Son dönem caz sahnesinin önemli isimlerin Youn Sun Nah 2 Kasım 2018 akşamı İstanbul’da sevenleriyle buluşacak. Daha önce de iki kere Türkiye’de konser vermiş olan Koreli caz vokalisti, çok güçlü bir sese sahip. Youn Sun Nah ile Türkiye’deki konseri öncesinde konuştuk

‘Caz evrenseldir’

Öykü Özfırat

Son dönem caz sahnesinin önemli isimlerin Youn Sun Nah 2 Kasım 2018 akşamı Zorlu PSM’de sevenleriyle buluşacak. Daha önce de iki kere Türkiye’de konser vermiş olan Koreli caz vokalisti, çok güçlü bir sese sahip. Youn Sun Nah ile Türkiye’deki konseri öncesinde konuştuk.

► Babanızın besteci, annenizin opera sanatçısı olduğu bir aileden geliyorsunuz. Bunun müzisyen olma yolunu seçmenize bir etkisi oldu mu?
Evet. Çocukluğumdan beri çeşitli müzik türlerine maruz kaldım ailem yüzünden. Aslında en başlarda müzisyen olmak istemiyordum çünkü onları çok çalışırken görüyordum. O nedenle müziği sadece hobi olarak icra etmek istiyordum. O yüzden müzik bana baya bir geç geldi bu anlamda. 26 yaş civarlarındaydım. Bir gün aniden şarkıcı olmak istedim. Sonra müzisyen bir arkadaşıma sordum hangi tür müzik yapabilirim ben diye. O da bana caz müziği önerdi. O andan beri aynı işi yapıyorum ben.

► En son çıkardığınız “She Moves On” albümünde çok önemli sanatçıların şarkıları var. Bu albüm üzerine biraz konuşabilir miyiz?
Ben şu ana kadar 9 albüm çıkardım. Aslında kayıt yapmadan önce çok plan yapmıyorum. Zaten genelde kısa bir sürede hazırlanıyorum 1-2 ay gibi. O dönemlerde dinlediğim ya da bana bir şey hatırlatan melodileri kullanıyorum. O yüzden albümler benim için doğal olarak gelişiyor. Mesela son albümümde Amerika’dan da şarkı söylemek istedim. New York’a gittim o süreçte. Ama Amerikan şarkıcılar gibi olmak amacında değildim. Yalnızca konserleri izleyip nasıl yaptıklarını görmek istedim. Etkilendim, hatta bazı müzisyenlerle tanışıp konuştum.

► Asya’dan Avrupa’ya taşındınız. Bu süreçte müziğin evrenselliği konusunda gözlemleriniz neler oldu?
Ben gençken de çok fazla batı müziği dinlerdim. Pop müzik ya da folk müzik gibi. Benim için çok doğal bir süreçti çünkü ailem yüzünden batı müziğine aşinaydım. Annem müzikal sanatçısıydı. Sonradan bu melodilerin cazın kökleri olduğunu keşfettim. Cazı öğrenmek başta zordu tabii, çünkü Kore’de batıdaki kadar popüler değil caz müzik. Sonra müzik üzerine eğitim almak istedim.

