Fenerbahçe'nin şampiyonluğundan sonra kutlamalarla beraber bazı istek ve talepler ortaya koyulmaya başlandı. Tabii ki bu talepler...

Fenerbahçe'nin şampiyonluğundan sonra kutlamalarla beraber bazı istek ve talepler ortaya koyulmaya başlandı. Tabii ki bu talepler Fenerbahçeli köşe yazarlarından ve spor müdürlerinden gelmektedir. Herhalde lig süresince Fenerbahçe'nin haksızlıklara uğradığına inanmaları bunun en büyük nedeniydi.

Bu taleplerin içinde bir tanesi bence çok önemli bir talep. Fenerbahçe'nin Galatasaray maçında sahaya çıkarken Chelsea'li futbolcuların Manchester United futbolcularını alkışladığı gibi alkışlanması isteniyor ki hala bu istek gündemde.

Premier Lig'in yüzlerce yıllık sürecinin en önemli dayanağı centilmenlik ve İngilizlerin kendilerine has davranış ve etik değerlere verdiği önemdir.

Spor kültürünün oluşmasının temeli, bilgi ve ahlaki bikrimin bütünlüğünü oluşturmaktadır. Şu andaki gelişmiş ülkelerin futbol liglerinin temeli de bu doğrultuda atılmıştır.

Premier Lig başta olmak üzere bu temel değerleri bozan veya rencide eden kişi veya takımlar çok ağır şekilde cezalandırılmıştır. Bundan hiçbir şekilde taviz verilmemektedir.

Şimdi gelelim bize... Türk futbolunun oturduğu zemin spor kültürü üzerinde değildir. Türk futbolu başlı başına bir amaç değildir. Siyasetin ve rant yapılamasının arka bahçesi olarak bir araçtır. Türk futbolu hiçbir zaman centilmenlik ve ahlaki değerler üzerine oturtulamamıştır. Türk futbolunun etik değerleri oluşmadığı gibi varmış gibi görünen de bizzat futbolun kendi kurumları tarafından rencide edilmektedir.

Sevgili arkadaşlar... Söyler misiniz Tanrı aşkına, bu kadar zaafları olan ve neredeyse hiçbir kültürel ve ahlaki değere önem vermeyen futbol oluşumunda hangi cesaretle alkış bekliyorsunuz?

Ve işin komik tarafı sırf popülizm olsun diye başkalarını taklit ederek şirin gözükmeyi hak etmiyorsunuz.

Dayanaksız ve günlük mücadele koşulları içinde hiçbir şekilde kullanılmamış değerleri bu süreçten sonra sanki sürekli kullanılacak-mış gibi lanse ederek günü kurtarma veya taraf olduğun kısma yaranma gibi zaaflardan uzak durmak sanırım herkesin yararınadır.

Kendi değerleri oluşmamış kurum ve kuruluşlar varolan kişilerin değerlerine mahkûm olurlar. Bunun temeli ise popülizmdir. Gerisi ise birilerine şirin gözükmekten başka bir şey değildir.