Petrol sermayesinin uzun süredir futbolun içinde olduğu AFCON’a sponsor olan TotalEnergies ve benzeri şirketlerin Afrika'ya vaat ettikleri tek şey, daha fazla petrol kuyusu, kirlilik ve iklim değişikliği. Afrika’nın kültürel hazinelerinden futbolun kıtanın yok edilmesine araç olması hem büyük bir trajedi, hem büyük bir suç.

Futbol ve petrol sermayesi
Fotoğraf: Depo Photos

David GOLDBLATT

Afrika Milletler Kupası (AFCON), ya da tam adıyla söyleyecek olursak “TotalEnergies Afcon 2023,” cumartesi günü Fildişi Sahili’nde başladı. İngiliz basınında turnuvanın yer bulmasının başlıca sebebi, sezon ortasında Afrikalı oyuncuların altı hafta boyunca kadrolardan eksik kalacak olması. Fakat turnuvaya dair konuşulması gereken başka şeyler de var. Bir defa, AFCON 2023’ün 2024 yılında oynanması konuşmak gerek. İkincisi, turnuvaya Fransız petrol şirketi TotalEnergies’in adı verildi.

Turnuva yarım yüzyıldır ocak ve şubat aylarında oynanıyordu. Fakat Avrupalı lig ve kulüplerin takvimleriyle uyumlanmak için Afrika Futbolu Konfederasyonu, turnuvanın zamanlamasını değiştirdi ve yeni tarih olarak Haziran-Temmuz 2023 seçildi. Fakat bu aylar Batı Afrika’da yağmur sezonuna denk geldi. Üstelik iklim krizi bölgede aşırı iklim olayları görülme sıklığını artırmış bulunuyor.

Bu konuda endişeler öyle büyüdü ki organizatörler turnuvayı tekrar kış sezonuna almak zorunda kaldılar. Bu şartlar altında oynanmaya çalışılan turnuvaya TotalEnergies şirketinin isminin verilmiş olması da kaderin bir cilvesi gibi manidar.

Afrika futbolu, fosil yakıt endüstrisi ile yakın ilişkilere sahip ve bu sektöre finansal açıdan bağımlı. Chevron, Shell, BP, Petrobras ve Eni gibi şirketler Afrika’da başlıca turnuva ve kulüplere sponsor oluyorlar. Ukrayna Savaşı’ndan önce Rusya da FIFA Dünya Kupası’na ve UEFA Şampiyonlar Ligi’ne sponsor olmuştu. Almanya’daki Schalke 04 ve Sırbistan’daki Red Star Belgrad takımının sponsorları da Gazprom’du. Azerbaycanlı petrol şirketi Socar, UEFA’ya ve Atletico Madrid’e sponsor olmuştu.

Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi petrol ülkelerinin futbola harcadıkları geniş kaynaklar da gündemde bolca yer buldu. Bu ülkeler Avrupa kupalarına sponsor olmakla kalmıyor, etkinliklere ev sahibi yapıyorlar. 2022 Dünya Kupası, “Katar Enerji Dünya Kupası” yerine “FIFA Dünya Kupası” ismiyle oynandı fakat 2034 Dünya Kupası, “Suudi Aramco Dünya Kupası” ismiyle oynanırsa şaşırmamak gerek.

Petrol sermayesi uzun süredir Afrika futbolunun içinde. Turnuvaya geçmişte ev sahipliği yapan ülkelerden Angola, Ekvator Ginesi ve Gabon, fosil yakıt sektöründen elde ettikleri gelirlerle büyük stadyumlar inşa ettiler. Bu devasa yatırımlar şu an atıl kalmış, öylece çürüyorlar.

TotalEnergies 2016 yılından bu yana Afrika futbolunun içinde. İlk olarak Afrika Futbol Konfederasyonu ile sekiz yıllık sponsorluk anlaşması imzaladı. Konfederasyon yıllardır kötü yönetildiği için TotalEnergies’e finansal bağımlılığı daha da arttı.

