Barış’a denetimli serbestlik izni verilmemesinin öncelikli gerekçesi; kurgulanmış gerçekliği bozan gazeteciliğin en ağır suç olduğunun ilanıdır.

En büyük suç gazetecilik!

Dilek GAPPİ | İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı

Yaşadığımız gerçekler her türlü kurgunun yansımalarını izler hale getirdi bizleri. 

Aklın almadığı, yüreğin kaldırmadığı gelişmeleri, kurulu düzene zeval gelmesin diyen bir kamu anlayışını kanıksar olduk. Kurulu düzenin düşünce araçlarına karşılık gelen iki olgu; özgür düşünce ve bağımsız gazetecilik…

Yeni ideolojik savaşımların karşı karşıya getirdiği iki güç gibi…

Sadece ve sadece toplum adına gerçekleri ortaya çıkarma görevi olan medya, o denli karşı güç olarak görülmeye başladı ki; bir şehidin cenazesi ile ilgili yazılan haber ya da çelişkilerle dikkat çeken yorumlar gazetecilerin demir parmaklıklar arkasına gönderilmesinin gerekçesi olabiliyor. Hatta kimi zaman doğruluğu tespit edilmiş haberi sosyal medyadan paylaşmak gözaltı, tutuklama sebebi oluyor. Tüm bu algı ve kurguyla, sevgili meslektaşımız Barış Pehlivan için yapılan denetimli serbestlik başvurusu reddediliyor. 
Hırsızı, uğursuzu, katili, haini denetimli serbestlikten yararlanıyor ama bir gazeteci yararlanamıyor. 

“Hafter’in adamı şehidimizin katilinin maaşlısı” diye yazmak toplumu zehirleyen uyuşturucu mafyalarından daha tehlikeli oluyor. 

Kendi bilincinin yerine, düşünülmüş tasarlanmış gerçeklerin konması isteniyor bizlerden. 

Barış’a denetimli serbestlik izni verilmemesinin öncelikli gerekçesi; kurgulanmış gerçekliği bozan gazeteciliğin en ağır suç olduğunun ilanıdır. 
“Us”un sınırlarını zorlamak, Barış’ı hapiste tutanlara göre en adi suçtur.  
Barış Pehlivan elbette hapisten çıkacak ancak istiyorlar ki bizlere kalan aykırı düşünce girişimlerinin her türlü suçtan öte suç olduğunu görmek ve ona göre gardını almak olsun.

Bu bir denetimli serbestlik talebinin reddi değil, gazetecilik mesleğinin eleştirel yönünün mutlakıyet açısından reddidir. 

Ancak bağımsız gazetecilik ‘doğruların’ anahtarı olmaya devam edecektir. 
Kim ne derse desin varlık özne, düşünce yüklemdir.

Barış’a ve bizlere bolca dayanma, direnme, üretme gücü diliyorum.