelere başvurduklarını içeriyordu. Birkaç ön lisans programından mezun ve hatta ek olarak açık öğretim kapsamındaki lisans bölümlerini bitirmiş gençler -bilhassa kamu kurumlarında- güvenlik görevliliği, teknikerlik ya da temizlik görevliliği gibi üniversite mezuniyeti gerektirmeyen pozisyonlarda iş bulamadıklarını ve hatta fazla kalifiye bulunduklarını, üniversite mezuniyetinin iş arayışında bir engele dönüştüğünü aktarıyorlar. Tekerek’in haberi gençler arasında üniversite diplomalarının iptali talebinin yaygınlaştığını içerirken aynı zamanda birkaç açıdan geçmiş kuşaklarla olan farklılıklarını da bizlere gösteriyor.   

1980’lerin sonuna doğru ve ‘90’lar boyunca dönemin gençliğine “iyi” bir diploma, yabancı dil ve küresel yaşam tarzlarına ve alışkanlıklarına hâkim olarak, kamu yerine özel sektörün çeşitli kademelerinde profesyonel/beyaz yakalı olarak çalışmaları durumunda kazanmak ve başarı üzerine kurulmuş bir rüya vaat edilmişti (Bali, 2007). Bugünlerde bu kuşağın bir bölümü çocuklarıyla beraber oyunun kurallarının geçerliliğinin yitirmiş olmasının şaşkınlığını yaşıyor. 2000’lerde rekabetin sertleştiği kabulüyle, öğrencilik yıllarından itibaren stajlar, kurslar, sertifikalar ile inşa edilmesi gereken iş hayatının artık birden fazla yabancı dil hakimiyeti ve teknolojiye uyum gibi istekleri olduğu üniversitelerde yaygınlaşan kariyer zirveleri ve kulüpleri aracılığıyla gençlere öğütleniyordu. Sınıf arkadaşlarının iş görüşmelerinde rakibi olduğunu bilen ve kendisini bu bilgi üzerinden yapılandıran gençler için bir adım ilerde olursa çemberin içinde olacaklarına dair vaadin de kısmen geçerliliği vardı. 2010’larda hissedilen küresel ekonomik kriz büyük oranda üniversite mezunlarından oluşan beyaz yakalıları vurdu. Bu dönemle birlikte emek piyasasında istikrarsızlaşma, geçici, kısa veya yarı zamanlı işler norm haline geldi. İşsizlik süreleri uzadı ve daha önce kapsamadığı kesimleri de kapsayarak işsizlik kalıcı hale geldi. 

Küresel düzeydeki bu gelişmelere rağmen, aynı dönemde, Anadolu’nun çeşitli kentlerinde kamu eliyle yaygınlaştırılan devlet üniversiteleri ve büyük kentlerde ise çeşitli sermaye gruplarının açtığı vakıf üniversiteleriyle, üniversiteye giden ve mezun olan kişi sayısı radikal şekilde kitleselleşti. 2002 yılına kadar 75 üniversite olan yükseköğrenim sistemine bu sayının yaklaşık iki katı kadar -133- üniversite eklendi. 2002-2012 yılları arasında Türkiye’de 32’si vakıf olmak üzere 82, 2013-2023 arasında ise 25’i vakıf olmak üzere 51 üniversite açıldı (YÖK Bilgi Yönetim Sistemi, 2023). Gelinen aşamada, 2023 verilerine göre, Türkiye’deki 208 üniversitede 7 milyona yakın kayıtlı öğrenci var. 2022-2023 öğretim döneminde 2 milyona yakın öğrenci yeni kayıt oldu ve hemen her yıl bu üniversitelerden 1 milyona yakın öğrenci mezun oluyor (YÖK, 2023). Anadolu’nun çeşitli kentlerinden, İstanbul’un eski işçi mahalleleri ve gecekondu mahallelerinden yüzbinlerce genç, ailelerinin öykülerinden farklı biçimde, özellikle son dönemde açılmış bu üniversitelerde okudu. Bir kısmı Tekerek’in haberindeki gibi, bir ya da birkaç bölümden mezun olarak, açık öğretim fakültelerinden lisans diplomaları alarak ya da çeşitli sertifikalar ile daha iyi bir iş ve daha güvenceli bir yaşam kurma arayışı içindeydiler.  

