Basketbol sezonunun en son turnuvası da sona erdi. Antalya’da yapılan Yıldız Erkekler Türkiye Şampiyonası beklenenin dışında sürprizlere

Basketbol sezonunun en son turnuvası da sona erdi. Antalya’da yapılan Yıldız Erkekler Türkiye Şampiyonası beklenenin dışında sürprizlere neden olmadı. Şampiyonanın erken finalisti olarak kabul edilen Efes Pilsen, son gün Karşıyaka karşısında karşılaşmanın ilk saniyesinde başlayan güç ve skor üstünlüğünü ortaya koyarak kupayı açık bir farkla müzesine götürdü.
Turnuva öncesi yazımda bir türlü karar verilemeyen şehir seçiminde zorlanan Federasyonu kınamıştım. Çünkü Antalya bu mevsimde salon sporlarının yapılmasına uygun olmayan bir iklim yaşar. Buraya gelişimizden turnuva sonuna kadar geçen süre içerisinde uzun yıllar sonra mevsim sıcaklarının oldukça altında zaman zaman rüzgârlı, zaman zaman gecenin ilerleyen saatlerinde serin bir ortam oldu. Bu da genç sporcularımızın şansıdır diye düşünüyorum. İki ayrı salonda oynanan maçlarda Atatürk Spor Salonu’nda en ufak bir sorun yaşamazken Dilek Sabancı Spor Salonu’nda “uzun zamandır kullanılmaması” nedeniyle havalandırma sorunu vardı. Sıcak ve nemli havanın oluşmasıyla kayganlaşan zemin adeta buz pistine dönerek genç oyuncuların sağlığını tehdit etti. Neyse ki hiçbir tatsız olay yaşamadan turnuvayı bitirdik. ‘Yeni oyuncular var mıydı sivrilen aralarında?’ diye sorarsanız, hep bildik oyuncularla karşılaşırsınız. Efes Pilsen’den Burak Can Yıldızlı ve Tayfun Erülkü, Bursa Tofaş’tan Kenan Sipahi, Türk Telekom’un 95 doğumlu oyun kurucusu Hakan Çetin, Fenerbahçe’den Prezlic’e benzettiğim Metecan Birsen, Karşıyaka’da Nihat Pala’nın oğlu Ege Mala, Altay’ın çember altı savunma ve ribaundunu domine eden Mehmet Sanlı. Yanı sıra; Darüşşafaka takımının oyun kurucusu Barış Çağan Özkan, 2.02’lik skorer forveti Metin Türen, bana göre büyük sıçrama gösteren Can Özuysal ile birlikte bir kez daha isminin altını kalın bir çizgiyle çizerek ayrı tuttuğum Efes Pilsen’de 2 numara pozisyonunda oynayan Tayfun Erülkü.
Yıllardır sayısını unuttukları genç ve yıldızlar şampiyonluğu yaşayan Efes Pilsen bu yetiştirdiği oyunculara ne zaman ve nerede şans verecek? Sohbet arasında anladım ki onlarda bunun nasıl olacağını bilemiyorlar! E onlar bilmezse biz nasıl  bilelim? Son 10 seneye baktığımızda “ki bu periyot oyuncu yenilemesini yapan bir süreçtir” ne yazık ki benim hatırladığım en son gladyatör Ender Aslan’dır.
Böyle turnuvalarda 16 takımın yöneticisi, antrenörleri, çocukların anneleri, babaları, sevgilileri hep bir arada olurlar. Devre ve maç aralarında salonun hemen yanındaki sempatik olduğu kadar çok ekonomik olan çay bahçesinde ağaç ve şemsiye gölgesinin altında yorumlar yapılır. Kimileri hakemleri tenkit eder, kimileri oyuncuların performansından yakınır. Kimileri de çok şanssız bir turnuva yaşıyoruz, nedir bu başımıza gelen diye hayıflanır. Bütün bu sohbetler bu genç oyuncuların başarısı içindir. Ben bir spor adamı olarak hiçbir takım ayırt etmiyorum. Dolayısıyla hiçbir oyuncuyu da... Çünkü onların hepsi bizim evlatlarımız. Bizim tek isteğimiz onların sağlam karakterli, fair play ruhunu her zaman ön planda tutan, becerileri yüksek, kazanma hırsıyla mücadele etmelerini sağlamaktır. Sporun temelinde de bu yatmaz mı? Turnuvaya katılan bütün takımları canı gönülden kutluyorum. Ön plana çıkan bu oyuncuların da kısa zamanda Türk basketboluna katkı vermelerini diliyorum. Şampiyon Efes Pilsen’i de bir kez daha kutlarım.