Haydarpaşa Kitabı: Kent, mekân, mücadele
ARAS ALADAĞ
Kadıköy Belediyesi Kültür Yayınları etiketiyle ‘Haydarpaşa Kitabı: Kent, Mekân, Mücadele’ yayınlandı. Yayınevi bünyesindeki ‘Akademi Serisi’nin ilk yayını olan kitap, Haydarpaşa Garı’nın tüm serüvenine dair bir izlek sunuyor. Kitap, Garı bir sanat eseri, bir mimari yapı, bir demiryolu mirası, bir direniş mekânı, seslerin buluştuğu bir yer, mahalle mekânı, film karesi ve daha birçok farklı formda kayıt altına alıyor.
II. Abdülhamit’in buyruğu ile yapımına başlanan Haydarpaşa Garı 1908’de açıldı. Bağdat ve Hicaz Demiryollarının, İstanbul’daki merkezi olarak planlanan Gar, 1917’de bir sabotaj sonucu çıkan yangın nedeniyle hasar gördü. Gar’a ikinci büyük hasarı veren de ham petrol yüklü ‘Independenta’ adlı tankerin bir gemiyle çarpışması sonucu gerçekleşen 15 Kasım 1979 patlamasıdır. Patlamanın ardından başlayan restorasyon ancak 1983 yılında tamamlandı. 1997 yılında Koruma Kurulu kararıyla 1. Grup Korunması Gereken Kültür Varlığı olarak tescil edilen Haydarpaşa Garı, 2000’li yıllar itibariyle hız kazanarak tüm İstanbul’u etkisi altına alan neoliberal kentsel dönüşüm projelerinin de hedefi haline geldi. Bunun sonucu olarak Gar’ın işlevine müdahaleye yönelik iddialar da 2004’te ortaya çıkmaya başladı.
2010’da yapılan restorasyon çalışması sırasında çıkan yangın ile Gar’ın çatısı tamamen yanmıştı. 2011’de Gar ve çevresinin kültür, turizm ve ticaret alanına dönüşmesinin önünü açan imar planı İBB Meclisi’nde kabul edilmesini takiben 2012’de ana tren seferlerinin durdurulmasıyla Gar merdivenlerinde bugüne dek süren haftalık nöbet tutulmaya başlandı. 2000’li yıllarla birlikte Haydarpaşa Garı’nın mekânsal ve toplumsal belleğini yok etme eğilimi taşıyan somut girişimlere dayalı çok boyutlu bir süreç yaşandı. Gar, bu süreçte birçok çılgın projeye de konu edilirken bazen Manhattan’a bazen de Venedik’e benzetilmeye çalışıldı.
Günümüzde restorasyon çalışmaları devam eden Gar, hâlâ trensiz; tren istasyonları da atıl durumda. Garın geleceği belirsizliğini korurken hazırlanan bu kitap, gündelik deneyimleri, toplumsal mücadeleyi ve akademik perspektifi ‘mekân, kent ve mücadele’ olarak birbiriyle ilişkili üç temel kentsel boyuta tekabül edecek alt başlıklarla tartışıyor. ‘Mekân Krizi’ başlıklı ilk bölümde, Haydarpaşa’nın kültürel miras, demiryolu bütünselliği, kent kimliği, neoliberal politikalar, kentsel planlama kavrayışları temelinde dönüşümüne odaklanan çalışmalar yer alıyor. ‘Kentsel Gündelik Yaşam’ başlıklı ikinci bölümünde, mimari, mahalli, fonksiyonel, sosyolojik, sinematik, akustik özellikleriyle Haydarpaşa’nın kent hayatına kazandırdığı değerlere ve imgelere odaklanan çalışmalar yer alıyor. ‘Mücadelenin Mekânı’ başlıklı üçüncü bölümde ise Haydarpaşa Garı’nın kuruluşundan itibaren ortaya çıkan toplumsal hareketler birikimine odaklanan dayanışma pratikleri, sendikacılık serüveni, kadınlık deneyimleri, gibi demiryolu emekçilerinin anlatılarından oluşan çalışmalar ve değerlendirmeler yer alıyor.
‘Haydarpaşa Kitabı: Mekân, Kent, Mücadele’ ile mimarlık tarihi, kültürel ve endüstriyel miras, kentsel politika, ekonomi-politik, kentsel ulaşım ve planlama, mekânsal kimlik, sinema ve sanat çalışmaları, akustik ekoloji ve ses peyzajı/çevresi, kentsel toplumsal hareketler ve emek mücadelesi alanından araştırma ve analizleri demiryolcuların ve sendikacıların tanıklıkları ile bir araya getiriyor.
Türkiye’de kentleşme dinamiklerinin farklı boyutlarını bir arada düşünebilmeye olanak sağlayan az sayıdaki mekândan biri olan Haydarpaşa Garı’nın tüm Türkiye için tarihsel, kültürel ve sosyolojik anlamda özgünlükler barındıran ve pek çok kültürel ve sanatsal eserde, anıların, emeğin, anlatının mekânını oluşturan niteliklerinin hafızalardaki ve tahayyüllerdeki önemini gösteriyor.