Google Play Store
App Store

Şimdi demokratik direnişimizin bir diğer adımını atma zamanı. Kamu çalışanlarına verilen 8.077 liranın emeklilere de verilmesi için mücadele edeceğiz.

Büyük emekli mitingine çağrı

Zeynel Abidin Ergen - Tüm Emeklilerin Sendikası Genel Başkanı 

Geçim derdinde bunalan emeklilere duyarsız kalan iktidarlardan ümidini kesen emekliler, kendi örgütlerini yaratmak için inanılmaz bir mücadelenin içine girdiler.

Bir taraftan anayasanın keyfe keder uygulandığı, ya da tanınmadığı, demokratik hakların, insan haklarının rafa kaldırıldığı bir ülkede, emek ve demokrasi mücadelesi vermenin zorluğu bilinir. Bugünün emeklileri bu zorlukları göğüsleyebilecek bilinçte bir kuşaktır.

1970'li ve 80'li yılların gençleri, bugünün emeklileridir.

Yılda 2 defa yapılan maaş düzenlemesi, yükselen enflasyon ve hayat pahalılığına rağmen, tartışmalı TÜİK verilerinin dahi altında bırakılıyor. Emeklilerin sendikalı bir güç olarak ortaya çıkması, bu hesapları tersine çevireceği bilindiğinden, sürekli olarak kapatma davalarıyla karşılaşıyoruz. Mahkeme salonları ikinci adresimiz oldu. Lakin pes etmek yok. Yargı süreçleri siyasi kararlarla (hukuki değil) aleyhimize sonuçlansa da tekrar yenisini kurup yola devam ediyoruz. Bu süreç sendika hakkımız tanınana kadar devam edecektir. Bu kuşağın karakterinde yılgınlık yoktur. Aksine, inadına mücadele vardır.

Bir ülke yok ki; aynı işi yapan, aynı çalışma süresi olan, statüsü aynı olan emekçilere 3 farklı maaş ödensin. 2000 öncesi, 2000-2008 arası ve 2008 sonrası emekli olanların maaşları eşit değildir. 2008 sonrası maaş bağlama oranları oldukça düşürülmüştür. Prim günü hesabı bir tarafa, emekliler giderek en dip aylıkta eşitleniyor. Emekli düşmanı bir iktidarla karşı karşıyayız...

Bastırılmış TÜİK enflasyon hesabı ile, maaşlarımız reel enflasyonun altında bırakılmıştır. Milli gelirden emekliye pay verilmiyor.

Emekli maaşları 5 yılda bir yapılan genel seçimlere endekslenerek, adeta seçimlerin aparatı olarak kullanılıyor. Emeklilerin ölüm sınırında yaşamı iktidarın oy devşirme aracı haline getirilmek isteniyor.

Emeklilerin yüzünü güldüreceklerini söyleyenler, iktidara geldiğinde en düşük emekli aylığı yüzde 40 civarında daha fazla idi. Şimdi ters orantılı bir artışla emekli aylıkları asgari ücretin yüzde 34,3'ü kadar altındadır. Kaldı ki; çalışanlar özel sektörde çoğunlukla asgari ücretle çalıştırılırken, kamuda ise çalışanlar taşeron marifetiyle tam bir asgari ücret girdabına sıkıştırılmıştır. Asgari ücret yetersizdir ve çalışan aleyhine sömürü aracı haline gelmiştir.

En son Temmuz sendromu ile karşılaştık. Yaklaşık 6 milyon emeklinin aylıklarına sıfır zam uygulandı. Bir bölüm emekli aylığına yüzde 0 ile yüzde 25' e kadar artış yapıldı. Geri kalan

emekli aylığına ise yüzde 25 zam yapıldı. TÜİK verilerine göre bile 1 Temmuz-30 Ekim aralığında enflasyon yaklaşık yüzde 30'u buldu. Görüldüğü üzere, nereden bakılırsa bakılsın emekliler hak gaspına uğramıştır. Bu da yetmezmiş gibi, artan hayat pahalılığı karşısında memurlara verilen 8.077 lira emeklilere verilmemiştir.

Özellikle sendikamızın öncülük ettiği etkin demokratik eylem ve etkinliklerle, adeta "isyana" dönüşen emekli tepkisine siyasi iktidar sessiz kalamadı.

Ekim ayında çelişkili açıklamalarla da olsa yeni bir düzenleme yapılacağı beyanatları verilmeye başlandı. İnandırıcılıktan uzak, emeklilerin tepkisini sönümlendirerek yönetmeye yönelik bu hamle, 30 Eylül'de ilan ettiğimiz miting çağrısı sonrası ve giderek emekli hareketinin direnci karşısında, Kasım ayında bir kesim emekliye bir defaya mahsus olmak üzere 5.000 lira verilerek durum kurtarılmaya çalışıldı. Oysa biz 5.000 liralık aldatmacayı değil, memurlarda olduğu gibi her emeklinin aylığına ilave 8.077 lira eklenerek ödenmesini istemiştik. Bu isteğimiz hiç dikkate alınmadığı gibi, bir kesim emekli devre dışı bırakıldı. Mevcut maaşlarla geçinilmediği ortada...

Kayıt dışı veya kayıtlı çalışan çok sayıda emekli vardır. Bunlarda genellikle en düşük emekli maaşı alanlardır. Çalışan emeklilere 5.000 lira verilmedi. Bir şekilde köşede kıyıda tarlası olan ve çiftçi kayıt sistemine kayıtlı olan yoksul emeklilere, özel bankalardan emekli olan arkadaşlarımıza, küçük esnaflık yapan veya borçlarından dolayı ticaret odasından kaydını sildirememiş olan BAĞ-KUR’lu emeklilere de 5.000 lira verilmedi.

Yani emekliler arasında ayrımcılık yapılmıştı. Durumu kurtarmaya çalışan iktidar yine yan çizmişti.

Bu gidişatı, bu haksızlığı durdurmalıyız dedik. Ülke sathında etkili tepkiler ortaya koyarak kamuoyu oluşturduk. Sonunda hak gaspına uğrayan arkadaşlarımıza da 5.000’er lira ödeneceği ilk ağızdan ifade edildi. Bu açıklamanın ülke geneline yaydığımız direnişimiz sonrası ve 10 Aralık miting çalışmalarımız sırasında yapılması, örgütlü direnişin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Umarız sonradan yan çizmeler. Şimdi demokratik direnişimizin bir diğer adımını atma zamanı. Kamu çalışanlarına verilen 8.077 liranın emeklilere de verilmesi için mücadele edeceğiz.

Emeklilerin insanca yaşam koşullarına kavuşması amacıyla Tüm Emeklilerin Sendikası, DİSK Emekli Sen ve Emekliler Dayanışma Sendikası olarak üç sendika bir araya geldik ve 10 Aralık'ta Ankara Anıtpark'ta saat 13.00'da BÜYÜK EMEKLİ MİTİNGİNİ gerçekleştireceğiz. Mitingimize bütün emekli sendikaları, dernek ve platformlar davetlidir. Ayrıca emek ve demokrasiden yana konfederasyon, sendika, dernek, parti, odalar, özetle tüm emek ve demokrasi güçlerini mitingimize katılmaya, dayanışmayı büyütmeye davet ediyoruz.

Şimdi dayanışma zamanı.

Şimdi direnme zamanı...