Giyotinden Anayasa’ya Fransa’da kürtaj özgürlüğü
Kürtajın anayasal güvence altına alınmasında payı olan iki önemli kadın var. 343 manifestosuna imza atan Gisèle Halimi ile eski sağlık bakanı Veil.
Pınar KILAVUZ - Sosyolog / Sorbonne Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Fransa, kürtaj özgürlüğünü anayasal güvence altına alan ilk ülke olarak tarihe geçti. Dünya Kadın Hakları gününden 4 gün önce kabul edilen yasayla, Fransız Anayasa’sının 34. Maddesine “kadınlara hamileliğin gönüllü olarak sonlandırılmasından yararlanma özgürlüğü güvence altına alınmıştır” ifadesi yazıldı.
Hükümet’in 18 aydır üzerine çalıştığı anayasa değişikliği , Meclis ve Senato’daki oylamandadan geçti. Anayasal değişiklik için gereken 512 oyu fazlasıyla aşan bir destkle, 72 hayır oyuna karşın 780 evet oyuyla “kürtaj özgürlüğünün Anayasa’ya yazılması” kabul edildi.
Her 9 dakikda bir, bir kadının gizli kürtaj nedeniyle hayatını kaybettiği bir dünyada bu kararın anlamı çok büyük. Dünya sağlık örgütüne göre her yıl 39.000 ila 47.000 kadın tıbbi olmayan kürtaj nedeniyle oluyor. Bu kadınlar kim? Üniversite hayatının tam ortasında olan ya da tecavüze uğramış, ya da tekrar doğurmak istemeyen ve sadece çocuk sahibi olmak istemeyen kadınlar. Nedenleri ve yöntemleri farklılık gösterse de, hepsinin ölüm nedeni kurtajı bir hak olarak tanımayan ülkelerde yaşamaları.
Kadınlar için tarihi olan bu kararın mimarları yine kadınlar. Feminist militanlar, avukatlar, insan hakları savunucuları, doktorlar, milletvekilleri..
FRANSA’DA KÜRTAJ HAKKI MÜCADELESİNİN TARİHÇESİ
Kurtajın yasaklanması ve cezaya tabi tutulması orta çağa dayanıyor. Kilisenin gücünü gösterdiği toplumda kürtaj yapmanın, kürtaj yapana yardımcı olmanın cezası idam. İdam cezası 27 mart 1923 yasası ile yerini hapis cezasına bırakıyor. 1920’de çıkan bir yasayla kürtaja yönelik baskılar birinci dünya savaşı sonrası oluşan demografik boşluğu doldurmak ve doğurganlığı arttırmak nedeniyle artıyor.
İkinci dünya savaşının ortasında, 1942’de Vichy Fransasında hükümetin resmi sloganı « Travail, Famille, Patrie » İş, Aile, Vatan olarak belirleniyor. Bu süreçte kürtaj, devlet güvenliğine karşı suç sayılıyor ve kürtaj yapılmasına yardımcı olanlar özel mahkemelerde yargılandıktan sonra ölüm cezası alıyorlar. Vichy yönetiminde, (1943 senesinde) kürtaj yaptığı gerekçesiyle sadece iki kişi giyotin ile idam ediliyor. 27 kişiye kürtaj yapan Marie-Louise Giraud ve üç kişiye kürtaj yapan Désiré Pioge.
1970’li yılların başına gelindiğinde Feminist hareketler doğum kontrol yöntemlerine erişimin yetersiz olması, kürtaj hakkının kişinin bedeni hakkında söz sahibi olması ile ilişkili olması ve kaçak yollarla yapılan kürtajların yarattığı sağlık sorunlarını öne sürerek kurtajın yasallaşması için mücadele ediyorlar.
Aynı sene, milletvekili Claude Peyret, tecavüz sonucu hamile kalan kadınlar için kurtajın yasallaşması konusunda bir yasa tasarısı sunuyor ancak bu konuda oylama hiç bir zaman yapılmıyor.