Geçen beş yıllık zaman diliminde pandemiye koşut olarak yaşanan ekonomik kriz, eşitsizliklerin gün yüzüne çıkarak derinleşmesi, yüksek enflasyonist ortam, kira ve konut fiyatlarının spekülatif olarak yükselmesi ve maaş ortalamalarının asgari ücret düzeyine yaklaşmasıyla orta katmanların yaşadığı yoksullaşma halinin en derinden etkilediği ve yakın gelecekte de etkileyeceği kesim gençler. Kamuya ait öğrenci yurtlarının sayısının yetersiz kaldığı, ev kiralarının yüzde 200’lere yaklaştığı bir ortamda öğrencileri daha fazla biçimde aileleriyle aynı kentte okumaya, eğitimlerine ara vermeye ya da -bulabilirse- güvencesiz, yarı zamanlı ve düşük ücretlerle çalışarak okumaya zorluyor.  Birçoğu açısından sıcak yemeğe erişmek çok güç, öğrenciler arasında öğün atlatarak günü geçirme eğilimi daha fazla yaygınlaşıyor. Eğitim süresince gerekli materyal ve kaynakların pahalı olduğu bölümlere dar gelirli öğrenciler daha az kayıt olurken, istihdam olanaklarının daha az olduğu bölümler henüz üniversiteye yerleşme aşamasında gençler tarafından eleniyor. Üniversiteli gençliğin dışında çalışan ya da ne işte ne eğitimde (NEET) yer alan gençler açısından da durum benzer. OECD verilerine göre Türkiye’de 15-29 yaş grubundaki, çoğunluğu genç kadınlardan oluşan, her üç gençten biri (OECD, 2023) ne okula gidiyor ne de bir işte çalışıyor. Bazen mahalle parklarında ya da sokak köşelerinde bazen ise bahis sitelerinde ya da sosyal medyanın farklı mecralarında karşımıza çıkan bu gençler sadece yoksulluk değil büyük bir yoksunluğu da yaşıyorlar.

Üniversiteli gençlere geri dönecek olursak, kendilerinden önceki kuşağa göre yüksek öğrenim sistemine çok daha fazla dahil olsalar da gelinen aşamada belki de ilk defa öğrencilik hali yetişkinlik dönemine dair olduğu varsayılan maişet dertleriyle, güvence arayışıyla ve yorgunluk hali ile aşınıyor. “İyi eğitimli ve yurtdışında istihdam olanağı olan mesleklerden gençlerin” fırsat buldukları ölçüde ülkeden gitme eğilimi hepimizi malumu. Sınırları özel ya da resmi kolluk güçleri tarafından sert önlemlerle korunan bir dünyada, tüm güvenlik riskini göze alacak şekilde, tek başına, kaçak yollarla göç eden gençlerin artışını hepimiz sanırım daha sık duymaya başladık. Ülkeyi terk edemeyenler ise, belirsizlikler ve riskler karşısında, diplomalarının sayısını arttırmaya, bir ya da birden fazla kariyeri eş zamanlı olarak inşa etmeye, beceri ve hobilerini ekonomik gelirlere dönüştürmeye ya da bahis-borsa gibi mecralarda yeni kazançlar elde etmeye çalışıyorlar. Bu açıdan gençlik ve gelecek ile kurulan klasik bağlantıda geleceğe dair yüklenen atıfların birçoğu da hükmünü yitirdi. Gençlik geleceği değil, gençlik bizzat bugünü ifade ederken; büyük bir kısmının geleceğinde sınıfsal olarak yukarıya doğru çıkış imkânı olmadığı gibi yoksulluk ve belirsizlik halini de burada ve bugün yaşıyorlar. Gençler cephesinde de durum belki de yine ilk defa bu kadar sarih. 20. Yüzyılın ilk çeyreğinden bugüne kendisinden önceki kuşaklarla benzer ve hatta belki de onlara göre daha dezavantajlı koşullarda yaşayacağını bilen, hisseden ve yaşayan bu kuşak açısından büyü bozulmuş durumda ve vaziyet oldukça net. Bir işçi çocuğu olan, Gaziosmanpaşa’da (İstanbul) büyümüş, kendisi gibi ağırlıkla dar gelirli ailelerin çocuklarının okuduğu vakıf üniversitelerinden birine giden genç üniversiteli bir kadın ile geçen hafta yaptığımız sohbette şunları söyledi: “Mezun olduktan sonra belki aç kalmayacağız, açlık düzeyinde yaşamayacağız. Ancak ailelerimizin durumundan da farklı olmayacak hayatlarımız, onlar gibi yaşayacağız. Yoksulluk sınırında ya da biraz üzerindeki maaşlarla çalışacağız. Bizler okusak da varlıklı ya da zengin olmayacağız. Modern bir kast sistemi belki de hayatlarımız”. Gençler cephesinde, geleceğe tahvil edilmiş bir öfkenin ya da umudun da anlamı bu nedenle artık yok. Zira en çok onların farkında olduğu gibi gençlik bugündür.  

Kaynakça

Bali, R. N. (2007). Tarz-ı Hayat'tan Life Style'a (7. b.). İstanbul, İletişim Yayınları.

OECD. (2023). OECD Data. Youth not in employment, education or training (NEET): https://data.oecd.org/youthinac/youth-not-in-employment-education-or-training-neet.htm adresinden alındı

Tekerek, T. (2023). İş bulmak için diplomasını iptal ettirmeye çalışanlar artıyor. DW Türkçe. Kasım 14, 2023 tarihinde https://www.youtube.com/watch?v=vziYP1WKauk&t=590s adresinden alındı

YÖK. (2023, Nisan 30). ​Yükseköğretimde yeni istatistikler. https://www.yok.gov.tr/Sayfalar/Haberler/2023/yuksekogretimde-yeni-istatistikler.aspx adresinden alındı

YÖK Bilgi Yönetim Sistemi. (2023). Yükseköğretim Bilgi Yönetim Sistemi. Üniversite Bazında Birim Sayıları: https://istatistik.yok.gov.tr/ adresinden alındı.