CIA operasyonları hakkında ne biliyoruz? Balkanlar’da, Kafkasya'da, Orta Asya'da gizli operasyonlar yürütülüyor. CIA Direktörü Pompeo, şunları söylemişti: “Yalan söyledik, aldattık, çaldık. Bütün eğitimimizi bu yönde yaptık.”

CIA dünyayı nasıl istikrarsızlaştırıyor?
Bolivya’da da CIA destekli darbeler yapıldı. (Fotoğraf: AA)

Jeffrey D. SACHS

Keşke CIA'in haydut operasyonları, Church Komitesi tarafından ifşa edilen suçlar sonucunda tarihe gömülseydi ya da en azından CIA'i hukukun üstünlüğü ve kamuya hesap verme sorumluluğu altına soksaydı. Ama bu olmayacaktı.

CIA'in üç temel sorunu var: Amaçları, yöntemleri ve hesap vermemesi. Operasyonel hedefleri, uluslararası hukuka veya ABD hukukuna bakılmaksızın, CIA veya ABD Başkanı'nın belirli bir zamanda ABD çıkarına uygun olarak tanımladığı hususlardır.  Yöntemleri gizli ve ikiyüzlüdür. Hesap vermemesi, CIA ve başkanın dış politikayı herhangi bir kamu incelemesi olmadan yürütmesi anlamına gelmektedir. Kongre ise bir paspastır, bir gösteridir. Yakın zamana kadar CIA Direktörü olan Mike Pompeo, CIA'de geçirdiği süre hakkında şunları söylemişti. “Ben CIA direktörüydüm. Yalan söyledik, aldattık, çaldık. Bütün eğitimimizi bu yönde yaptık. Bu size Amerikan deneyinin ihtişamını hatırlatıyor.”

CIA, 1947’de Stratejik Hizmetler Ofisi'nin (OSS) devamı olarak kuruldu. OSS, İkinci Dünya Savaşı'nda istihbarat ve yıkıcı faaliyetler olmak üzere iki ayrı rol üstlenmişti. CIA her iki rolü de devraldı. Bir yandan CIA, hükümete istihbarat sağlayacaktı, öte yandan Beyaz Saray’ın isteği doğrultusunda suikastlar, darbeler yapılacak, huzursuzluklar sahnelenecekti. ABD başkanın veya CIA'in “düşman” olarak tanımladığı güçleri yıkmak için geniş bir yelpazedeki önlemleri kullanacaktı.

ABD’NİN GİZLİ ORDUSU

Küresel istikrara ve ABD’nin hukukun üstünlüğü söylemine zarar veren hususun bu ikinci rol olduğu kanıtlandı. Bu, CIA'in bugün de sürdürmeye devam ettiği roldür. Aslında CIA, ABD'nin gizli bir ordusudur ve hiçbir sorumluluk üstlenmeden dünya çapında kargaşa yaratma kapasitesine sahiptir. Başkan Dwight Eisenhower, Afrika'nın yükselen siyasi yıldızı, demokratik olarak seçilen Zaire'li Patrice Lumumba'nın “düşman” olduğuna karar verdiğinde, CIA onun 1961'deki suikastında komplo kurdu ve böylece Afrika'ya yönelik demokratik umutları baltaladı. CIA tarafından devrilen son Afrika başkanı olmayacaktı.

77 yıllık tarihinde CIA yalnızca bir kez, 1975'te ciddi bir şekilde kamuya açık bir hesap verdi. O yıl, Idaho Senatörü Frank Church Başkanlığında kurulan Senato Komisyonu, CIA'in şok edici suikast, darbe, istikrarsızlaştırma, gözetleme ve terör saldırılarını, Mengele tarzı işkence ve tıbbi “deneyler”i, açığa çıkaran bir Senato soruşturmasına öncülük etti.  Komisyon’un CIA'in şok edici suiistimal uygulamalarını ifşa etmesi, yakın zamanda araştırmacı gazeteci James Risen'ın yazdığı muhteşem bir kitap olan “Son Onurlu Adam. CIA, FBI, Mafya ve Kennedyler ve Bir Senatörün Demokrasiyi Koruma Mücadelesi” adlı kitapta anlatıldı. Bu tek gözetim olayı, olayların nadiren bir araya gelmesi nedeniyle meydana geldi.

