Doğu’dan yüzler, sesler, tatlar
Celal ARIBAL
Gezmenin, farklı kültürler ve insanlar tanımanın da kendi içinde bir tahsil olarak görüldüğü; gezenin de en az okuyan kadar bilgi sahibi olduğuna inanılan bir toplum olarak modern dönem seyahatnameleri ve genel olarak gezi yazını konusunda yeterince dolu bir arşivimiz olduğu söylenemez. Biraz da televizyonun etkisi bu. Görsel materyallerle desteklenen, anlatılmak istenen pek çok şeyin karşıdakine birebir aktarılabildiği kameralı ve bol kahkahalı gezi programları hepimizin daha kolayına geldi belki de. Mekân tasvirlerini zihnimizde parça parça birleştirme ve hayal gücünü kullanma zorunluluğu bu alandaki merakımızı kitaplardan ziyade görsel programlarla gidermeye itti bizi. Bunun sonucu olarak da merak ettiğimiz yörelere dair bilgi edinirken edebi bir haz duymamıza da vesile olacak basılı yayınlar raflarda gitgide azalmaya başladı.
Melih Uslu, bu alanda kalem oynatan ve literatüre pek çok eser kazandıran bir isim olarak ön plana çıkıyor. Daha önce “50 Ünlüyle 50 Rota”, “Yürüyerek İstanbul”, “Ege’yi Gör ve Yaşa”, “Arabayla Anadolu” gibi kitaplarıyla okurun karşısına çıkan Uslu, bu kez de “En coşkulu yazdığım kitabım” dediği “Doğu Seyahatnamesi”yle selamlıyor okuru. Kitap, Alfa Yayın Grubu içerisinde yer alan Mona Yayınları’ndan çıktı.
Kitabı “Anadolu’nun doğusundan yüzler, sesler, tatlar ve tanıklıklar” olarak tanımlayan Uslu, yaklaşık yirmi kente yaptığı gezilerde edindiği izlenimleri aktarıyor okuruna. Derin bir tarihi ve kültürü olan bu kentleri didaktik bir üslupla anlatmamaya, kitabı ruhsuz bir gezi rehberinden öteye taşımaya gayret ediyor. Yaklaşık on yıla yayılan uzun bir sürecin ve sayısız seyahatin ürünü olan kitap, edebi bir üslup kullanıyor. Yalnızca tarihi ve kültürel değerleri tanıtan bir turizm broşüründen farklı olarak anılar, anekdotlar, anlatılan yöreden çıkmış sanatçıların röportaj ve eserlerinden alıntılar da yer alıyor kitapta. Hatta yer yer eski zamanlarda yazılmış yazılara da başvuruluyor. Anadolu’nun uzun yıllardır ihmal edilmiş köklü kültürünün üzerindeki tozu üfleyerek yeniden vitrine çıkarılmasına katkı sağlayacak olan 'Doğu Seyahatnamesi', yalnızca oralara gitmeyi düşünenlerin değil, özellikle de gitmeyi hiç düşünmeyenlerin okuması gereken bir kitap.