Gazze’deki çocukların ve hamile kadınların %90’ı ciddi gıda ve su sıkıntısıyla karşı karşıya. Sağlık uzmanları binlerce çocuğun da risk altında olduğunu bildiriyor.

Gazze’de sağlık işçilerinin hedef alınması
Fotoğraflar: AA

Daniel BERTOSSA - PSI Genel Sekreteri

Gazze'nin dört bir yanında kamu çalışanları hayal bile edilemeyecek bir yıkımın sahneleriyle karşı karşıya: 392 eğitim tesisi yıkıldı, 132 su kuyusu hizmet dışı kaldı; 24 hastane yıkıldı ve kalan 11 sağlık tesisi de sadece kısmen çalışır durumda. Yakıt ithalindeki kısıtlamalar ve hatların kesilmesi nedeniyle tüm enerji şebekesi devre dışı kaldı. Elektriğin kesilmesi, tuzdan arındırma ve su arıtma tesislerinin kapanmasına ve atık suların açık bir şekilde sokaklara akmasına neden oldu. Temiz su eksikliği nedeniyle pek çok kadın adet kanamalarını geciktirmek için hap kullanmak durumunda kalıyor.

Gazzeliler, molozların ve yıkıntıların arasında yaşamaya devam ediyor. Su işçileri, boruların ve su depolarının tahrip edilmesinin ardından susuzluğu önlemek için çırpınıyor. Doktorlar ve hemşireler kendi hayatlarından endişe ederken hayat kurtarıyor. Yardım görevlileri, birkaç kilometrekarelik bir 'güvenli bölge' içinde Barselona büyüklüğünde yerinden edilmiş bir nüfusu beslemek ve barındırmak gibi imkânsız bir görevle karşı karşıyalar.

340'tan fazla sağlık çalışanının öldürüldüğü Gazze bugün dünyada doktorluk yapmak için en tehlikeli yer. Birleşmiş Milletler'in 150'den fazla çalışanı öldürüldü bu sayı örgütün 78 yıllık tarihinde bir çatışmada ölenler için en yüksek sayı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'un da belirttiği gibi: "İnsanlar yiyecek ve su bulamıyor, sağlık çalışanları hayat kurtaran görevlerini yerine getirirken bombalanma riskiyle karşı karşıya! Nasıl bir dünyada yaşıyoruz?"

Üniversiteler, sendika merkezleri, telekomünikasyon tesisleri, kara yolları, yüksek konutlar ve hatta BM binaları gibi yerlere yapılan saldırılarda sivil kayıplar giderek artıyor. İsrailli bir istihbarat kaynağının bu tür saldırıların temel motivasyonunun "sivil topluma zarar vermek" olduğunu belirttiği bildirildi. Bir diğeri ise şöyle diyor: "Hiçbir şey tesadüfen olmaz. Gazze'de bir evde üç yaşında bir kız çocuğu öldürülüyorsa, bunun nedeni ordudan birilerinin kız çocuğunun öldürülmesinin çok da önemli olmadığına, başka bir hedefi vurmak için bunun ödenmeye değer bir bedel olduğuna karar vermiş olmasıdır."

Sivillere ve askeri olmayan altyapıya yönelik saldırıların uluslararası insan hakları hukuku kapsamında yasadışı olduğunu tekrarlamaya gerek yoktur. Tüm hükümetlerin ve aktörlerin Cenevre Sözleşmeleri kapsamında sivilleri, özellikle de çatışma bölgelerinde hayat kurtarıcı hizmetler sağlayanları koruma yükümlülüğü vardır. İnsan hakları hukukunu isteğe bağlı veya bağlama bağlı hale getirmek tehlikeli bir mesaj gönderir, kamu hizmeti çalışanlarını tehlikeye atar ve hepimizin haklarına zarar verir.

Kamu Hizmetleri Enternasyonali (PSI), 31. Dünya Kongresi'nde 7 Ekim'de Hamas tarafından gerçekleştirilen ve binden fazla kişinin ölümüne neden olan saldırılarını kınamış ve tüm rehinelerin serbest bırakılması çağrısında bulunmuştur. Ayrıca İsrail'in Hamas'ın eylemleri nedeniyle tüm Gazze halkını topluca cezalandırma yönündeki reaksiyonunun meşru olmadığını belirttik ve derhal ateşkes ve hukuksuz ablukanın sona erdirilmesi çağrısında bulunduk.