TotalEnergies’in Afrika sicili de “karışık”. Yabancı ülkelerde doğal kaynaklar çıkaran birçok şirket gibi TotalEnergies’in adı da vergi kaçırma, siyasete müdahale, çevre kirliliği ve yerel nüfusun yerinden edilmesi gibi iddialarla anıldı. Şirketin en çok tartışılan projeleri arasında, Mozambik’teki Cabo Delgado Sıvılaştırılmış Doğalgaz tesisi ve Doğru Afrika’daki devasa petrol boru hattı Eacop var.

Cabo Delgado’nun inşası için binlerce insan yerinden edildi. Etkilenen kişilere tazminat ödemesi yapıldı fakat nüfusun geçim kaynaklarını yitirdiği, bölgede balıkçılığın ve deniz yaşamınının büyük zarar gördüğü iddiaları halen sürüyor. 2025 yılında tamamlanması planlanan Eacop boru hattı da muhtemelen on binlerce insanı yerinden edecek. Projeyi protesto eden eylemciler baskı altına alındı ve sert müdahalelerde bulunuldu. Projenin kırılgan ekosistemlere zarar vereceğinden de endişe ediliyor. Proje yüzünden açığa çıkacak ilave sera gazının, Uganda ve Tanzanya’nın yıllık karbon salımının 25 katı düzeyinde olacağı tahmin ediliyor.

İKLİM KRİZİ VE FUTBOL

Petrol şirketlerinin ilgisini bir kenara koyacak olursak, küresel futbolun iklim krizinin etkilerini doğrudan tecrübe ettiğini söylemek gerek. Afrika gibi diğer coğrafyalarda da artan sıcaklıklar, açık havada futbol oynamayı zaman zaman tehlikeli hale getiriyor. Deniz seviyesinin yükselmesi, su taşkınları ve diğer aşırı iklim olayları spora doğrudan etki ediyor. Afrika’nın kıyı kentleri bu tür tehditlere karşı oldukça savunmasız. FIFA, UEFA ve diğer başlıca futbol ajansları Birleşmiş Milletler’in “İklim Eylemi için Spor” girişimine imzacı oldular ve ürettikleri sera gazı miktarını 2030 yılına kadar yarı yarıya düşürmeyi, 2040 itibarıyla ise “karbon nötr” olmayı taahhüt ettiler.

İngiliz futbolunun “yeşil futbol” girişimine benzer kampanyalar çoğalıyor. Bu tür girişimler en iyi ihtimalle kamuoyunda “farkındalık” yaratıyor, en kötü ihtimalle ise tamamen etkisiz kalıyorlar.

Örneğin FIFA’nın Katar Dünya Kupası’nı “karbon nötr” bir etkinlik gibi tarif etmeyi bırakması gerek çünkü İsveç’te görülen bir dava, bu iddianın tamamen temelsiz olduğunu ortaya koydu. Futbol takımları ve birlikleri, petrol şirketlerinin ve ülkelerinin “imaj düzeltme” girişimlerine sahne oldukça, bu tür küresel problemlere etkili çözümler geliştirildiğini hayal etmek güç.

Neyse ki TotalEnergies, Afcon 2023’ün “karbon nötr” olduğunu falan iddia etmiyor. Fakat TotalEnergies ve benzeri şirketlerin Afrika'ya vaat ettikleri tek şey daha fazla petrol kuyusu, daha fazla kirlilik ve daha fazla iklim değişikliği. Ülkelere sağladıkları maddi gelir, bu ülkelere verilen iklim değişikliği adaptasyon desteklerini devede kulak bırakıyor.

Tüm ülkeler gibi Afrika ülkelerinin de enerjiye ihtiyacı var. Fakat Afrika Futbol Konfederasyonu gibi birçok ülke de çaresiz. Yüksek yenilenebilir enerji potansiyeline karşı yenilenebilir enerji yatırımlarının yalnızca %2’si bu bölgeye ulaşıyor. Afrika’nın kültürel hazinelerinden biri sayabileceğimiz futbol kültürünün, kıtanın yok edilmesine araç olması hem büyük bir trajedi, hem büyük bir suç.

Çeviren: Fatih KIYMAN

Kaynak: The Guardian