Uluslararası iliş

Uluslararası ilişkiler kuramcısı Hans Morgenthau anlatmış Marshall Berman'a... Geçen yüzyılın başında, Bavyeralı işçiler yoksulluk ve çalışma koşullarının ağırlığı nedeniyle genç yaşta vereme yakalanır, o vakitler çaresi olmayan bu hastalıktan kurtulmaları mümkün olmazmış. Morgenthau'nun doktor olan babası, veremli işçilere son arzularını sorduğunda sıklıkla "Komünist Manifesto ile gömülmek istiyorum" cevabını alırmış. Dahası, "Rahibin gizlice ölü odasına sızıp da ellerinin arasına Manifesto yerine İncil'i sokuşturuvermemesine dikkat etsin diye hekime yalvarıyorlarmış." 'Katı Olan Herşey Buharlaşıyor' kitabından tanıdığımız Marshall Berman'ın yeni kitabı İletişim'den çıktı: 'Marksizmle Maceram'. İnsanın gözlerini yaşartacak kadar heyecan verici yukardaki hikaye de, o kitaptan...

* * *

Berman'ın Marksizmle tanışması, henüz genç ve öfkeli bir üniversite öğrencisiyken '1844 El Yazmaları' ile başlıyor. Hatta kitabın 50 cent gibi ucuz bir fiyata satıldığını öğrenince 20 tane alıp yakınlarına hediye ediyor. Üstelik kitabı okuduklarında, bütün hayatlarının birden bire değişeceği garantisi veriyor! Hediyelerini alanlar kitabı okudular mı, okuyanların hayatı değişti mi, bunları bilmiyoruz. Ama '1844 El Yazmaları'nı okuduktan sonra Berman'ın hayatının değiştiği kesin. İşte 'Marksizmle Maceram' da bu özel insani deneyimin muhtelif duraklardaki hikayesi: Marx'ın hayatı ve kimi eserleri... Bunlar hakkında yazılmış kitaplar, eleştiriler... Lukacs, Babel, Benjamin üzerine düşünceler... Ve Manifesto üzerine heyecan verici bir makale... Marshall Berman'ın bu son kitabını ilgi duyanlara tabii ki hararetle öneriyorum ama asıl üzerinde durmak istediğim konu Marx'ın kendisi!

* * *

Herhalde 'maalesef' demeliyim, bizim kuşağımız Marksizmi ilk elden, yani Marx'ın kendisinden öğrenme fırsatını pek bulamamıştı. Ya da epey geç buldu. 70'li yılların yoğun eylemliliği bir çok insana kitap okuyacak kadar zaman tanımazken, buna imkanı olanların tercihleri ise o günlerin pratiğine ve sol içi tartışmalarına 'faydası olacak' eserlerle sınırlıydı. Üniversitede her akademik yıl başladığında yürürlüğe giren okuma ve 'eğitim çalışmaları' programında Marx'ın her hangi bir eseri var mıydı, hatırlamıyorum. Belki, Komünist Manifesto... Lenin, Stalin ve Mao ağırlıklı 'kompakt' bir okuma programı daha bir rağbet görürdü. Sonrası sizin kişisel seçimlerinize kalmış. İster Arnavutluk Emek Partisi'nin sayfalar dolusu kongre kararlarını okuyun, ister Carlos Mariguella'nın 'Şehir Gerillasının El Kitabı'nı...

* * *

Bu işler şimdilerde nasıl oluyor, çok bilmiyorum. Yani, genç solcular, devrimciler nasıl bir okuma düzeni içindeler fazla bilgim yok. Ama bir önerim var: Hil yayınları gayet faydalı bir iş yaptı. Marx'ın önemli yazılarını 'Siyasi Yazılar', 'Ekonomi Yazıları' ve 'Felsefe Yazıları' başlıkları altında üç ayrı kitapta topladı. İşte harikulade bir maceraya başlamak için iyi bir fırsat. Yaşadığımız dünyayı, modern köleler olarak kendi hayatlarımızı, sıkıntı ve korkularımızın kaynağını, her gün sabahtan akşama kadar emek gücümüzü satarak bir yandan kendimizi tüketirken diğer yandan bizi tüketen şeyi nasıl büyüttüğümüzü, üstüne üstlük hala satacak bir şeylerimizin olmasına dua edip acıklı bir paradoksun içine nasıl hapsolduğumuzu bilmek ve anlamak az şey mi? Berman'ın deyişiyle, keyifli, özgürleştirici, heyecan verici, öte yandan sorunlu, korkunç ve tehlikeli bir maceraya atılıp sıradan insanlardan farklı bir hayatı seçmek hala mümkün.