“Hacıyatmaz demek ister ki, bu memlekette devir değişiyor, partiler gelip geçiyor, politikacılar ya tekrar ayağa kalkmak, yahut bir daha kalkmamak üzere yuvarlanıyor. Bu hengamede yalnız bir tek o var ki, o daima ayakta kalıyor:  O, kapitalizmin soytarısı.. O, binbir surat. Kimi, liberal, kimi muhafazakar, kimi faşist, kimi hırsız, kimi katil, kimi dalkavuk.. Binanın temelindeki çamur o, ağacın gövdesindeki kurt, o, hastanın kanındaki mikrop.... Eğer onu ortadan kaldırmanın çaresini bulamazsak daha çok çekeceklerimiz var."

1942-1970 yılları arasında yirmi bir tiyatro eseri yazmış olan Cevat Fehmi Başkut Hacıyatmaz adlı oyununda; “Bu memlekette asırlardır manzara hep aynı.. Suistimal, huzursuzluk, akla gelen, gelmeyen hırsızlıklar, bin türlü rezalet. Vay bunu yapan politikacıların haline... Hepsini alaşağı... Gelsin seçim, gelsin yeniler... Oooohh artık kurtulduk. Yeni ümitler, yeni vaadler, neş'e, sevinç... Millet bayram yapıyor.

Yeni gelenler de sapına kadar namuslu adamlar haa (!)...Hepsinde vatan sevgisi, kanun saygısı, hizmet arzusu gırla. Eski günler artık unutulacak, bu milletin çektiği ıstıraplar dindirilecek. Memleketin iliklerine işlemiş yaralar kapanacak. Fakat ne mümkün, çünkü sen hayatta ve ayaktasın” derken sanki bu günü anlatır gibi... Her seçim dönemi yeni umutlarla gider insanlar sandık başına. Ama gelin görün ki sandıktan hep Hacıyatmaz çıkar.

Hacıyatmaz, milyonları iç eder, halkın seçtiği o Meclis onları aklar. Hacıyatmaz, yüzlerce madencinin kanına girer, ülkeyi saatlerce karanlığa gömer ama hep pişkince ayaktadır.

Hacıyatmaz neden yatmaz?
Derler ki dibindeki ağırlıktandır. Ne menem bir ağırlıkmış bu ki; tüm pislikler orada toplanır, toplandıkça daha da ağırlaşır ve pislik tabanlı Hacıyatmazlar bir türlü devrilmezler.

Başkut’un oyununda Hacıyatmaz Şeker Rıza’dır. Rıza’nın düzenbazlıkları karşısında halk adamı İsmail; “Bu memlekette bazı insanlar hırsız çeteleri kurarak en ufak zahmete katlanmadan yüz binler, milyonlar kazanırken, bazıları geceyi gündüze katıp iğneyle kuyu kazdıkları halde yine sürünürlerse, o memlekette mutlaka bir şeyler olur" der.

Olur mu gerçekten?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Milli Güvenlik Kurulu’nda alınan tavsiye kararı doğrultusunda, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği koordinasyonunda yürütülen 2015 yılı Milli Güvenlik siyaset Belgesi (MGSB) yenileme çalışmalarında önümüzdeki 5 yılın ulusal riskleri belirlendi:

Ayaklanmaya Karşı Koyma: Kamu güvenliğini, halkın can ve mal güvenliğini zedelemeye yönelik; sivil itaatsizlik ve halk ayaklanmaları çıkarmaya yönelik girişimler, eylemler, kışkırtıcı faaliyetler.

Sosyal Medya Tehdidi: Sosyal medyadan halkı kışkırtmaya, manipüle etmeye, etkilemeye ve algı oluşturmaya yönelik tehditler.

Bilgi-Teknoloji Güvenliği: Devlet kurumlarına ait stratejik bilgi ve belgeleri teknoloji yoluyla ele geçirmeye, manipüle etmeye yönelik girişimler, sanal terör eylemleri..

İşte ilk üç ana başlık bunlar. Görüleceği üzere Hacıyatmazlar bu memlekette bir şeyler olacağından korkuyor. Sandığın içinden değil ötesinden korkuyorlar.

Ancak, korkunun ecele faydası yok. Önümüz Haziran Hacı...