Şu Türkiye’de özellikle de son yıllarda, neler oluyor? İnsanın inanası gelmiyor. Her şeyin turizme feda edilmesi,

Şu Türkiye’de özellikle de son yıllarda, neler oluyor? İnsanın inanası gelmiyor. Her şeyin turizme feda edilmesi, Ormanların yok edilip ya Üniversite, ya da Golf Alanı yapılması, en verimli topraklarda otomobil fabrikaları açılması, tarihsel mirasın yok edilmesi, Allianoi gibi tarihsel kalıtların üzerine baraj kurulması, altın arama adı altında çevrenin talanı… Rant için, gözleri bürüyen kar, daha fazla kar uğruna tüm değerlerin yok edilmesi… Bu girişimler dur durak bilmiyor.
Ortak geleceğimizi koruma ve teminat altına alma çabası içinde didinen bir avuç duyarlı insan da olmasa olup bitenlerden ne haberdar olacağız, ne de derlenip toparlanıp dur demeye kalkabileceğiz.
İşte bu girişimlerden biri daha. Bu kez, Eşme-Ulubey (Uşak) ilçeleri sınırları içinde Kışladağ yöresinde, siyanür liçi yöntemiyle altın madeni işletilmek isteniyormuş. Henüz çalışma izni bile olmayan “maden” için İnay Köyü’nden su kanalı geçirilmesi çalışmaları sürdürülmeye başlanmış. Oysa, Maden işletmesi için Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen “ÇED olumlu belgesi”nin iptali için açılan dava Manisa İdare Mahkemesi’nin 2004/422 E. sayılı dava dosyası yürümekte ve “yürütmeyi durdurma” konusunda karar aşamasındaymış.

İşte bu ne olacağı belli olmayan, (çalışma ruhsatı da olmayan) madene su getirilmesi için, önceki gün Jandarma korumasında yolun kıyısından kanal açma çalışması yapılmak istenmiş. Valiliğin “GSM Ruhsatı yoktur” yönündeki yazısının görevlilere ibrazı ile çalışma durdurulmuş. Ancak, daha sonra yöreye gönderilen çok sayıda Jandarma eşliğinde kanal açma çalışmalarına devam edilmek istenmiş.
Sonra ne mi olmuş?
Geleceklerini koruma altına almak isteyen köylüler de, ( ki onlara şimdilerde “çevreci köylüler” denmeye başlandı) bu kez alana toplanmışlar ve Jandarmanın karşısına dikilmişler…

ELELE HAREKETİ

İşte o zaman da, olan olmuş… Anayasa’nın 56.maddesindeki “çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önleme” hak ve ödevini yerine getirmek isteyen İnay köylülerine Jandarma müdahale etmiş. 16 köylü yaralanmış, 30 kişi de göz altına alınmış.
Aralarında pek çok sivil toplum örgütü ve meslek odasının bulunduğu; İzmir, Bergama, Eşme, Sivrihisar, Havran / Küçükdere Elele Hareketi dönem sözcüsü, Ertuğrul Barka olanca gücüyle haykırıyor:
“Bu nasıl iş, onca yargı kararına rağmen, Jandarma ekiplerinin korumasıyla madene su kanalı açılmak isteniyor. Şimdiden on binlerce ağaç kesildi, arazi traşlandı, tesisler kuruluyor. Burada maden işletmeciliği sonunda 1 km kare alanı kaplayan, 400 metre derinliğinde bir krater çukuru oluşacak. Milyonlarca ton tehlikeli atık yer altı ve yer üstü su kaynaklarını kirletecek, Gediz nehri ile taşınarak Batı Anadolu’yu etkileyecek. Bu madeni durdurun!..

Tam elele verme zamanı değil mi? Ortak geleceğimiz, yaşamımız tehlike altında.
Şimdi değilse ne zaman!..