Dert kömür değil termik
Amasra’da, Hattat Holding rödovans sözleşmesinin imzalanmasından 14 yıl sonra “Kömür çıkartmam riskli” iddiasında bulundu. 2005 yılından bu yana Bartın Platformu, çevre örgütleri ve yöre halkı, şirketin asıl amacının kömür çıkartmak değil, ocak çıkışlarının bulunduğu ve denize yakın alana ithal kömüre dayalı termik santral kurmak olduğunu anlatıyordu. Başlangıçta 36 ay hazırlık süresi isteyen şirket, önce 17 […]
Amasra’da, Hattat Holding rödovans sözleşmesinin imzalanmasından 14 yıl sonra “Kömür çıkartmam riskli” iddiasında bulundu.
2005 yılından bu yana Bartın Platformu, çevre örgütleri ve yöre halkı, şirketin asıl amacının kömür çıkartmak değil, ocak çıkışlarının bulunduğu ve denize yakın alana ithal kömüre dayalı termik santral kurmak olduğunu anlatıyordu.
Başlangıçta 36 ay hazırlık süresi isteyen şirket, önce 17 ay 5 gün, 17 ay 21 gün ve son olarak 9 ay 16 gün olmak üzere 3 defada 44 ay 12 gün ek hazırlık süresi istedi. Mahkeme kararıyla 76 ay ek hazırlık süresi daha verilen şirketin hazırlık çalışmalarının bitiş tarihi 22 Mayıs 2019’a kadar uzatıldı. Ancak söz verilen üretime geçişi sağlayacak hazırlıklar bir türlü tamamlanmadı. Sayıştay denetçilerinin Türkiye Taşkömürü Kurumu’nu incelemeleri, kömür çıkartmayan, rödovans sözleşmesinin karşılığını devlete ödemeyen ama buna karşın yöre halkının göç etmesine, çevrenin katledilmesine neden olan proje ile ilgili olarak holdingin gerçek niyeti açıklıkla gözler önüne serildi.
Yazı ortaya çıktı
Sayıştay raporunda, şirketin TTK’ye yazdığı ve amacının kömür çıkartmak olmadığı iddialarını doğrulayan yazılara yer verildi.
Şirket, sözleşmeden 12 yıl sonra TTK’ye ilettiği 2 Mart 2017 tarihli yazıda, Soma ve Ermenek’te yaşanan kazaları anımsatarak, ocakta güvenliği sağlamaya dönük önlemler almasını istedi. Yazıda, “Aksi bir durumda tasman, havalandırma, gaz sızmaları, su geliri, kömür kızışması, göçük gibi stenmeyen durumlar meydana gelebilecektir. Bu konuda oluşabilecek olumsuz gelişmelerden kurumunuz sorumlu olacaktır” denildi.
‘Sahayı Hattat’a bırakın’
Hattat A.Ş. Bülent Ecevit Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümünden iki profesöre de iddialarını destekleyen 10 Mayıs 2017 tarihli bir rapor hazırlattı.
Bu raporda, “…maden işletmeciliği tekniğine, ekonomik gerçeklere ve madencilik çalışmalarında iş güvenliği ilkelerine uygun değildir. Seçenekler arasında en uygun olan; Amasra A’da üretimin -250/-300 katının tamamlanmasıyla sona erdirilmesi ve sahanın bütünüyle HATTAT firmasına teslim edilmesidir” denildi. Şirket bu raporu 24 Mayıs 2017’de TTK’ya iletti.
”İtiraf” saptaması
Sayıştay denetçileri , ilk başvurudan yaklaşık iki ay sonra sunulan üniversite raporuyla ilgili, “bu tür bir etüt için oldukça kısa bir sürede hazırlandığı belli olan bu raporla belki de sahanın ihalesi ve sözleşme imzalanması sürecinde belli olan düşüncenin ilk defa yazılı olarak ifade edildiği görülmektedir” dedi.
Sayıştay denetçileri, şirketten hazırlık çalışmalarını tamamlama ve taahhüt edilen üretim için öngördüğü sürenin sorgulanarak açıklığa kavuşturulmasını istedi.