"Cumhuriyet’in 100 Günü", Cumhuriyet’in ilanından önceki 100 kritik günü ele alarak, Türkiye’nin modernleşme sürecinin nasıl başladığını anlatıyor. Kitapta, yaşanan siyasi, sosyal ve ekonomik olaylar, cumhuriyetin kuruluşundaki zorluklar ve Atatürk’ün öncülüğündeki reformlar ele alınıyor.

Emrah Safa Gürkan’dan Cumhuriyetimize saygı duruşu

Gülçin Kaya

Cumhuriyet’in 100. yılındayız. 5 Şubat’ta gerçekleşen korkunç depremin yası hâlâ içimizi acıtıyor. Evinden, ailesinden, sevdiklerinden bir anda ayrı kalan yüz binlerce insan için ülkenin dört bir yanında kenetlenmişken bizi aynı çatı altında tutanın, yaraları sarma ve yeniden inşa etme kültürünü bize aşılayanın cumhuriyet olduğunu biliyoruz. Seçim gündemi ve geleceğin belirsizliği bu özel yılın önüne geçiyor gibi gözükse de aslında her geçen gün ve her geçen dakika zihinlerimizde cumhuriyeti anlama, onun için hayal edilen gelecekle bugünü kıyaslama ve yarın için kolları sıvama ihtiyacı uyandırıyor. 

Kültür sanat alanında pek çok mecra Cumhuriyet’in 100. yılı için özel çalışmalar yapıyor. Türkiye’nin en köklü yayınevlerinden Can Yayınları da bu özel yıl için çok titiz ve incelikli bir çalışmayı büyük bir gururla okurla buluşturuyor. 

Renkli, titiz ve meraklı mizacıyla pek çok insanın yakından takip ettiği tarihçi Profesör Emrah Safa Gürkan, Türkiye’nin modern tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan Cumhuriyet’in 100. yılını kutlamak üzere Can Yayınları’nın markası Mundi Kitap için "Cumhuriyet’in 100 Günü: İnkılabın Ayak Sesleri" ve "Cumhuriyetin 100 İsmi: Büyük Devrimin Portreleri" isimli iki yeni kitap hazırladı. Geçtiğimiz yıllarda Kronik Kitap’tan çıkan “Ezbere Yaşayanlar: Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri”, “Sultanın Korsanları: Osmanlı Akdenizi’nde Gaza, Yağma ve Esaret, 1500-1700”, “Sultanın Casusları: 16. Yüzyılda İstihbarat, Sabotaj ve Rüşvet Ağları” gibi kitaplarıyla tanınan Gürkan, Cumhuriyet’in 100. Yılı için hazırladığı iki kitapta da Türk tarihine olan ilgisini ve tutkusunu bir kez daha gösterirken okuyuculara titiz, detaylı ve sıradışı bir tarih yolculuğu sunuyor. 
"Cumhuriyet’in 100 Günü", Cumhuriyet’in ilanından önceki 100 kritik günü ele alarak, Türkiye’nin modernleşme sürecinin nasıl başladığını anlatıyor. Kitapta, o dönemde yaşanan siyasi, sosyal ve ekonomik olaylar, cumhuriyetin kuruluş sürecindeki zorluklar ve Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde yapılan reformlar detaylı bir şekilde ele alınıyor. Gürkan, bu kitapta, Türk tarihinin en önemli dönemlerinden birinin nasıl şekillendiğini anlatıyor. 
Genelgeçer tarih anlatımına göre Atatürk Samsun’a çıkmış ve tüm halk onun arkasında durmuştur. Halbuki böyle değil. Atatürk Samsun’a çıktığında yalnız ve kimi zaman da ilk olarak istedikleriyle değil, o an için hazır olan ekiple ilerlemek zorunda kalan biriydi. Bu yolda yürüdükleri her zaman aynı fikirde de değildi üstelik, herkesin çizdiği farklı yollar ve zihinlerini kamçılayan farklı emeller vardı.  Her şey harfi harfine işleyen bir plandan ibaret de değildi: Ani kararlar, “yolda düzülen kervanlar”, tesadüfler… Cumhuriyet de aslında hayat gibi dakikası dakikasına planlı yaşanamayan bir şeydi. Ve bu noktada Atatürk yalnızca, kaskatı şekilde kendi istediklerine odaklanmıyordu. Onu ön plana çıkaran kafasındaki radikal reformu ve idealist stratejiyi yalnızca yazılı ve eksiksiz bir teori haline getirmek değil, bizzat uygulamaktı. Emrah Safa Gürkan’ın çalışmasını sıradışı yapan ve genelgeçer inkılap tarihi anlatımından sıkılan okuru etkileyecek en güzel nokta bu: Gürkan, Mustafa Kemal Atatürk’ü yalnızca bir asker olarak görme eksikliğine düşmeden onu diplomat yönüyle tanımaya çalışıyor. Onu bir zaten dünden hazır olan bir hareketin doğal lideri olarak görmek bir yana, o hareketin lideri olabilmek için yaşadığı zorluklarla, verdiği emekle anlatıyor. Bu da aslında okurun Atatürk’le, Cumhuriyet’le farklı, derin bir bağ kurmasını sağlıyor. 
"Cumhuriyetin 100 İsmi” ise, Cumhuriyet’in 100. yılına özel olarak seçilmiş 100 önemli kişiyi anlatılıyor. Mustafa Kemal Atatürk ile başlayan ve Kâzım Karabekir’le, Enver Paşa’yla devam eden çalışma İsmet İnönü’ye, Sabiha Gökçen’den Aziz Sancar’a kadar, farklı alanlarda cumhuriyet yolunda önemli rol oynamış 100 kişinin yaşam öykülerine, kişisel özelliklerine ve başarılarına odaklanıyor. Gürkan bu çalışmayı yalnızca bir tür “askeri geçit” olarak kurgulamıyor, 100 ismin arasında Cumhuriyet’in kültürel hayatında etki etmiş pek çok isim de yer alıyor, devrim yoluna taş koyanlar da. Çünkü bir devrim yalnızca emekçilerinden, fedailerinden değil, onu baskılayan, zıt yönde ilerlemek için inat edenlerden de gücünü alır. Dolayısıyla “Cumhuriyet’in 100 Günü”, Cumhuriyet’i kurma yolunda bir daha dönüp bakılması gereken 100 ismin tarihi, yalnızca olumlu yönde etkisi olanların değil. Bu noktada Emrah Safa Gürkan her iki kitapta da bir şeyi kesin olarak görmemizi sağlıyor: Bir büyük liderin önderliğinde genç yaşlı binlerce insanın çabasıyla yaratılan ve şimdi bir asırlık çınar gibi kök salan Türkiye Cumhuriyeti’ni var etmek, bir “mucize”den çok daha fazlasını gerektiriyor. 

Tarihçi ve profesör Emrah Safa Gürkan’ın Mundi Kitap etiketiyle kaleme aldığı bu iki kitap, Türk tarihine olan ilgisi olan herkes için vazgeçilmez bir kaynak. Çalışmaların sadece Türkiye’deki okuyucular için değil, dünya genelindeki tarih severler için de birer fırsat niteliği taşıdığı çok açık. Gürkan’ın yıllara uzanan birikiminin, çalışmalarının meyvesi olan bu iki kitap, daha şimdiden Türkiye’nin modern tarihine ilgi duyan herkesin kütüphanesinde bulunması gereken başucu kitaplarından biri olmaya aday ve yayıncılık tarihinde minnet dolu bir saygı duruşu mahiyetinde.