Göğe bakmayı ihmal etmeyenlere
Vladimir Tumanov

Çiğdem YALMAN KOPAN

“Salon kapısından koltuğa kadar olan yol çukurlarla dolu, oradan zıplayarak geç, koltuğa çık, oradan koşarak halıya atla. Parkur bu, hadi bakalım, başla!”

Hareket berekettir, demişler. Biz de soğuk kış günlerinin battaniye altında uyuklatan rehavetini evde kendi küçük maceralarımızla atıyoruz. Salon parkuru için fazla büyüğüm, diyorsanız ruhunuza hareket katacak bir maceradan bahsedeyim size: Günışığı Kitaplığı’ndan Gizemli Haritalar serisinin son kitabı: Volkandan Kaçmak. Vladimir Tumanov kitaplarına aşina değilseniz şu soruyla başlayayım anlatmaya: bilmeceleri sever misiniz? Sadece bilmeceler de değil; kıyıya vuran sallar, ağaçtan düşen meyveler, yok olduğu zannedilen türler gibi beklenmedik sürprizler çıkabilir karşınıza. Ve elbette ters giden işler, çaresizliğe düştüğümüz anlar, çözülemeyecek gibi görünen sorunlar da var. Ama siz kahramanlarımıza güvenin, bu ilk maceraları değil; her zamanki gibi umudu koruyup devam edecekler yola.

Volkandan Kaçmak
Vladimir Tumanov
Çeviren: Mine Kazmaoğlu
Günışığı Kitaplığı, 2023

Issız bir adada, çözümsüz sorunlar, kaygılar ve araç yoksunluğu ile kalakaldınız diyelim. Nedir yapmanız gereken? Etrafınıza bakının. Doğadan gelen işaretler, karşınıza çıkan fırsatlar neler? Hele tanıdık bir dosttan gelen bir mesaj da varsa, işte bu beni mutlu eder!

Olan biteni bir an önce çözmek, bir sonraki adıma geçmek için hızla taradım satırları. Dört çocuk ne yapabilir ki doğa karşısında? Sonra durup güldüm kendime, o kadar çok şey mümkün olabilir ki insana fırsat verildiğinde… Ama tam olarak neler olduğunu, nasıl olduğunu merak ediyorsanız buyurun sayfaları çevirmeye.

Volkandan Kaçmak, bir yönüyle fizik kurallarını kurgu hikâyelere yedirerek anlatan bir lise öğretmeni gibi. Kaç yaşında olursanız olun o bilgi deryasına çekiveriyor sizi. İnsanda bir ansiklopedi açmak, türlü çeşit konularda belgeseller izlemek isteği yaratıyor. Anlayacağınız, kitap bittikten sonra da ruhumuzu beslemeye devam ediyor. Eh, bu da bir Tumanov becerisi.

Bu hikâyedeki dayanışma ruhuna, bilginin aktarılışına, eğlenceli ve endişe verici tüm o anlara kapılıp sayfaların su gibi akıp gidişine hayran kaldım. Ayrıca son kitap olma özelliğinin verdiği yetkiyle önceki üç kitaba göz kırpılan satırları apayrı bir keyifle okudum, hatta itiraf edeyim, feci gaza geldim; bizim de problemlerimiz var, hadi bize de birkaç gizemli bilmece verin!

Pek sevgili Tumanov okurları, kendinizi bu harika ekiple son bir macera için hazırlayın. Bu hikâye, yeryüzünün en acımasız hallerinde bile göğe bakmayı ihmal etmeyenlere, azimle bir çıkış yolu arayanlara ve bilginin gücüne inananlara. Tabii bir de sıkı dostlara. İyi okumalar herkese.

Ne demiş şair; “Püskürebilir üstümüze yanardağ, yeter ki kalsın aklımız yukarda.”

Yaşasın çocuk kitapları.