Gözaltında kaybedilen oğlu bir gün döner de evi tanıyamaz diye yıllarca badana bile yapmayan Berfo Ana’nın mücadelesini oğlu Mikail Kırbayır, sürdürüyor.

Cesaretimiz haklılığımızdan

Mikail KIRBAYIR

Kardeşim Cemil Kırbayır 13 Eylül 1980’de kendisi için değil halkı için, zalimlerin zulmüne karşı durduğu için gözaltında kaybedildi. Zalimlerin zulmüne direnen bir insandı. Paylaşımcıydı, dürüsttü, merhametliydi. Okuyan, okuduğunu sorgulayan, olaylar karşısında seyirci kalmayan bir yaşam şekli vardı.
Biz niye arıyoruz? Önce bu sorunun yanıtını bulmamız lazım. Biliyoruz ki bizim yakınlarımızın da bu dünyada yaşamaya hakkı ve bu topraklarda yeri vardı. Asıl itirazımız, feryadımız ve isyanımız bu.

Diyoruz ki gözaltında kaybedilen insanların da bu dünyada yaşama hakkı var. Yaşamları ellerinden alındığı gibi mezar yerleri dahi bulunmadı. İsyanımız da itirazımız da kafa tutuşumuz da bunadır. 800’üncü hafta geldi, 99 haftadır Cumartesi İnsanları’na Galatasaray Meydanı yasak edilmiş. Meclis Başkanı’na da 99 haftadır yasağın neden olduğunu sorduk.

Diyarbakırlı her annenin evladını arama hakkı var ancak Diyarbakır anneleri has ana, Cumartesi Anneleri de küs ana olmuş, devlet tarafından reddedilmiş. Bu çifte standarttır. Neden? Çünkü diğerlerinin kimler tarafından kaçırıldığı belli değil ama Cumartesi Anneleri’nin kaybettiği çocuklarının sorumlusu devlet görevlileridir. O yüzden Galatasaray Meydanı’ndan bizi men ettiler, sesimizi kesmek için.

Ancak güçleri yetmeyecek. Bizim mücadelemiz 40 yıldır sürüyor. Bütün egolarımızı, zaaflarımızı sıfırlayarak hayatımızı onları yaşatmaya adadık. Ne kadar becerebildik, o tartışılır.

Darbeye ve darbecilere karşıyım diyenler 27 Mayıs Darbesi’nin tüm yaptırımlarını yok sayanlar 12 Eylül Darbesi’ni devamı niteliğinde hal ve davranışlar sergiliyor ise davranışlarında samimi değillerdir.

Kardeşim haklı olmasaydı benim Meclis’te ne işim vardı? Cesaretimizi zaten onun haklılığından alıyoruz. Namussuzun peşinden gidilir mi? Cemil Kırbayır toplumun çıkarı için hareket etti. Bütün suçu bu… Ben onun peşinden gitmeyeceğim de kimin peşinden gideceğim? Siyaset kalpazanlarının peşinden mi gideceğim? Biz dürüst, namuslu insanların peşinden gideriz. Bedeli de ne olursa öderiz. Biz sadece Cemil’in değil, 1980’de Kars’ta gözaltında kaybedilen Mahmut Kaya’nın da dosyasını her yerde taşımışızdır. Kazanımlarımız da olmuştur. Örneğin Cemil Kırbayır vakasında devlet ilk defa Meclis’in araştırması sonucu öldürdüğünü 31 yıl sonra kabul etmiştir. Tabii kabul etmesi yetmiyor önemli olan mezarını bulmamız. Mezarının bulunmasını istiyoruz.