1971 senesinde “Le nouvel observateur” de yayınlanan 343 manifestosu bu alanda medyatik yankısı büyük olan ilk baş kaldırı oluyor. « Kürtaj yaptırdım » manifestosunu imzalayan 343 kadın kurtajın yasallaştırılması için çağrıda bulunuyor. Simone de Beauvoir tarafından yazılan manifesto : « Fransa'da her yıl bir milyon kadın kürtaj yaptırıyor. Tıbbi gözetim altında gerçekleştirilen bu operasyon çok basit olmasına rağmen, mahkûm oldukları gizlilik nedeniyle tehlikeli koşullarda bunu yapıyorlar. Milyonlarca kadını susturuyoruz. Onlardan biri olduğumu beyan ederim. Kürtaj yaptırdığımı beyan ederim.Doğum kontrol yöntemlerine ücretsiz erişim talep ettiğimiz gibi, ücretsiz kürtaj da talep ediyoruz. » talebiyle başlıyor. Aralarında Gisèle Halimi, Simone de Beauvoir, Catherine Deneuve ve Marguerite Duras’ın öldüğü bu kadınların imzaladığı manifesto, sivil itaatsızlığın önemli örneklerinden biri olarak tarihe geçiyor.
TARİH YAZAN KADINLAR : GISÈLE HALIMI VE SIMONE VEIL
Bugün Fransa’da kürtaj yasallaştıysa ve anayasaya bir özgürlük olarak girdiyse arkasında iki önemli kadın yer var. 343 manifestosuna imza atan Gisèle Halimi. Feminist militan ve avukat Halimi, 16 yasında tecavüz sonucu hamile kalan ve kürtaj yaptırmaktan yargılanan Marie-Claire Chevalier’i ve annesi de dahil olmak üzere suç ortaklığı yapmakla suçlanan dört kadını savundu. Tarihe « Bobigny davası » olarak geçen bu olay siyasi bir davaya dönüştü. Marie-Claire Chevalier 1972’de beraat etti, dört yetişkinden ikisi beraat etti, anneye 500 frank ertelenmiş para cezası ve kürtaj yapan kadına da ertelenmiş hapis cezası verildi. Davanın bu şekilde sonuçlanması yasal bir zafer oldu.
1974’te Jacques Chirac hükümetinin sağlık bakanı Simone Veil, kurtajın yasallaştırılmasına ilişkin yasa tasarısını milletvekillerine sundu. Konuşmasına « Sizinle kadınların bir kanaatini paylaşmak istiyorum. Neredeyse tamamı erkeklerden oluşan bir Meclis önünde bunu yaptığım için özür dilerim: hiçbir kadın isteyerek kürtaja başvurmaz” diye başlayan Veil’in sunduğu yasa tasarısı hamileliğin 10 haftası içinde kürtaj yapılmasını ve kürtaj yapmayı reddetme hakkını doktora veya hastaneye bırakıyordu. Veil yasası 1975’te yürürlüğe girdi ve kürtaj yasallaştı.
HAKLARIN GENİŞLETİLMESİ
1993’de kürtaja erişimi engellemek suç haline geldi. François Mitterrand başkanlığındaki Kadın Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Véronique Neiertz, "gönüllü kürtaja engel olmayı" iki aydan iki yıla kadar hapis ve 2.000 ila 30.000 frank para cezasıyla cezalandıran bir yasayı kabul etti. Bu yasa aynı zamanda kürtaj karşıtı aktivistlerin kürtaj uygulayan kuruluşların işleyişini engellemek için gerçekleştirdiği bir dizi eylem olan “kürtaj karşıtı komandoların” çoğalmasına karşı mücadeleyi mümkün kıldı.2014 yılında suç, kürtajla ilgili bilgilerin engellenmesine kadar genişletildi. 2017'den bu yana kürtaj uygulamasını caydıran web siteleri de cezalandırılıyor.
