Geçen haftalar boyunca, İsrail ordusu ve güvenlik güçleri silahlı saldırılarla suçladıkları birçok çocuk üzerinde ölümcül güç uyguladı

Filistinlilerin hayatları önemlidir

Vijay Prashad- @vijayprashad

17 Aralık’ta Nasır arabasını Nablus’tan Ramallah’a doğru sürüyordu. İsrail ordusunun Huvvara’daki kontrol noktasına ulaştığında inceden yağmur yağmaya başladı. Önünde dikkatle seyreden başka bir araba vardı. Onun 50 metre önündeyse İsrail askeri aracı gidiyordu. İsrail ordusunun mahallesindeyseniz, gündem ihtiyattı. Öfkeleri anlamsızca yükselebilirdi. Nasır arabalarla arasındaki mesafeyi korudu. Yavaşça ilerliyorlardı.
Yolun yanında, kaldırımın dışındaki çayırdan genç bir çocuk arabalarla aynı yönde yürüyordu. Nasır çocuğun kaldırımdaki su birikintilerine basmamak için çayırdan yürüdüğüne tanık oldu.

İsrail askeri aracı durdu. Çocuk, emirlere itaat ederek ellerini kaldırdı. Öndeki araba askeri aracın yanından geçip gitti, Nasır takip etti. Çocuğu elleri havadayken gördü. Bir dakika sonra, aynadan, çocuğun yerde yattığını gördü Nasır. Her şey birdenbire oldu.
Nasır arabayı durdurdu, öndeki araba da durdu. Konuştular. İkisi de infaza tanık olmuştu. Alanı kuşatmış olan İsrail askerlerine yaklaşmak mümkün değildi.

Kısa süre sonra İsrail devlet medyası ordularının Beit Furik beldesinden (Nablus’un yanında)
15 yaşındaki Abdullah Hüseyin Nasasra’yı öldürdüğünü duyurdu. ordu Nasasra’nın “elinde bir bıçakla askerlere saldırdığını” söyledi. Nasır, bıçak görmedim, dedi. Çocuğun askere saldırdığını da görmedi. Ona doğrultulmuş silahları olan askere neden bıçakla saldırmaya çalışsın ki?
Geçen haftalar boyunca, İsrail ordusu ve güvenlik güçleri silahlı saldırılarla suçladıkları birçok çocuk üzerinde ölümcül güç uyguladı. İsrailli siyasi liderler ordularına tehdit olarak gördükleri herkesi öldürme konusunda açık çek verdi. İsrail ordusu hem hakim hem infaz memuru hem de müfettiş; yani hiçbir hesap verme zorunlulukları yok.

Ambulans şöförü Kemal Badran Kabalan olay yerine doğru gelirken, İsrailliler cesede ulaşmasını engellemek için önünü kestiler. Bu ölümle ilgili bağımsız bir soruşturma yürütülmeyecek. İsrail propagandasının -terörist, bıçak- zehiri gerçeklerin üzerini örtmüş durumda. Nasır ordu aleyhinde şahitlik etmeye hazır olduğunu söylüyor. Fakat nasıl yapacak? Yargılama olmayacak ki. Dosya sessizce kapatılacak.

Tünelin ucunda ışık yok
İsrail ordusunun Nasasra’yı Huvvara’da öldürmesinden bir gün sonra, 18 yaşındaki Samah Abdül Momen ve babası, arabalarını kontrol noktasına doğru sürerlerken, askerler aracın olduğu yöne doğru ateş açtı. Samah vuruldu, ertesi gün hastanede öldü. İsrail ordusu neden içinde sivillerin bulunduğu arabaya ateş açtı? Nablus’taki Balata mülteci kampından, 16 yaşındaki Alâ Halil el Haşhaş’ın kendilerine saldırdığını iddia ediyorlar. Dediklerine göre İsrail askerlerini bıçaklamaya çalışmış. Kendisine bunun karşılığı da verilmiş. El Haşhaş gerçekten bıçakla saldırmış mıydı? Saldırdıysa da neden İsrailli askerler bölgedeki bütün arabalara ateş açıp Abdül Momen’i öldürdü? İsrail bu sorulardan hiçbirini ciddiye almayacak. Sorular rahatsız edici bulunacak.
Cuma akşamı, 18 Aralık’ta, Ramallah ve Kudüs arasındaki 10 kilometrelik yol tıklım tıklımdı. Kalandiya kontrol noktası kapanmıştı. 40 kilometre giderek, yasadışı duvar etrafında dönmeye karar verdik. Daha sonra iki genç adamın arabalarını askeri araçlara doğru sürmeye kalkıştığını öğrendik. Bunlara “taşıt saldırıları” deniyor. Arabayı, ağır silahlı kontrol noktalarına doğru sürüyorlar. Ordu 21 yaşındaki Muhammed Abdülrahman Ayyad’ı kolayca vurup öldürmüş. 30 yaşında olan diğer kişi de arabadan indirilip vurulmuş. Hiçbiri İsrail ordusuna karşı gerçek bir tehdit oluşturmuyordu.
Bu adamlar neden arabalarını kontrol noktalarına sürdüler ve neden çocuklar yerleşimcilere saldırmak için bıçak kullandılar? Peki ya neden bu saldırılar başarısız oldu ve saldırganlar öldüler? İsrail, Ekim’den beri 130’un üzerinde Filistinliyi öldürdü. Vurulanlardan çoğu çocuktu.

Aslında bu çocukların bazıları kendi sokaklarında yerleşimcilere saldırmıştı. Fakat hepsi değil. Nsasra’nın elinde bıçak yoktu, Abdül Momen’in de öyle. Fakat diğerlerinin vardı. Geri kalan birkaç kişi neden İsrail yerleşimcilerine bıçakla saldırıyor?UNICEF “Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin varlığı ve genişletilmesi uluslararası hukuk çerçevesinde yasadışı, bu çocukların korunmasına karşı birincil tehdit” diyor. Ailelerinin topraklarını ve gelirlerini kaybetmesiyle zorlanan Filistinli çocuklar küçüklüklerinden itibaren şiddete maruz kalıyorlar.

Hayatlar işgalin yaratımları tarafından hapsediliyor, diyor BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon. “Korku, aşağılanma, hayal kırıklığı ve güvensizlik… Onlarca yıl süren kanlı bir çatışmanın yaralarıyla beslendi, iyileşmesi uzun zaman alacak. Filistin gençliği özellikle tutulmayan sözlerden bıkmış durumda ve tünelin sonunda ışık görmüyorlar…” Genel Sekreter Ban, bölgedeki gerilimden “yerleşim girişimini” sorumlu tutuyor.
Gündemde hayal kırıklığı var. Ramallah yakınlarında bir kampta genç adamlarla tanışıyorum. Öfkelerini dindirecek bir şey bulamıyorlar. Her gün ailelerinin ve arkadaşlarının İşgal tarafından aşağılanmasına tanık oluyorlar. Bu onları umutsuzluğa sürüklüyor. “Bir şey yapmalı” diyor biri. Gözleri yorgun. Yaşından büyük gösteriyor. Arkadaşlarını İsrail şiddetine kurban vermiş. “Geçen yıl Kalandiya’ya yürüdük” diyor, “Barışçıl bir gösteriydi. Ateş açtılar. Arkadaşım öldü.” Sömürge şiddeti ruhunu eziyor. Etrafında küçük çocuklar İsrail Ordusu tarafından yok ediliyor.. Vücudu endişe ve korkuyla titriyor.

Çeviri: Ömür Şahin Keyif