Hazırlayan: Murat TIRPAN

Haftanın Önerisi

Disney +’ı sadece Atatürk dizisiyle anmayalım, bu hafta ne zamandır beklediğimiz The Bear’in ikinci sezonu platformda yerini aldı. The Bear, ilk sezonun başarısının ardından geri döndü ve belki de şimdi daha iyi. İlk sezon, Carmy (Jeremy Allen White) ve ekibinin, Berzatto ailesinin zor durumdaki Original Beef restoranını ayakta tutma ve yeniden markalaşma çabalarıyla son bulmuştu. İkinci sezon, Carmy’nin bir pizza kutusuna listeler ve maliyetler yazmasıyla başlıyor ve bu, izleyiciye bir mutfakta yaşanan stresin ve kaosun nasıl başarıyla canlandırılacağını gösteriyor ve elbette bu kaosun nasıl fena halde hayatın analojisi olabileceğini de.

Senaryo hâlâ muhteşem; akıcı, komik ve hüzünlü. The Bear’ın ikinci sezonu, izleyiciye sadece bir mutfak draması değil, aynı zamanda hayatın anlamı üzerine derinlemesine bir bakış sunuyor. İlk sezona göre daha kapsamlı ve duygusal bir derinliğe sahip olan bu sezonu kesinlikle kaçırmayın. Henüz ilk sezonu izlemediyseniz de hemen başlayın.

The Bear (2. Sezon)-Disney+

***

Haftanın Dikkat Çekeni

Yamyamlık temasının popülerleşmekte olduğunu siz de düşünmüyor musunuz? “Yellowjackets,” “Dahmer,” ve “Bones and All” gibi yapımların ana temasını oluşturan bu tabu mesele şimdi Amazon Prime Video’daki “The Horror of Dolores Roach” ile karşımızda. İnsanların kendi cinsini yemesinden duyulan korku, hem güncel hem de kadim bir hikâye.

Dizi günümüzün Washington Heights bölgesinde, 16 yıl hapis yattıktan sonra eski mahallesine dönen Dolores’in hikâyesini anlatıyor.  Dolores, bir süre için doğru olanı yapmaya çalışıyor ama giderek bir seri katile dönüşüyor. Her cinayet, hikâyenin derinliğini artırıyor. 

“The Horror of Dolores Roach” karanlık bir yapım olmasına rağmen, başroldeki Machado’nun özgün fiziksel mizahı ile birlikte eğlenceli bir yana da sahip. Sonuç olarak dizi hem korku hem de mizahın sınırlarını zorlayan, etkileyici bir yapım. Göz atmaya değer.

The Horror of Dolores Roach (Amazon Prime Video)

***

Bu hafta önerebileceğim bir başka iş “karmaşık bir saç hikâyesi olan” Medusa Delux. Film, kuaförlerin ve saç tasarımcılarının birbirleriyle rekabet ettiği, büyüleyici bir yarışmaya odaklanıyor. “Medusa Deluxe”da saçlar başrolde, ama başka bir şey daha var, yüksek ödüllü bir kuaförlük yarışması boyunca işlenen cinayetler. Filmin atmosferi tuhaf saç modellerinin arkasına gizlenen zehirli niyetlerin pusuya yattığı tekinsiz bir dünya. Film, cinayeti takiben dedektifler tarafından mülakata alınmayı bekleyen modeller ve kuaförlerin sahne arkasında açılıyor. Bir tür kapalı oda polisiyesi başlıyor bundan sonra; katil muhtemelen onlardan biri. Medusa Delux’un gizem dozu yerinde, saçlar ve  filmin ruhunu oluşturan kadınlar harika. Keyifli ama aynı zamanda cesur ve  gösterişli bir seyirlik.

Medusa Deluxe, Thomas Hardiman (MUBI)