2013 yılı Sosyal Güvenlik finansmanı yasasına ilişkin oylamada milletvekilleri kurtajın %100 oranında Sağlık Sigortası tarafından karşılanması yönünde oy kullandı. Reşit olmayan kızlar için kurtajın tamamı zaten geri ödeniyordu, ancak yetişkin kadınların prosedürle ilgili masrafların %20 ila %30'unu karşılaması gerekiyordu. Aynı Sosyal Güvenlik bütçesinde, 15 ila 18 yaş arasındaki kız çocuklarına doğum kontrolünün %100 geri ödenmesine izin veren bir değişiklik Kabul edildi.22 şubat 2022’de kabul edilen bir yasaya göre fransa’da hamileliğin 14. haftasına kadar kürtaj yapılıyor.
KÜRTAJ ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ANAYASAL GÜVENCE ALTINA ALINMASI
Bu konudaki ilk girişim 2018 senesinde Boyun Eğmeyen Fransa milletvekilleri tarafından yapılmıştı. Bir sene sonra, Sosyalist parti milletvekili Luc Carvounas bunu önermişti.
2022’de Amerika’da çıkan kurtaj hakkı yasakları ve yasaları Fransa’da bu konunun yeniden gündeme getirilmesine öncü oldu. Aynı sene Renaissance grubu başkanı Aurore Bergé, (Bergé, 2022 senesinde yaptığı bir meclis konuşmasında annesinin yasadışı kürtaj yaptıran kadınlardan biri olduğunu anlatmıştı) istediğin ardından Boyun Eğmeyen Fransa-NÜPES grubu başkanı Mathilde Panot ve Senatör Mélanie Vogel de bu teklifi sundular, fakat teklifler senato tarafından reddedildi.
Bundan tam bir sene önce Cumhurbaşkanı Macron kürtaj hakkının anayasaya dahil edilmesinin yakın olduğunu söyledi. Proje 2023 aralık ayında bakanlar kuruluna sunulmasının ardından, ocak 2024 de mecliste incelenmeye başlandı.Tasarı, once 30 Ocak 2024'te Meclis'te ilk okumada 493 lehte ve 30 aleyhte oyla kabul edildi daha sonra 28 Şubat'ta Senato'da halka açık oturumda incelendi ve 267 lehte, 50 aleyhte oyla kabul edildi
4 Mart 2024'te Kongre'deki Parlamento toplantısında, gereken 512 oyu fazlasıyla aşarak, 780 lehte ve 72 aleyhte oyla metni kabul etti.
MÜCADELE DEVAM EDİYOR
Sosyalist parti milletvekili Laurence Rossignol’un dediği gibi « Tüm kadınlar için, bizim kadar şanslı olmayan ve kürtaja erişimi olmayan yüz milyonlarca kadın için, Trump’a, Bolşorano’ya, Orban’a, Putin’e, Milei’ye, Meloni’ye, mollalara ve teokratik diktatörlere direnenler için mücadeleye devam edeceğiz”.
Fakat bu mücadele yanlızca kurtajın yasak olduğu ülkelerdeki kadınlar için değil, Fransa’da başka boyutlarda da verilmeye devam edecek. Her ne kadar Fransa’da kürtaj yasal olsa da, ve kürtaj özgürlüğü anayasal güvence altına alınmış olsa da gündelik hayat pratiklerinde kürtaj yapanların ve yaptıran kadınların problemleri devam ediyor. Bazı kadınlar için kürtaj yolculuğu hala engellerle dolu bir parkur. Eve yakın bir doktor ve ebe bulmak, izin verilen süre içinde kürtaj olmak için randevu alabilmek gibi Teknik zorlukların yanında sağlık çalışanları tarafından kötü davranışa maruz kalmak, kürtaj olduğunu saklamak gibi sosyal baskıların neden olduğu zorluklar da var.
Ülke genelinde giderek daha az sayıda kürtaj merkezi bulunduğundan ve son yıllarda pek çok doğumhane kapatıldığından, giderek daha fazla kadın kürtaj yaptırmak için uzun araba yolculukları yapmak zorunda kalıyor. bugün yaklaşık dört kadından biri kürtaja yaptirabilmek için bölge değiştirmek zorunda kalıyor, çünkü randevu, merkez, ya da gerekli sure icinde kurtaj yapacak doktor/ebe yok.
Adı bilinen, bilinmeyen, feminist mücadeleye bir yerinden destek veren her kadına teşekkür ederim.