YASADIŞI OPERASYONLAR

Church Komitesi'nden önceki yıl, Watergate skandalı Richard Nixon'ı devirmiş ve Beyaz Saray'ı zayıflatmıştı. Nixon'un halefi olan Gerald Ford seçilmemişti, eski bir Kongre üyesiydi ve Kongre'nin gözetim ayrıcalıklarına karşı çıkma konusunda isteksizdi. Senato Ervin Komitesi tarafından soruşturulan Watergate skandalı da; Senato'ya güç vermiş ve Senato'nun Yürütme Organının yetki suiistimallerini denetlemesinin değerini ortaya koymuştu. Daha da önemlisi, CIA’in başına, CIA operasyonlarını temizlemek isteyen William Colby gelmişti. Ayrıca, Church Komisyonu’nca ifşa edilen yaygın yasadışılıkların sorumlusu olan FBI Direktörü J. Edgar Hoover da, 1972'de ölmüştü.

Aralık 1974'te, o zamanlar CIA içindeki haber kaynakları olan araştırmacı gazeteci Seymour Hersh, ABD'deki yaygın savaş karşıtı hareketlere karşı yasadışı CIA’in yasadışı istihbarat operasyonları ile ilgili bir rapor yayınladı. O dönemde Senato Çoğunluk Lideri olan Mike Mansfield, daha sonra Church'ü CIA'i soruşturmakla görevlendirdi. Church Komitesi tarafından ifşa edilen suçlar sonucunda CIA'in yasadışı operasyonları tarihe gömülseydi ya da en azından CIA'i kamuya hesap verme sorumluluğu altına soksaydı önemli olacaktı. Ama bu olmayacaktı. Son gülen, daha doğrusu, dünyayı ağlatan CIA oldu ve denizaşırı yıkıcı faaliyetler de dahil olmak üzere ABD dış politikasındaki belirleyici rolünü sürdürdü. 1975'ten beri CIA, Afganistan'daki İslami cihatçıları destekleyen, Afganistan'ı tamamen yerle bir eden ve El Kaide'nin ortaya çıkmasına neden olan gizli operasyonlar yürüttü. CIA muhtemelen Balkanlar’da Sırbistan'a Kafkaslar’da Rusya'ya karşı ve Orta Asya'da Çin'i hedef alan gizli operasyonlar yürütüyor ve hepsinde CIA destekli cihatçıları konuşlandırıyor. 2010'larda CIA Suriye'de Esad'ı devirmek için yine İslamcı cihatçılarla birlikte ölümcül operasyonlar yürüttü. En az 20 yıldır CIA, şu anda Ukrayna'yı saran yıkıcı savaşı tetikleyen Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç'in Şubat 2014'te şiddetli bir şekilde devrilmesi de dahil olmak üzere, Ukrayna'da büyüyen felaketi körüklemeye devam ediyor. Bu operasyonlar hakkında ne biliyoruz? Yalnızca muhbirlerin, birkaç cesur araştırmacı gazetecinin, bir avuç cesur bilim insanının ve bazı yabancı hükümetlerin bize anlatmaya istekli olduğu veya anlatabildiği kısımlar, tüm bu potansiyel tanıklar ABD hükümetinden ciddi bir baskı ve cezayla karşı karşıya kalabileceklerini biliyor.

Bush, Card, Rice ve Tenet Afganistan işgalini masaya yatırıyor.
(Fotoğraf: Depo Photos)

ABD hükümetinin bu süreçleri araştırma, soruşturma niyeti olmadığı gibi Kongre tarafından anlamlı bir gözetim veya kısıtlama da dayatılmadı. Tam tersine, hükümet her zamankinden daha saplantılı bir şekilde ketum hale geldi ve gizli bilgilerin ifşa edilmesine karşı, bu bilgiler bizzat hükümetin yasadışı eylemlerini tanımladığında bile veya özellikle bu durumlarda bile agresif girişimlerde bulundu.

Zbigniew Brzezinski'nin Jimmy Carter'ı Sovyetler Birliği'ne karşı Afganistan hükümetini istikrarsızlaştırmak için İslami cihatçıları eğitmek üzere CIA'yi görevlendirmesi konusunda ikna ettiğini açıkladığı zamanda olduğu gibi, arada bir eski ABD yetkilisi konuyu anlatıyor. Suriye de olan bitenle ilgili olarak, 2016 ve 2017’de New York Times'ta çıkan birkaç haberden, Başkan Barack Obama'nın emriyle CIA'in Suriye'yi istikrarsızlaştırma ve Esad'ı devirme yönündeki yıkıcı operasyonlarına ilişkin öğrendik. İşte, korkunç derecede yanlış yönlendirilmiş, uluslararası hukuku açıkça ihlal eden, on yıllık bir kargaşaya, tırmanan bir bölgesel savaşa, yüzbinlerce ölüme ve milyonlarca insanın yerlerinden edilmesine yol açan, bir CIA operasyonu örneği. CIA liderliğindeki bu felaketten CIA’nin sorumlu olduğu Beyaz Saray veya Kongre tarafından bir kez bile kabul edilmedi.