Ocak ayında Uluslararası Adalet Divanı, Gazze'de soykırımın gerçekleştiğinin makul olduğuna karar verdi ve İsrail'in harekete geçmesini emretti. Yine de üst düzey Batılı yetkililer, The Guardian'da yer alan bir habere göre, "durum vahim ve daha da kötüye gidiyor" diyerek çok az ya da hiç gelişme olmamasından yakınıyor. BM Gıda Hakkı Özel Raportörü "İsrail sivil altyapıyı, gıda sistemini, insani yardım çalışanlarını yok ediyor ve bu derece yetersiz beslenme ve açlığa izin veriyor" diyor.

Gazze'deki meslektaşlarımızın ifadeleri de bu değerlendirmeyi doğruluyor. Aralık ayında PSI, Gazze Genel Sağlık Çalışanları Sendikası Başkan Yardımcısı Ilias Al-Jalda'nın sesini, sağlık çalışanlarının bu tartışmada en üst düzeyde duyulmasını sağlamak için DSÖ'nün Acil Toplantısına taşıdı. O sırada Gazze'den ayrılamıyordu ve ailesi ve yaşlı annesiyle birlikte bombardıman altındaki bir kilisede barınıyordu. Küresel liderlere "Gazze Şeridi'nin nasıl insan haklarının rutin olarak ihlal edildiği bir sahne haline geldiğini" anlattı.

Şu anda Gazze'deki çocukların ve hamile kadınların %90'ı ciddi gıda ve su sıkıntısıyla karşı karşıya. Sağlık uzmanları çocukların susuzluk, yetersiz beslenme ve hastalık nedeniyle öldüğünü ve yüz binlerce çocuğun da risk altında olduğunu bildiriyor. Dr. Salama Abu Zaiter bize anlatıyor: "Savaştan önce bile sendikamız Refah'ta çok ihtiyaç duyulan bir hastane için çabalıyordu. Şimdi 1,5 milyon insan burada, aralarında tedavi edemediğimiz ağır yaralanma ve hastalıkları olan çok sayıda çocuk da bulunuyor."

BM'nin Gazze'deki başlıca yardım kuruluşu olan UNRWA'ya fon sağlayan 16 ülke, İsrail'in kuruluşun 30.000 çalışanı arasından 12 kişinin 7 Ekim saldırısıyla bağlantısı olduğunu iddia etmesinin ardından ödemeleri askıya aldı. Bu kişiler derhal işten çıkarıldı ve İsrail henüz iddiaları destekleyecek kanıtları BM'ye sunmamış olsa da soruşturmalar devam ediyor.

Pek çok kamu hizmeti çalışanının size anlatacağı üzere, kamu hizmetlerinde çalışan bireyler bir suç işlediğinde ya da işledikleri iddia edildiğinde, kamu hizmetlerini skandallaştırmak gerici sağın yaygın bir taktiğidir. Bu taktik, hayati öneme sahip kamu hizmetlerinin sunumunu baltalamak ve fonları kesmek isteyenler tarafından siyasi amaçlarla sürekli olarak kullanılmakta ve manipüle edilmektedir. Kendi ülkelerimizde kabul edilemez olduğu gibi Gazze'de de kabul edilemez.

Küresel Sendikalar Konseyi açıkça belirtmiştir: "Gazze halkı ve üyelerimiz UNRWA'nın sağladığı hayat kurtarıcı desteğe muhtaçtır." UNRWA Gazze'deki tüm BM yardım çalışanlarının %98,5'ini koordine etmektedir. UNRWA'nın kapatılması, Filistin, Lübnan, Ürdün ve Suriye'de desteklediği beş milyon mülteci için felaket olur ve bölgesel bir krizi körükleme riski taşır. Avustralya'da Avustralya Sendikalar Konseyi, İşçi Partisi hükümetine UNRWA'ya sağlanan fonun acilen eski haline getirilmesi çağrısında bulundu. AB hâlihazırda UNRWA'ya katkılarını yeniden başlatmıştır ve diğer ülkeler de bunu takip etmelidir.

Savaş zamanlarında, temel çalışanlar ve kamu hizmetleri genellikle yaşam ile ölüm arasında duran tek şeydir. Bu çatışma, onların yok edilmesinin yol açtığı insani felaketi gözler önüne sermektedir. Küresel işçi hareketimiz, ne Gazze'de ne de başka bir yerde sivillerin öldürülmesini, hayati önem taşıyan altyapıların bombalanmasını ya da yoldaşlarımızın hedef alınmasını geçerli savaş yöntemleri olarak asla kabul etmeyecektir.

Çeviren: BirGün Çeviri Kolektifi