B

Bugünkü yazımda, gazetelerde satır aralarında yer bulan, hükümetin dikkatleri çekmeden gerçekleştirmek istediği bir konuyu gündeme getirmek istiyorum. Bugüne değin süren uygulamalarında olduğu gibi bu konuda da mirasyedi mantığıyla hareket eden hükümetin, Sosyal Sigortalar Kurumuna ait hastanelerin Sağlık Bakanlığına devri hakkındaki yasayı çıkarttıktan ve hastanelerin devri ile ilgili süreci başlattıktan sonra gözünü şimdi de Emekli Sandığının mülklerine dikmiş olduğu gözüküyor.
Konuyla ilgili gelişmeleri medyadan günlerdir şaşırarak izliyorum. Haberlerden birinde, İstanbul Hilton Oteli ile Ankara'daki Emek İşhanı'nın (Gökdelen) özelleştirilmesi çalışmalarına yer veriliyor, ancak bu taşınmazların Emekli Sandığının mülkü olduğuna hiç değinilmiyordu. Bir başka haberde, Emekli Sandığının mülkiyetindeki İzmir Efes Otelinin satılacağı üzerinde duyuruluyordu. Her şeyi babalar gibi satma düşüncesindeki sayın bakan, hukuki sorunlar giderildikten sonra bu otelin de satılacağını, daha önce yapılan anlaşmaların ise Emekli Sandığı'nın menfaatine olmadığını bildiriyordu. Bir diğer haberde ise, Ankara Büyükşehir Belediyesinin AKP' li Başkanı Melih Gökçek'in, Ulus Tarihi Kent Projesi kapsamında, içinde Emekli Sandığının taşınmazlarından Ulus İş hanının da bulunduğu çoğu yapıyı yıkma gayreti içerisinde olduğu yer alıyordu.
Şaşkınlığımın sebebi, bu gelişmeler karşısında ne muhalefet partilerinden ne de konunun taraflarından bir açıklamanın yapılmayışı, karşı bir duruşun olmayışı. Yaşanılanlar karşısında, insanımız giderek duyarsızlaşıyor mu sorusu takılıyor belleğime. Cumhuriyet döneminin kazanımlarının çarçur edilmesi veya haraç-mezat satılıyor olması hiç mi rahatsız etmiyor acaba vicdanları. Ayrıca, sormak gerekmiyor mu, kimin malını kime satıyorsunuz ?, Emekli Sandığına tabi devlet memurlarının kesenekleriyle alınan bu taşınmazlar gerçek sahiplerinin onayı alınmaksızın nasıl satılabilir yada özelleştirilebilir? diye. Bu soruları elbette birileri sormalı ve sorgulamada da öncelik muhalefet partileri ile sivil inisiyatifin olmalı. Zira, gerçek hak sahipleri, belki farkında bile değiller bu durumun. Onları harekete geçirmesi ve hak aramaya yöneltmesi gerekenler, sorunun sahiplenilmesi ve çözümü yönünde önderlik görevini üstlenmeliler. SSK hastanelerinin devri konusunda oluşturulan eylem platformu bu konuyu da öncelikleri arasına almalı ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu ( KESK ) bayraktarlığını yapmalı bu işin.
Emekli Sandığına ait mülklerin satışıyla ilgili tepkisizliğin şaşkınlığı içerisindeydim ki, konuya ilişkin duyarlı tek ses Tüketici Hakları Derneği (THD) Başkanı Turhan Çakar'dan geldi. Sayın Çakar'ın açıklamasında da, derneğin Emek İş hanının sekizinci katında hizmet veriyor olmasının ve konunun tarafı olmalarının rolü vardır diye düşünüyorum. Ancak, Çakar'ın değerlendirmelerinin günlük bir gazetenin sınırlı sayıda kişinin ulaşabileceği Ankara ekinde, cılız bir ses olarak kalmasını da çok üzücü buluyorum. Zira, bu sesin haykırışa dönüşmesi ve geniş kitleleri kucaklamasına gerek var. Konunun tarafı olanlar ( Emekli Sandığı çalışanları, sandığa tabi tüm iştirakçiler ile emekli, dul ve yetimler ) haklarını aramalı,ona sahip çıkmalılar. Örneğin; bu bilgilendirme yazısını kaleme almak, benim için kıvanç duyulacak bir görev oldu. Bunda, tabii ki eski Emekli Sandığı çalışanı, emekli memur ve elden çıkarılması düşünülen sandık taşınmazları konusunda hak arıyor olmamın etkisi büyük. Bu duyuru aracılığıyla tüm çalışanları,emekli, dul ve yetimleri hak aramaya çağırıyorum. Hani bir özlü söz vardır ya "başlamak bitirmenin yarısıdır" diye. Bir yerlerden başlanılmasında yarar var.
Hatırlatmakta fayda gördüğüm bir başka konu da, PETKİM' in özelleştirmesi sürecinde yaşananlar. Özelleştirme İdaresi Başkanlığına devredilmesi öngörülen Petkim'in %7 'lik Emekli Sandığı hissesiyle ilgili davada, Emekli Sandığı yönetimi, bu hisselerin çalışanların kesenekleriyle alındığı savını öne sürerek çalışanların ve kurumun haklarını savunmuştur. Sormak gerekiyor, bugün ne değişti ki otellerin satılması karşısında sessiz kalınıyor? Bu arada, bir hatırlatma da ana muhalefet partisine. SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığına devriyle ilgili yasanın iptali amacıyla Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruda sunulan iptal gerekçeleri (örneğin:mülkiyet hakları) Emekli Sandığının mülkleri için de geçerli. Çok büyük kitleleri ilgilendiren bu konuda toplumsal muhalefete öncülük etmek ve bu hareketi ilgili sendikalar ve sivil inisiyatifle birlikte örgütlemek CHP için de kaçınılmaz bir görev olmalı.