Ukrayna örneğinde, Yanukoviç'i deviren ve Ukrayna'yı on yıl boyunca kan gölüne çeviren şiddetli darbede ABD'nin büyük bir gizli rol oynadığını biliyoruz, ancak bugüne kadar ayrıntıları öğrenemedik. Rusya,  dönemi Dışişleri Bakanlığı üst düzey yöneticilerinden Victoria Nuland ile ABD’nin Ukrayna Büyükelçisi Geofet Plat aralarındaki bir görüşmeyi dinleyip ardından yayınlayarak dünyaya darbeye bir pencere açtı. Daha sonra ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı ve ABD'nin Ukrayna Büyükelçisi Geoffrey Pyat arasında geçen, darbe sonrası kurulacak hükümeti planlandığı konuşmayı kamuoyuna açıkladı.

Darbenin ardından, CIA, ABD'nin iktidara gelmesine yardım ettiği darbe sonrası rejimin özel harekât güçlerini gizlice eğitti. ABD hükümeti CIA'in Ukrayna'daki gizli operasyonları konusunda ise hep sessiz kaldı. Şu anda bağımsız bir gazeteci olan Seymour Hersh'e göre, Kuzey Akımı boru hattının imhasını CIA ajanlarının yaptığına inanmak için iyi nedenlerimiz var. Hersh'ün New York Times'ta çalıştığı ve gazetenin hükümete hesap sormaya çalıştığı 1975'ten farklı olarak, New York Times, Hersh'ün anlattıklarını incelemeye bile tenezzül etmiyor. CIA'i kamuoyuna hesap vermek elbette zorlu bir mücadeledir. Başkanlar ve Kongre bunu denemiyor bile. Ana akım medya CIA'i soruşturmuyor, bunun yerine "isimsiz üst düzey yetkililer"den ve resmi açıklamalardan alıntı yapmayı tercih ediyor. Ana akım medya kuruluşları tembel mi, kendini beğenmiş mi, askeri-endüstriyel kompleksten elde edilen reklam gelirlerinden korkuyor mu, tehdit altında mı, cahil mi, yoksa bunların hepsi mi? Kim bilir. Ufacık bir umut ışığı var.

1975'te CIA bir reformcu tarafından yönetiliyordu. Bugün CIA, Amerika'nın uzun süredir önde gelen diplomatlarından biri olan William Burns tarafından yönetiliyor. Burns, 2008'de Rusya Büyükelçisi olarak görev yaptığından ve NATO'nun genişlemesinin, Ukrayna'ya yönelmesinin büyük bir hata olduğunu Washington'a bildirdiğinden beri Ukrayna hakkındaki gerçeği biliyor. Burns, belki de acilen ihtiyaç duyulan hesap verebilirliği destekleyebilir.

CIA'in ters giden operasyonlarından kaynaklanan devam eden kargaşanın boyutu hayret verici. Afganistan, Haiti, Suriye, Venezuela, Kosova, Ukrayna ve çok daha ötesinde, CIA'in yıkımının yol açtığı gereksiz ölümler, istikrarsızlık ve yıkım bugün de devam ediyor. Ana akım medya, akademik kurumlar ve Kongre, bu operasyonları ellerinden geldiğince araştırmalı ve demokratik hesap verebilirliğin sağlanması için belgelerin yayınlanmasını talep etmelidir.

Gelecek yıl Church Komisyonu oturumlarının 50. yıl dönümü. 50 yıl sonra, bizzat Church Komisyonu örneği ve rehberliğiyle, perdeleri açmanın, ABD önderliğindeki kargaşa hakkındaki gerçeği ortaya çıkarmanın ve ABD dış politikasının şeffaf, hesap verebilir hale geleceği, ulusal ve uluslararası hukuk kurallarına uygun davranacağı, sözde düşmanları yıkmak yerine küresel barışın inşasına destek vereceği yeni bir dönemi başlatmanın acilen zamanı geldi.

Clearing House’tan çevrilmiştir.