Luigi Ballerini ON8’den yayınlanan iki kitabında distopik bir geleceği merkeze alıyor. İnsanın kendi eliyle kendi sonunu getirdiği Mira Her Şeyi Bilir, bize yakın geleceği işaret ederken İkinci İnsanlık’ta bizi, daha uzak bir gelecek karşılıyor.

Distopik bir gelecek ve yapay zekâ

E. Nihan ACAR

Mira Her Şeyi Bilir, hikâyenin üzerinde yükseldiği temelleri atar. Karakterlerin hikâyeleri, atmosfer ve kurgu hakkında malzemeyi sıkı işler. Hikâye gelecekte geçer. Bir grup gencin, dünyayı yöneten yapay zekâya açtığı savaşı konu alır.

Hayatları oldukça kolaylaştıran insan yapımı yapay zekâ Mira kolaylaştırdığı bu hayatları alttan alta yönetmeye başlamıştır. Hayatları yolunda giden insanların gittikçe güçlenen bu yapay zekâyı kabullenmeleri ile azınlıkta kalan muhalif grubun bu düzen ile savaşı başlar. Gençlik romanlarında olagelen zorlu duygusal ilişkiler, direnmeler ve mücadeleleri başarılı bir mantıksal düzleme oturtan yazar, inandırıcılığı korur. Bilimkurgu türünün en narin noktası olan inandırıcılık meselesine gayet insani dokunuşlar yapan yazar böylece okuması keyifli ve düşündürücü bir deneyim sunar.

Mira Her Şeyi Bilir romanı çoğu distopik konseptte olduğu gibi başta büyük bir gözlemci otoriteyi konu alır. Kitaptaki bu otorite Mira’dır. Düzen sağlayıcıların etkili analizleriyle sisteme karşı duran herkese karşı sindirici bir tavır sergiler. Baba kızın bile karşı karşıya geldiği bu otoriter ve baskıcı sistemde kazananlar ne yazık ki insanlar değildir...

KİTABIN SÖYLEDİKLERİ

İnsanın kendi eliyle kendi sonunu getirdiği Mira Her Şeyi Bilir, bize yakın geleceği işaret ederken İkinci İnsanlık’ta bizi, daha uzak bir gelecek karşılıyor. Yazarın, yapay zekânın yaratacağı olası sorunların ötesini görmeye çalıştığı kitap daha acımasız daha problematik bir dünya sunuyor. Hatta yer yer ürkütücü olan bu dünyada artık Mira değil Uno var oluyor.

İnsanlık yeryüzünden silinmiş, dünyayı yöneten Mira da evrim geçirmiş ve tek güce ulaşmıştır. Ama yaratıcılarını unutmamış hatta unutamamış ve onları geri getirip yönetmek istemiştir. Tanrı tribiyle kendi halkını baştan yaratan Uno, sentetik öğrenme ağları, klonlanma ve zihin aktarımı gibi teknolojileri kullanarak insanlara ikinci bir şans verir. İnsan eliyle yükselen Mira’nın yanında Uno eliyle yeniden yaratılan insanlık bu şansıyla ne yapacaktır? Zihin aktarımı her yeni bedenlenme ile eski yaşantıları silen ve yeni düzen için yeniden hayatları kodlayan bir sistem yaratır. Fakat bu hızlı evrimini tamamlayamayan insanları acımasız bir senaryo beklemektedir.

KİTABIN İÇİNE DOĞRU

Kitabın anlatısı üç ayrı odakta geçiyor: Kampüs, Kent ve Genel Toplantı. Genel Toplantı’da Uno’nun hikâyesini dinliyoruz. Bu kısımlar, sayfa renginin gri ve harf puntolarının genelden farklı olmasıyla hikâyeden ayrışıyor. Böylece yapay zekâ Uno’nun zihninin içini başka tür sayfalardan okuyoruz, insanların bahsi geçen sayfaları başka. Bu da bize ikili bir okuma deneyimi sunuyor.

