Bugünlerde Fransa’da herkes aynı şeyi konuşuyor; ülke, 1789 ihtilallerinin simgelerinden olan “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” prensiplerinden

Bugünlerde Fransa’da herkes aynı şeyi konuşuyor; ülke, 1789 ihtilallerinin simgelerinden olan “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” prensiplerinden gitgide uzaklaşıyor. Günden güne popülaritesini yitiren Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, güvenlik alanında vermeye çalıştığı güçlü adam imajıyla yeniden popülaritesini artırmak ve başarısız olduğu konuları unutturmak istiyor gibi... Biraz hatırlatacak olursak, Sarkozy, 30 Temmuz günü Fransa’nın Grenoble şehrinde, şiddet üzerine yaptığı konuşmasında, “Bilinçli bir şekilde bir polisin hayatına kast eden yabancı kökenli vatandaşlardan Fransız vatandaşlığı alınmalıdır” demişti. Ve eklemişti: “Vatandaşlık hak edilen bir şeydir ve buna değer olmanız gerekir.” Bu konuşmasının ardından eleştiri yağmuruna tutulan Sarkozy’nin önerisi, Fransız Anayasası’nın “bütün yurttaşların hiçbir ayrım gözetmeksizin kanunlar önünde eşit olduğunu” bildiren maddesiyle çelişiyor.
Bunun dışında ülkede kaçak yaşayan Romanya kökenli Çingenelerin sınır dışı edileceği duyurulmuştu. Fransa’nın çeşitli şehirlerinde fakirliği gözler önüne seren, çöplerin arasında hayatlarını sürdüren Romanların yaşadığı yerler boşaltıldı... Romanlar kendi ülkelerine gönderildi. Romanya’nın Avrupa Birliği’ne üye olmasının ardından, bu ülkede yaşayan birçok vatandaş geçimlerini sağlamak için Fransa’ya gelmişti. Para kazanmak için Paris metrolarında müzik yaptılar. Bunun dışında dilenenleri ve hırsızlık yapanları da oldu. Hükümet bu yankesicilikten daha çok, onların kartondan yapma evlerinin, çadırlarının, Paris’in imajını bozduğuna, şehre gelen turistlerin sefalet içinde, plastik poşetlerle örtülü çadırlarda yaşayan Romanlar’dan bahsetmelerine iyice kızmış olacak ki onlarca Roman kampı polisler tarafından boşaltıldı. Bu, erkekleri bir tarafa kadın ve çocukları bir tarafa ayıracak şekilde, anneleri çocuklarından ayırmakla tehdit edilerek yapıldı. Paris’in doğusunda bulunan bir Roman kampında isyan çıkması üzerine UMP üyesi olan hukukçu Jean-Pierre Grand, olayı İkinci Dünya Savaşı dönemindeki toplama kamplarına benzetti. Bu arada kamuoyu yoklamasının sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde yetmişdokuzu kampların kapatılmasına olumlu yaklaştıklarını belirtti. Bütün bunlar olurken, bir yandan insan hakları organizasyonları bir yandan muhalefet partiler hükümeti eleştiriyor. Bu hareketleri yabancı düşmanlığı olarak gördüklerini söylüyorlar. Geçen seneyi aylar boyunca bitmek bilmeyen “ulusal kimlik” tartışmalarıyla geçiren Fransa’nın daha o zamanlar hedef aldıkları göçmenler değil miydi zaten?
Nicolas Sarkozy’nin ırkçı söylemleri tepki toplamaya devam ediyor... 2012 seçimleri için yeterli oyu toplayabilecek mi bilmiyoruz, ama şimdilik iyi ya da kötü bir şekilde istediği popülaritesine geri kavuştuğu kesin.