Türkiye'nin mizahçılar

Türkiye'nin mizahçılar için bir "cennet" olduğu söylenir. Kesinlikle doğrudur. Belki de bu nedenle pek çok mizah yazarı, çizeri yetişiyor. Ülkemizin en çok okunan yazarlarının Aziz Nesin, Rıfat İlgaz gibi mizah yazarları olduğu bir gerçek.

12 Eylülün o kapkaranlık günlerinde, bir kez tanışıp elini sıkmak şerefine nail olduğum, merhum Oğuz Aral'ın çıkardığı "Gırgır" dergisi, içimize ferahlık veren bir liman olmamış mıydı? Ve haftada 500 bini geçen tirajı ile, dünyanın, "Mad" ve "Krokodil" dergilerinden sonra en çok satan üçüncü mizah dergisi olma onuruna erişmemiş miydi?

Bazı hayal ürünü çizgilerin ünü, yaratıcısından daha fazla bilinir. Örneğin "KaraoğlarTı herkes bilir de yaratıcısı Suat Yalaz' ancak derinden ilgilenenlerce bilinir. "Miki Maus", yaratıcısı "Walt Disney"den daha ünlüdür. Bak şimdi aklıma "Red Kit" geldi de çizerini bir türlü hatırlayamadım.

Sanırım Gırgır dergisinde, Oğuz Aral'ın keşfettiklerinden biri olan, sonra başka dergilerde de çalışan İrfan Sayar'ın ünü de, yarattığı "Porof. Zihni Sinir" den geride kalıyor. Ünlü Porof. Zihni Sinir, yarattığı akıllara seza "pro-celerle", insan aklını sınırlarının ötesine itekliyor. En olmadık şeyler, Porof:Zihni Sinir'in dehasından süzülerek, olabilir "procelere" dönüşüyor. Hayran kalıyorsunuz.

Proje, tasarlanmış bir şey, "tasarım" demek. Bir ciddiyeti var. Olmalı da. "Benim şu konuda bir projem var" dediniz mi, durup dinlenilmeye değer olmalı. Eni konu düşünülmüş, tasarlanmış; çıkış noktası, sonucu, bu sonuca giden yolları belirlenmiş bir "şey" olmalı. Aksi halde, geçenlerde bir emekli generalimizin açık vermeden açıkladığı "Berke Dö-nengeci"(?) gibi bir şey olur.

Porof.Zihni Sinir'inkiler "Proje" değildir. "Proce"dir. Bu nedenle de insana hayranlık verir. Kahkaha attırmaz ama kıkırdatır. Sevimliliğine ve içtenliğine hayran olursunuz.

İşte ben, tam da bu nedenlerle, geçenlerde önce Almanya'da, sonra partisinin grup toplantısında Deniz Bey'in açıkladığı "toplumsal barış procesine" hayran oldum. Kıkırdamayı bıraktım, ufaktan birkaç kahkaha bile atmışım. Evdekiler öyle diyorlar.

Deniz Bey, "kışlayı, camiyi, okulu, kahveyi barıştıracağız" diyor. "Jandarma ile polis kavgalı olmamalı" diyor ve bağırarak ekliyor: "İşte CHP'nin büyük toplumsal barış projesi budur".

Birden üstad İrfan Sayar'a acıdım. Kırk yıllık emekleri ziyan oldu. Büyük "proceci" Porof. Zihni Sinir, belleklerden silindi gitti. Yerini alacaklar arkadan dev adımlarla geliyorlar.

SHP'ye de yazık oldu. Yıllardır üzerinde çalıştığı, yayına hazırladığı "Toplumsal Barışa Çağrı" projesi, bu güzel "proce" yanında güme gitti.

Kim böyle bir "proceye" hayran olmaz.

Ben olmuşum çok mu?