Kampüste trans hümanizm sürecindeki gençlerin kendilerini, bedenlerini keşfedişine tanık oluyor ve kentte sosyal kabuller ve hızlı evrimin yüceltildiği görkemli şölenlere gidiyoruz. Oysa insanlara biçilen bu senaryo, insan kadar kusurlu seyrediyor. Hatta defalarca değişen yeni düzende, insanın kendi eliyle tasarladığı yapay zekâ bile kusurlu duruyor. Bu kusur silsilesi üzerine inşa edilen hikâyenin anlattığı, bünyesindeki hataları, aklı ve yeniden bedenlenmesiyle bir şekilde varoluş hikâyesini yeniden yazan insanlar hakkında oluyor.

KİTAPTAKİ FELSEFİ KONULAR

Varlık felsefesi, beden etiği, metafizik gibi konuları içine alan romanda bu temaların sosyolojik çıktılarını da okuyoruz. Daha insafsız bir döngüde bedenleşen zihinlerin fabrikadan çıkar gibi yüzeysel ve ruhsuz üretimlerine tanık oluyoruz. Konu beden ve canlılık olunca yönü değişen etik değerleri bir de geleceğin geleceği distopyasında anlamlandırıyoruz.

İnsanlaşan bir zihnin kendiliğini keşfi, zihnin evrimine uymayan bedenlerin kıyımı, nöral transferlerle benlik kazanan zihinler konseptlerine değinen yazar aslında insanın yükselişini yeniden ele alıyor. Yapay zekânın yükselişinde olduğu gibi tesadüfler, farklı akıl yürütmeler ve güç odakları arasında seyreden insanın yeniden doğuşunu okuyoruz. Olayların çözümlendiği son kısımda insan zihninin yapay zekâya karşı savaşında ben var mıyım, varsam aslında kimim? Sorular odağında varlığını paramparça eden yapay zekânın aldığı menzil çok çarpıcı. Bir şeyi var eden nedir? Var olmak ne demektir gibi varlık felsefesi üzerinden yürütülen olay örgüsü nihayetinde insanların lehine neticeleniyor.

SON OLARAK

Kitabın barındırdığı felsefi problemler okuyucu kitlesi olarak gençlerin ufkunu açan bir okuma sağlamasının yanında geleceğin geleceği kurgusuyla konunu ufuk menzilini ikiye katlıyor. Distopik anlatılarda fütüristik öğeler artık yakın geleceği aşıp uzak geleceğe taşınırken hikâyenin içinde vurgulanan değişim ve dönüşüm temaları eski kitaplar hatta döneme göre eski yazıtlar üzerinden sürüyor: Örneğin Apuleius’un Başkalaşımlar ve Ovidius’un Dönüşümler eserleri konu ediliyor. Aslında bu eserlerin başlıkları romanın odak temalarını oluşturuyor: Başkalaşım ve dönüşüm denince makineleşen insanlar ve sonrasında insanlaşan makinalar ele alınıyor.

İşin aslı Başkalaşımlar, yazıldığı ikinci yüzyılda aşağı tabaka insanların içinde bulundukları koşullarını konu alan dünyanın en eski fantastik romanlarından biridir. Aşağı tabakaya itilen ve güçlendirmeye ihtiyaç duyan yeni insan ırkının koşullarına geniş yer veren romanın atıf yaptığı dönem yüzyıllar sonrasına uzansa da aynı konu etrafında döner. Dönüşümler ise sekizinci yüzyılda kaleme alınmış şiirsel bir anlatıdır. Türlü tarihsel efsaneleri içinde barındıran eser yaratılıştan başlayarak Julius Caesar’ın tanrılaştırılmasından bahseder.

Görüleceği üzere iki eski eser de romanın kurgusuyla uyumlu olarak romanda konumlanıyor. Yazarın esin kaynaklarını bu eski metinler oluşturuyor. Diğer yandan gençlere hitap eden romanın satır aralarında eski eserlere dikkat çekmesi de yazarın gençlerin odağını eski eserlere çekme gayretinden kaynaklanıyor.

Gençler için yazılan bilimkurgu romanlarının artması konusu hakkında ne düşünüyorsunuz? Son zamanlarda bilimkurgu türünde gençlik romanı okudunuz mu?

MİRA HER ŞEYİ BİLİR

Luigi Ballerini

Çeviren: Tülin Sadıkoğlu

ON8, 2024

İKİNCİ İNSANLIK

Luigi Ballerini

Çeviren: Tülin Sadıkoğlu

ON8, 2024