► Caz müziğin “entelektüel” kesimin dinlediği bir tür olduğu algısı var. Caz müziğin sizin için anlamı nedir?
Ben caz müzik yapmaya karar verdiğimde bu türün nasıl olduğu hakkında bir fikrim yoktu çünkü bir öneri üzerine seçmiştim. O kişiye sormuştum zaten “Ne çeşit bir müzik bu caz” diye. O da bana “Pop müziğin kökeni” demişti. Eğer caz müziği öğrenirsen, istediğin her türü söyleyebilirsin. Pek bir fikrim olmadan bu türü denemek bana çok enteresan gelmişti. Caz korosundaki ilk yılımı hatırlıyorum da korkunçtu. Çünkü hiçbir şey anlayamamıştım ve çok zordu. Belki ben Asyalı olduğum için bu tarz müziği yapamıyorum diye düşünmüştüm. Kore’ye geri dönmek istedim. Sonra hocam bana “Sen kendi cazını yapabilirsin” dedi. Bunun nasıl mümkün olduğunu anlamadım. Bana birçok Avrupalı caz sanatçısının albümünü verdiler. O sanatçıların cazı nasıl yorumladıklarını görmek benim için çok ilginçti. Caz bir rengin müziği değildir, evrenseldir. Tabii ki öğrenmek zaman aldı. Hatta bir ömür aldı. Ben 20 yıldır caz müzik yapıyorum ama hala bile başlangıç seviyesinde hissediyorum kendimi. Cazın da herhangi bir diğer müzik türü gibi olduğunu düşünüyorum. Ne olduğunu bilmenize gerek yok. Sadece tadını çıkarabilirsiniz. Caz müziğin çok geniş bir repertuvarı var. Kolay melodiler de var, ama eğer ilgiliyseniz daha derinlere de dalabilirsiniz. Aynı şarkının farklı versiyonlarını dinleyebilirsiniz. Örneğin “Fly me to the moon”. Bu şarkıyı ne kadar fazla kişi kendi versiyonuyla seslendirmiştir. Caz bence bir ruh. Müzik çok öznel bir şey. Beğendiğiniz herhangi bir tarzı dinleyebilirsiniz. Caz da onlardan biri. İnsan sadece ekmek yiyerek beslenemez. Sebzeye, meyveye, ete de ihtiyaç duyar. Caz da bunun gibi, bunlardan biri. Yalnızca bir tür seçip dinlemek pek iyi değil. Eğer vaktiniz varsa ve dinlerseniz cazı, diğer türler gibi keyif alabilirsiniz

► Şarkılarınızı İngilizce seslendiriyorsunuz. Gelecekte başka dillerde de müzik yapmak isteğiniz var mı?
Kesinlikle çok isterim. Başka dilde şarkı söylemek için o dili çok iyi konuşmak lazım. Yani konuşmanız gerekmese bile şarkı sözlerindeki hissi anlamanız lazım. Çünkü farklı bir kültürden geliyor aslında bu. Bunun için biraz zamana ihtiyacı var insanın. Evet isterdim, ama şu an için hiç zamanım yok. Belki başka bir gelecekte.

► Bu Türkiye’ye ilk ziyaretiniz olmayacak. Ne düşüyorsunuz Türkiye hakkında?
Türkiye benim için önemli. Hala hatırlarım ben küçükken Kore’deki ders kitaplarında Türkiye bizim kardeş ülkemiz diye öğrenirdik. Bu benim üçüncü gelişim olacak. Önceki gelişlerimde çok konforlu hissettim. Çünkü insanlar çok kibar ve iyiydi. Koreli olduğumu söylediğimde bana sarılıyorlardı. Birlikte çalacağım müzisyenler bana teşekkür ediyor İstanbul’a gideceğimiz için. Kültürünüzü, yemeğinizi, insanlarınızı harika buluyorum.

► Bizimle paylaşmak istediğiniz bir anınız var mı İstanbul’dan?
Aslında biraz baş döndürücü bir yer. Bazı yerlere gittiğinizde kendinizi Asya’da gibi hissederken bazen de Avrupa gibi hissediyorsunuz. Nasıl bir ülke bu kültür çeşitliliğine, zenginliğine sahip olabilir. Çok fazla öğrenecek şey var bu ülkede. İki gidişimde de biraz daha kalmak istedim. Yalnızca 1 gün kalıp konser verip dönmek istemedim. 2-3 gün daha kaldım kendim otel ayarlayıp. Şehrin tadını çıkarmak istedim.

► Türkiye ekonomik ve siyasi olarak zor zamanlardan geçiyor. Bazı yabancı sanatçılar Türkiye’ye gelmek konusunda tereddüt yaşıyorlar. Siz böyle bir şey hissettiniz mi?
Ben çok hevesliydim. Benimle çalacak müzisyenler için de bir hediye gibiydi. Ekonomik sorunlar her yerde aynı. Kore’de biz de aynı durumdayız. Ama yalnızca kötü taraflara bakmamalıyız. Asla vazgeçmemeliyiz.

► Türkiye’deki dinleyicilerinize bir mesajınız var mı?
Türkiye’ye ilk geldiğimde 2012 yılıydı. Sonra da 2014’te geldim. Yeni albüm yeni bir repertuvara sahip. Elimizden gelenin en iyisini yapacağız, umarım keyif alırsınız.