Gölgede bir bilge
Mehmet ÖZÇATALOĞLU
Deneme, edebiyatımızın üvey çocuğudur. Bir öykü kadar, bir roman kadar, bir şiir kadar değer görmez. Oysaki ne büyük zenginlik, ne denli derinlik vardır o yazılan metinlerde. Sözlükte; bir insanın herhangi bir konuda duygu, düşünce ve görüşlerini paylaşmak amacıyla kesin hükümlere varmadan samimi bir üslupla yazdığı yazılardır, diye tanımlanıyor deneme. Sadece bu kadar da değil. Bunu yaparken okuduklarından, izlediklerinden, görüştüklerinden de örnekler verebiliyor yazar. Tıpkı Avram Ventura’nın yaptığı gibi.
Ventura, yeni kitabı 'Bilgelik Ağacının Gölgesinde' ile selamladı okurlarını. Delidolu Yayınları tarafından yayımlanan kitabının kapağında “Hayatın gerçeğini kavramış, insanlığa her alanda katkısı olmuş tüm düşün, sanat, bilim ve inanç önderlerini düşünüyorum. Kökleri bin yıllara uzanan bu insanlar, bilgelik ağacının dallarını oluşturuyorlar. Ben o ağacın bir dalı olamasam da hiç değilse gölgesine sığınmaya çalışıyorum” demiş yazar. Bu üç tümcelik paragraf yazarın alçakgönüllü kişiliğinin simgesidir bir bakıma. Çünkü kitabı okuyunca gerçek bir bilge ile karşı karşıya olduğunuzu görebiliyorsunuz/hissedebiliyorsunuz.
Avram Ventura’nın daha başka kitaplarını da okumuştum. 'Kırık Ayna', 'İçimde Bir Başka Ben', 'Küldeki Kıvılcım' onlardan bazıları. Bu kitaplarda da derinlikli bir anlatım görülebiliyordu. Fakat anlatım çağdaş bir dengbej havasındaydı. 'Bilgelik Ağacının Gölgesinde’de bu anlatımın biraz daha yumuşadığını, daha da çağdaş bir çizgiye geldiğini gördüm. Sanki bir topluluğa anlatılıyor gibi değil de baş başa sohbet ediliyormuş gibi. Bunun da yazarın çizgisini daha üst seviyeye çıkardığını düşünüyorum. Nedeni nedir diye sorgularsak, arka kapakta ipuçları yer alıyor aslında. “Yaşamı farklı açılardan sorguladığı denemeleriyle Avram Ventura; okurlarını edebiyat, sanat ve felsefenin derin sularında birlikte kulaç atmaya çağırıyor. Sebatkâr bir okurun yıllar içindeki birikiminden damıtılmış bu içtenlikli yazılarda Ventura, başta Montaigne olmak üzere insanlığın yolunu aydınlatan pek çok sanatçı, bilim insanı ve düşünüre mütevazı bir dost selamı gönderiyor.”
Ventura, denemelerinde, insanı ve insanlığı ilgilendiren her konuyu ele almış neredeyse. Birkaç başlığa bakarak da görebiliyorum. 'Sende Yaşayan Bir Ben' 'Yaşamak İçin Okumak', 'Lazarus Çağı', 'Işığı Ararken', 'Üreten İnsanın Değeri', 'Nasıl Olur Da Ölürüm!', 'Dost Sıcaklığı' vs.
Denemelerinde yaptığı alıntılarla ne kadar da nitelikli bir okur olduğunu da gösteriyor okuruna. Bununla birlikte ne kadar geniş bir yelpazede okuduğunu da… Bu da demek oluyor ki Ventura’yı okurken yeni yazarlarla tanışabiliyor, yeni kitaplarla buluşabiliyor, yeni kapılar aralayabiliyor okur. Çıkış noktasının sadece bu kitap olduğunu düşünürsek bile buradan açıla açıla yüzlerce kitaba yol alabilir, derinlikli okumalar yapabilir okur.
Edebiyatımızdaki denemecileri saymaya başlayan birinin aklına gelmeyecek bir isim olabilir Avram Ventura. Ama şu bir gerçek ki mutlaka adı sayılmalıdır. Bugüne dek adını duymayanlara, bilmeyenlere bir çağrı olsun buradan…