Emeklinin “sandık” mesajı: Sefalet düzenine boyun eğmeyiz!
Fotoğraf: Depo Photos

Semih GÜVEN*

31 Mart 2024 yerel seçimlerinin hemen öncesinde, sosyal medyada çokça paylaşılan bir videoda sokak muhabiri iki emekliye seçimlerde hangi partiye oy vereceğini sorar. Emeklilerden biri, “AKP hariç herkes” cevabını verir. Diğer emekli ise AKP iktidarının emeklileri yok saydığını ve zor durumda bıraktığını ifade eden cümleler sarf eder. Birçok röportajda emekli aylığının ev kiralarına bile yetmediği ifade edilip, sandıkta görüşme mesajı verilir.

Emeklinin tepkisi sadece bireysel değil, aynı zamanda örgütseldir. Emekli örgütleri kendilerini tabutta resmeden eylemler yapmaya başlayıp, “Yandaşa, saraya saltanata para var; emekliye yok” diyen dövizleriyle Türkiye’nin dört bir yanında sokağa çıkar. Yıllarca ülkeye emek verdiklerini, buna karşın iktidarın kendilerini yük olarak gördüklerini söylerler. Sandık vurgusu yine ön plandadır.

İTİRAF GİBİ AÇIKLAMA: SİZE VERECEK PARAMIZ YOK!

Emekliler insanca ücret talebini sokaklarda korkmadan dile getirmeye başlayınca gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çevrilir. Erdoğan, CHP lideri Özgür Özel’in “En düşük emekli maaşı asgari ücret kadar olmalı” sözlerine, “Geçtiğimiz günlerde emekli maaşlarına şu kadar zam yapacağız, diyen muhalefetin nasıl boş konuştuğunu örnekleriyle anlattım. Sözü edilen artışları, ülkenin tüm yatırımlarını durdursak, eğitim veya sağlık harcamalarının tamamını buraya aktarsak, kamu görevlilerine maaş vermesek bile karşılayamıyoruz” diyerek cevap verir. Bu hem kibir hem de bir itiraftır. Yıllarca çalışıp prim ödemiş emeklinin talepleri için devletin kasası kapalıdır.

“SU SATSINLAR, DOMATES YETİŞTİRSİNLER…”

Emekli o kadar “çantada keklik” olarak görülür ki, acımasızlığın dozu daha da artırılır. MHP Milletvekili Ramazan Kaşlı, katıldığı bir televizyon programında emeklilerin maaşlarına zam talebini, “Sadece devletten beklemeyip, domates yetiştirmek, su satmak” gibi önerilerle geçiştirir. Cumhur İttifakı emeklinin mesajını küçümser. Emeklinin sabrı daha da taşar.

MAAŞLAR HIZLA PULA DÖNDÜRÜLDÜ

İktidar emekliyi içine düşürdüğü sefaleti ya bir türlü anlamak istememektedir ya da kendisi için yolun sonunun geldiğinin çaresizce farkındadır. 2003 yılında asgari ücretin 1,47 katı olan en düşük emekli aylığı günümüzde yüzde 60’ına kadar düşer. Muhalefetin zorlamasıyla 2018 yılında 1.000 lira olarak emekliye verilen bayram ikramiyesi, enflasyona oranla bugün 6.100 bin lira olması gerekirken 3.000 lirada kalır. Emeklinin 6 yıllık kaybı 15.000 liraya ulaşır. Şubat 2024 sonu itibariyle açlık sınırı 16.257 lirayla 10.000 liralık emekli aylığının oldukça üzerine çıkar, dar gelirlinin gıda enflasyonu yıllık yüzde 111,7’ye tırmanır.

EMEKLİ AYLIKLARI AVRUPA’NIN OLDUKÇA GERİSİNDE

Her defasında bizi kıskandıklarını söyledikleri Avrupa’da emeklinin durumu Türkiye ile kıyaslanamayacak ölçüde iyidir. DİSK-AR verilerine göre, Türkiye’de ortalama emekli aylığı merkez Avrupa ülkelerinin 6’da biridir. Avro cinsinden emekli aylığı Türkiye’de 2012 ve 2021 arasında yüzde 33,6 azalır. Emekli aylıklarına Türkiye’de Avrupa’nın yarısından daha az kaynak ayrılır: Emekli ödemelerinin GSYH’ye oranı AB-27 ortalamasında yüzde 9,5 iken Türkiye’de yüzde 4,1’dir.

SON SÖZÜ EMEKLİLER SÖYLEDİ

İş artık son söze gelir. 31 Mart günü sandıklar kurulur, oylar verilir. Sonuç iktidar için öyle bir felakettir ki, Anadolu Ajansı’nın ilk verileri bile iktidarı açık ara önde gösteremez. Sandıklar açıldıkça, 2002’den bu yana ilk kez iktidarın seçimlerde ikinci parti konumuna düştüğü anlaşılır. İktidar kamu kaynaklarını hoyratça yandaşlara akıtmasına rağmen emekliye sefalet ücretini reva görmüş, emekli ise hesabını önce sokaklarda, sonra sandıkta sormuştur.

Sahte bir algı operasyonuyla AKP’nin arka bahçesi olarak lanse edilen emekliler, insanca bir düzen için sorumluluk almaktan çekinmez.

Yurdumun mutlu günleri; kadınıyla, erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla, işçisiyle, köylüsüyle, emekçisiyle emeklisiyle bu bozuk düzene karşı direne direne gelecektir.

* Ekonomi Gazetecisi