Gezi’de ortaya çıkan “toplumsal birlikteliğin en geniş, en özgürlükçü, en eşitlikçi biçimde kurulması” fikri solun bütünü için yol göstericidir

Halka sağı anlatmak…

ALİ HAYDAR FIRAT - İletişim Bilimci

Türkiye’de solun, sağın/milliyetçilerin/muhafazakarların bu ülkede yarattığı tahribatın bütün detaylarını anlatması, solun yeni bir çıkış yakalaması, uzun vadede iktidar olması ve toplumsal formasyonu değiştirmesi noktasında çok ciddi bir imkan yaratacaktır. Elbette tek başına eleştirinin büyük bir dönüşüm yaratması beklenemez. Bununla birlikte bir gelecek tasarımının sunulması da elzemdir. Ancak bu ülkede solun, sağın bütün versiyonlarının iktidar olmasına rağmen ciddi ve uzun dönemli bir toplumsal, siyasal iktidar imkanı üretememesinin nedeni topluma sağı gerçek boyutlarıyla anlatamamasından kaynaklanmaktadır. Solun sağa dönük gündelik eleştirisi politik mülahazaların konusu olarak görülmekte ve çok geniş bir çerçevede alımlanmamaktadır. Oysa 60 yılı aşkın sağ iktidarının eleştirisinin boyutları çok yönlü ve kapsayıcı olmalıdır. Sağın, sola dönük tamamen önyargılardan ürettiği, geniş bir toplumsal alanda egemen kıldığı karşı eleştirelliğin hala mahkum edilmemesi bir iletişim beceriksizliğidir. Reel sosyalizmin yürürlükte olmadığı bir dönemde hala o döneme ilişkin önyargıların sürdürülebilir kılınması ise sağın başarısıdır. Bu noktadan hareketle nelerin envanterinin çıkarılıp, nelerin eleştiri konusu yapılacağının bir strateji ekseninde belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.

Solun Cumhuriyet’in ürettiği kazanım ve değerlere mesafe koyması ve bunları sahiplenmemesi üzerinde siyaset yapacağı düzlemi sınırlamış ve kısıtlamıştır. Sol kabul etse de etmese de sağın bütün versiyonları Cumhuriyetin olumlu olumsuz bütün özelliklerini, olay ve durumlarını sola yazmaktadır. Türkiye solunun sadece Cumhuriyet döneminde kurulan fabrikaların sağın, milliyetçilerin, muhafazakarların nasıl yandaşlarına peşkeş çektiğini anlatması ve buradan hareketle özelleştirme karşıtlığını temellendirmesi çok daha anlaşılabilir, karşılık görüp ciddi bir karşı koymanın zeminini yaratabilirdi. Yaşamın bütün alanlarında Cumhuriyetin yarattığı değişim, dönüşüm ve devrimlerin daha ileriye taşınması, içeriklendirilmesi, derinleştirilmesi solun tarihsel sorumluğudur. Eğitimden ekonomiye, yurttaşlık hukukundan adalete, sağlıktan ekolojik sisteme kadar her alanda ne üretilmişse onu ileriye taşımak; üretilmeyeni, eksik kalan her şeyi üretmek ve bunun nasıl yapılacağını anlatmak, yani programatik bir içerikle hareket etmek büyük önem taşımaktadır.

Her versiyonu iktidar olmuş sağın artık kendisini tekrarlamaktan başka bir hareket tarzı kalmamıştır. Dünya solu giderek çok yoğun bir biçimde neo-liberal saldırını karşısında kitleleri seferber edebilme inandırıcılığına, gücüne ve örgütlülüğe kavuşmuştur. 1980 sonrası kamuya yönelik saldırı artık hükmünü yitirmiştir. Şimdi kamucu bir anlayışla kurumsal ve toplumsal dönüşümü hedef alan bir eylem planının yürürlüğe konması gerekmektedir. Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP’nin içine girdiği süreç ve diğer partilerin sosyo-ekonomik düzleme çekilmesi sadece CHP için değil solun bütünü için bir kazanımdır. CHP’nin başarısı ve kazanımları solun bütününe yazmaktadır. Bu durum üzerinde yeterince durulmamış ve tartışılmamıştır. Ancak Gezi’de ortaya çıkan “toplumsal birlikteliğin en geniş, en özgürlükçü, en eşitlikçi biçimde kurulması” fikri solun bütünü için yol göstericidir. Solun burada yapması gereken bunun neden gerekli olduğu ve nasıl yapılacağına ilişkin kapsamlı ve uzun dönemli bir stratejiyi toplumun önüne koymaktır. Neden gerekli olduğu kısmı Türkiye’de sağın, milliyetçilerin, muhafazakarların, dincilerin toplumun her alanında yarattığı tahribattır. Bunun envanterinin çıkarılıp toplum önüne konulması aynı zamanda sağda yürünecek bir yolun kalmadığını da ortaya koyacaktır. Bu konuda çok yoğun bir mesainin harcanması gerekmektedir. Toplumsal barışın bozulmasından dinsel sömürüye, uluslararası bağımlılıktan ekonomik bağımlılığa, eğitim ve adalet sisteminin çökmesinden otoriterleşmeye, kısacası her alanda çok ciddi bir durum analizi ve bunun en geniş şekilde propagandasının yapılması zorunludur.

Bu ülkenin solcuları haklı çıktıklarını anlatmak zorundadır. Bu zorunluluk bu halk için hayatını kaybeden devrimcilere bir görevdir. Bu ülkede köyleri dolaşarak tarımın çökeceğini, günü geldiğinde hiçbirşey ekemeyeceklerini anlatan solcuların haklı çıktığı anlatılmalıdır. Solun tarihsel uyarılarının ne denli önemli ve hayati olduğu örnekleriyle anlatılmalıdır. Solun tarihsel haklılığı en geniş biçimde anlatılması gerekmektedir. Bu yapıldığında solun önündeki önyargılar kalkacaktır. Bu anlatıldığında sola ilişkin negatif imgelem dağıtılacaktır. Bu alanda elde edilecek psikolojik üstünlük solun çok daha geniş alanda siyaset yapmasına, sözünün dinlenmesine ve kendisini rahat bir biçimde ifade etmesine imkan tanıyacaktır.