Ünlü İngiliz doğabilimci Charles Darwin’in doğumunun 200. yılında UNESCO, 2009 yılını ‘Darwin’ yılı ilan etti. Darwin’in görüşleriyle...

Ünlü İngiliz doğabilimci Charles Darwin’in doğumunun 200. yılında UNESCO, 2009 yılını ‘Darwin’ yılı ilan etti. Darwin’in görüşleriyle ilgili yirmi binin üzerinde makale yayımlandı.
Bugün dünyada Darwin’in teorisi, düşünce özgürlüğü, din ve inanış serbestliğinin olduğu bütün ülkelerin okullarında öğretilmektedir.
2008 yılına kadar bağımsız faaliyet gösteren, ancak daha sonra bir yasa çıkarılarak hükümete bağlanan TÜBİTAK’ın yayını olan dergisinin son sayısıyla ilgili yarattığı sansasyon, yurt sınırlarını aştı. İşte birkaç örnek;
Fransız Le Monde Gazetesi, TÜBİTAK’ı, en prestijli Türk bilim kurumu olarak nitelendiriyor ve kurumun yayını olan ‘Bilim ve Teknik’ dergisinin son sayısından Darwin dosyasının çıkarılmasını “Türkiye’de islamcı baskı gruplarının birkaç yıldan beri Darwin karşıtı bir kampanya yürüttüğü” gibi bir yorumda bulunuyor.
Yaratılış pozisyonlarını eleştiren çok sayıda internet sitesinin Türk mahkemelerince daha önce de sansür edildiğini yazan gazete, sansürün ilk defa bir kamu kuruluşunu hedef aldığını yazıyor ve kurumun başında, din işleriyle görevli, Devlet Bakanı ve eski ilahiyat profesörü Mehmet Aydın’a bağlı olarak faaliyet gösterdiğine de dikkat çekiyor.
İngiliz The Observer Gazetesi’nde yer alan haberdeyse TÜBİTAK’taki Darwin sansürü tartışmaları konusunda, AB yetkililerinin, sansürün üyelik sürecine zarar verebileceği yönünde Türkiye’yi uyardıklarını yazıyor.
Ya, 12/3/2009 tarihli milliyet.com.tr adresinden alıntıladığım “Darwin ölmüş gitmiş. Darwin, TÜBİTAK’ın işi değil’ diyen Bakan Mehmet Aydın’ın  demeci ne demeli?
Dinsel dogmalara karşı bilimsel doğrular. Tarih boyunca çatışan ikili. Bilim devingen, insanoğlu sürekli yeni bilgiler öğreniyor. Bazen eski bilgiyi çürütse de, eskiden yararlanır ve onun olumsuzlanması üzerinden basamak oluşturur. Yani o da (eski bilgi) önemli bir değer. Din ise bir inanç. Modern dünya, dinsel görüşlerin ve dinsel otoritenin sorgulanmasıyla doğdu. İslamiyet ise tartışamıyor bile. Örneğin Bizans’tan bu yana hâlâ devam etmekte olan dinsel ikonalar meselesi. Kiliselerdeki kutsal imgeler. Baudrillard bu meseleye Simülaklar ve Simülasyon kitabında değinmiş; 
“Din konusunda da ‘tanrısal güç’ simülakrı, örneğin ikonlar aracılığıyla tezgâhlanmaktadır. İlahi güç imgelere dönüştürüldüğünde hâlâ etkin gücünü koruyabilmekte midir? Bizans’tan beri  İkonoklastlar, (ikon kırıcılar ya da kutsal imgeleri yok eden insanlar) zamanla ikonların, simülakrların tanrı düşüncesinin yerini alacağından korkmuşlardır. Oysa ikonları kutsayanlar (ikonolatrlar) diyor Baudrillard, “...imgelerin maskesini düşürmenin tehlikeli bir şey olduğunu  çünkü imge ya da maskenin gerisinde hiç bir şeyin bulunmadığını anlamışlardır.”
Bilime sansür uygulayan, yok sayan, bilimin değil de türbanın tartışıldığı üniversiteler yaratan, 20. yüzyılda ortaçağ engizisyonu gibi aydınlarını yakan zihniyetler, bugün dinsel otoriteden çeşitli biçimlerde yararlanıyor. (Sosyal mevki, ekonomik çıkar, ataerkil toplum yapısı ve kadına karşı baskıcı yaşamın legalleşmesiyle yarattığı ortam vb)
Kütüphaneler, kültür-sanat evleri, spor tesisleri, meslek edinme, okuma-yazma kursları açmayı, ülkenin her köşesine eğitimi ulaştırmayı, üniversiteleri özgürleştirmeyi, dilleri, kültürleri, inançları özgürleştirmeyi...vb, beceremeyen/becermeyen ülkemizdeyse bir anket bu konuyla ilgili nerelerde olduğumuzu gayet iyi anlatıyor. Gallup’un yaptığı bir araştırmaya göre, bütün Batılı ülkeler içinde evrim teorisinin halk tarafından en az kabul gördüğü ülke Türkiye. Türkiye’de halkın yüzde 52’si evrim teorisinin yanlış olduğunu, yüzde 25’i doğru olduğunu düşünüyor. Geri kalanlar kararsız. (Economist)
*NOT; Tam yazımı bitirmiş gazeteye yollayacakken, sabah (Çarşamba günü, yani dün) BirGün Gazetesi’nde bir haber okudum. Onu da BirGün okuru için belki tekrar olacak ama paylaşmak istedim. ‘İkinci Darwin Skandalı mı?’ soru başlığıyla verilen haberde, Darwin’in Evrim Teorisine ilişkin kanıt ve bulguları içermesi nedeniyle Tabiat Tarihi Müzesi’nin tadilat gerekçesiyle yıllardır kapalı tutulduğu idida edildi. Bu konuyla ilgili Meclis’e soru önergesi verilmiş.
Ne diyelim, söyleyecek çok söz var ama, bilime sansür uygulayana bi faydası olur mu?
“Dünya yuvarlak değil,” desen de, yuvarlak be kardeşim!